'Bu gazetecilere gözdağı davası'

Güncelleme Tarihi:

Bu gazetecilere gözdağı davası
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 26, 2017 01:07

Cumhuriyet gazetesi davasının ikinci duruşması dün devam ederken savunma yapan Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu “Bu, bütün gazetecilere gözdağı davasıdır. Ben Pensilvanya’ya gitmedim. Gülen’i öven yazım yok. Geçmişi belli geleceği de belli kişileriz” dedi.

Haberin Devamı

İSTANBUL 27. Ağır Ceza Mahkemesi’nde Cumhuriyet gazetesinden 19 çalışan ve yöneticinin yargılandığı ikinci duruşmaya da ilk günkü gibi ilgi yoğundu. Birçok kişi duruşma salonuna giremedi. Duruşmaya, 12 tutuklu sanık getirildi. İlk olarak Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu savunma yaptı. Murat Sabuncu ifade vereceği yere geldiğinde bir jandarma eri yanında beklemeye başladı. Avukatlar tepki gösterince Mahkeme Başkanı Abdurrahman Orkun Dağ, tüm duruşmalarda jandarmanın sanığın yanında yer aldığını belirtti. Ancak avukatların itirazları devam edince jandarma eri Sabuncu’nun yanından ayrıldı. Murat Sabuncu savunmasında özetle şunları söyledi:

5 YAŞINDA MAL VARLIĞI ARAŞTIRILDI
“Biz gazetede 200 kişi çalışıyoruz. Yani Cumhuriyet gazetesinin yüzde 10’unu gözaltına aldınız ve sorguladınız. Eşleri, çocukları hatta yakınlarını bile araştırdınız. Hatta bir arkadaşımızın 5 yaşındaki kızının mal varlığı bile araştırıldı. HTS kayıtlarından, ByLock kullandığı iddia edilen kişilerle irtibattan bahsedilmektedir. Gazeteci temas eder ancak mesafesini korur. Dosya içindeki bir belgede 215 bin ByLock kullanıcısı olduğu belirtiliyor. Benim 13 kişiyle irtibatlı olduğum iddia ediliyor, 18 binde bir yani. Görüştüğüm kişiler arasında hâkim Mehmet Ekinci olduğu söyleniyor. Sadece telefonla görüşmedim. En az 7 kez aynı ortamda bulundum. O şu anda sizin oturduğunuz kürsüde oturuyor ve Odatv yargılamasını yapıyordu. Biz o dönem bu salonlara Ahmet Şık, Soner Yalçın, Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu’na destek olmak için geliyorduk. O dönem bu kişilerin yanında durmak zordu. Ahmet Şık’ın kitabı o zaman korkusuz 100 kişinin imzasıyla basıldı. O imzacıların arasında ben de vardım.

MANŞETLERİ ÜSTLENİYORUM
1 Eylül 2016’da genel yayın yönetmeni oldum. İddianamede konu edilen manşetlerin hemen hemen tümü benden önce. Ahlaki ve siyasi sorumluluğu üzerimde taşıyorum. Bize karşı hangi itham ileri sürülürse sürülsün, bize hangi bedel ödetilirse ödetilsin İlhan Selçuk’un, Uğur Mumcu’nun, Hrant Dink’in, Musa Anter’in, Metin Göktepe’nin yolundan dönmeyiz. Ben Pensilvanya’ya hiç gitmedim. ‘Gülen bana koku, kalem hediye etti’ diyen gazeteci olmadım. Gülen’i öven tek yazım yok. Bizler namus ve şerefle gazetecilik yapmış; geçmişi belli, geleceği de belli olan kişileriz.”

BAŞSAVCILIK’TAN SAVCI AÇIKLAMASI
Sabuncu “Bizimle ilgili operasyon yapan savcı Murat İnam’ın kendisi FETÖ üyesi olmaktan müebbet istemiyle yargılanıyor. Hem de tutuksuz olarak. Biz ise hukuksuz bir şekilde 9 aydır tutukluyuz. Savcılığın bulduğu tanıklar, uzun süre Fetullah Gülen’in yanında bulunmuş, sözcülüğünü yapmış kişilerdir. Hüseyin Gülerce ve Latif Erdoğan’dır” dedi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ise duruşma sürerken yazılı açıklama yaparak, iddianameyi hazırlayan savcılar hakkında FETÖ iddiasıyla dava olmadığını belirtti. Cumhuriyet soruşturmasını başlatan Savcı Murat İnam, 54 hâkim savcı hakkında açılan FETÖ davasında sanık olduğu ortaya çıkınca bu dosyadan alınmıştı.

DURUŞMADA BAŞSAVCIVEKİLİ İLE FETÖ ATIŞMASI
Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi ve Cumhuriyet Gazetesi avukatı Bülent Utku ifade verdiği sırada, esasa yönelik savunma yapmasını isteyen Başsavcıvekili Hacı Hasan Bölükbaşı ile arasında küçük bir atışma yaşandı. Bülent Utku, Başsavcıvekili’ne, “Fetullah Gülen’i nasıl koruduğunuzu anlatacağım, sabredin” diyerek Mine Kırıkkanat’ın bir yazısına Başsavcıvekili Bölükbaşı’nın dava açtığını, davanın müştekisinin de Fetullah Gülen olduğunu anlattı. Bölükbaşı da söz alarak, “Sürekli hâkim-savcıları suçladınız, esasa ilişkin bir şey göremedim. Savcıları yargılıyorsunuz” dedi.

Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi sanık Güray Tekin Öz de suçlamaları reddetti: “FETÖ’den soruşturma yapılan bir kişiyle iletişim kurduğum iddiası var. Bu iddia birazdan fazla komiktir. İletişim kurduğum iddia edilen kişi Çankaya’da bir pidecidir. Pidecinin hakkında soruşturma olduğunu bilme şansına nasıl sahip olayım.”

Dün son olarak avukat Mustafa Kemal Güngör savunma yaptı: “Gülen’in hakkındaki yazılarla ilgili gazete aleyhine açtığı onlarca davada gazetenin ve Hikmet Çetinkaya’nın avukatlığını yaptım. İroniye bakınız ki, şimdi FETÖ’ye yardımla suçlanıyoruz. İddianame “kurt ile kuzu” masalını çağrıştırdı. Hani, ne olursa olsun kuzuyu yemeye karar vermiş kurtun, uydurduğu bahaneleri anlatan o güzel masal. Ama zulme, korkuya ve hukuksuzluğa teslim olmak yok.”


Bu gazetecilere gözdağı davası

CUMHURİYET gazetesinden 12’si tutuklu 19 kişinin yargılandığı davanın ikinci duruşması Çağlayan’da görülürken davaya dünyadan ilgi dün de devam etti. Sanık yakınları, sivil toplum kuruluşları ve siyasilerin yanı sıra çok sayıda yerli ve yabancı basın temsilcileri de duruşmayı izledi. Aralarında IFJ, EFJ, IPI, Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü, PEN gibi çok sayıda uluslararası gazeteci ve yazar örgütlerinin bulunduğu kuruluşlardan temsilciler Çağlayan’daydı. Adliye önünde toplananlar tutuklu gazetecilerin fotoğraflarını taşıyarak serbest bırakılmalarını istedi.

BAKMADAN GEÇME!