Bu gençleri küstürmeyin!

Güncelleme Tarihi:

Bu gençleri küstürmeyin
Oluşturulma Tarihi: Haziran 19, 2014 10:52

ÖNCEKİ gün Almanya-Portekiz karşılaşması vardı.

Haberin Devamı

Brezilya’da oynanan Dünya Futbol Kupası karşılaşmalarını insanların birlikte izleyebilmeleri için başkent Berlin’deki Federal Meclis olarak bilinen Alman Parlamentosu’nun yanındaki tarihi Brandenburg Kapısı’na açılan 17. Haziran Caddesi üzerinde günler önce dev ekranlar kurulmuştu.
Aynı bölgedeki başbakanlık binasının önünden geçerken, daha karşılaşmaya 3-4 saat olduğu halde, insanların iyi bir yer kapabilmek için etkinlik alanına doğru akın ettiğini gördüm.
Çoğunun üzerinde Alman Milli Takımı forması vardı...
Şapkalar, kaşkollar da Alman bayrağının siyah-kırmızı-altın sarısı renklerindeydi...
Tabii ellerinde Alman bayrakları da vardı...

* * *

Aralarında Türk kökenliler de vardı...
Çoğu gençti...
Çocuklarıyla birlikte Alman Milli Takımı’nı izlemeye gelen Türk kökenli genç çiftler de vardı...
Onlar da Alman Milli Takımı forması giymişlerdi...
İlkokul birinci sınıfa giden 7 yaşlarındaki Semih’in üzerinde de, arkasında Özil yazılı bir forma vardı...
İki elinde iki bayrak...
Hem Alman, hem Türk bayrağı...
Başbakanlık binasının önünden geçerken “Ben hem Alman’ım hem de Türk. Beni bu iki kimliğimden de koparmayın!” der gibiydi adeta...

* * *

Almanya’nın 4-0 kazandığı maçı ben evde seyrettim...
Karşılaşma bittikten sonra başkent Berlin’in her türlü lüks mağazaların bulunduğu ünlü Ku’Damm Caddesi’ne çıktım...
Çok geçmedi...
Kutlamalar başladı...
Otomobillerine binen, ellerine bayrağını alan insanlar Ku’Damm’da tam bir bayram havası yaşadılar, yaşattılar.
Aralıksız korna sesleri...
“Almanya, Almanya” diye bağıran insanlar...
Herkes sevinçli...
Herkes coşkulu...
Herkes mutlu...
Ku’Damm’da otomobilleriyle tur atan kızlı-erkekli Türk kökenli gençler de vardı...
Almanya’da dünyaya gelen, Almanya’da büyüyen, Almanya’da okula giden ve tüm sosyalisazyonlarını burada almış gençler...
Onların da ellerinde Alman bayrakları...
Ama onların ellerinde Türk bayrakları da vardı...
Yani hem Alman, hem Türk bayrağı...
Onlar da “Biz hem Alman, hem Türk’üz. Bizi bu iki kimliğimizden koparmayın”
diyorlardı adeta...

* * *

Bu tabloyu görünce Almanya’daki çifte vatandaşlık tartışmalarını düşündüm.
2000 yılından sonra Almanya’da dünyaya gelen ve otomatik olarak Alman vatandaşı da olan Türk kökenlilerin de aralarında bulunduğu bazı göçmen kökenlilerin 18-23 yaşları arasında tek vatandaşlıkta karar kılmalarını içeren Opsiyon Modeli uygulamasıyla ilgili tartışmalar aklıma geldi.
Hıristiyan Demokrat/Hıristiyan Sosyal Birlik Partili (CDU/CSU) politikacıların “Bir insan iki ülkeye birden sadakat gösteremez” şeklindeki yaklaşımları aklıma geldi.
Oysa ki, hem başbakanlık binası önünde küçük Semih’in hem de Ku’Damm Caddesi üzerindeki kızlı erkekli Türk kökenli gençlerin sergilediği tablo ortadaydı...
Onlar buralıydı...
Yani Alman vatandaşı...
Ama onlar aynı zamanda Türk kimliklerini kaybetmek istemiyorlardı...
Onlar da bu ülkedeki milyonlarca çifte vatandaş statüsündeki insanlar gibi kendilerine aynı statünün verilmesini istiyorlardı...
Hem de haklı olarak...
Gelin bu gençlerin sesine kulak verin...
Gelin bu gençleri küstürmeyin...

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!