Bu filmler İspanyolca konuşuyor

Bir Frank, 14 Peseta Eder

İspanya, 1960. İki arkadaş Martin ve Marcos iş aramak için İsviçre'ye gitmeye karar verirler. Ailelerini İspanya'da bırakarak gelişmişliğin ve özgürlüklerin Avrupası'nda yeni bir hayata doğru yola çıkarlar. Orada, bir fabrikada işçi olarak çalışarak ve küçük bir sanayi köyünde yaşayarak uyum sağlamak zorunda oldukları çok farklı bir zihniyet keşfedeceklerdir. Marcos'un sevgilisi Maria Carmen ile Martin'in karısı Pilar'ın oğlu Pablo'yla birlikte gelmesiye onca özgürlüğün olduğu bir ülkede yaşadıkları bekar hayatları sona erer. Martin ve Pilar çalışmaya devam ederlerken küçük Pablo okula başlar. Martin'in babasının ölümüyle, aramaya geldikleri şeyi bulduklarına ve artık geri dönme vaktinin geldiğini düşünürler. Ne var ki, geri dönmeleri gidişlerinden daha zor olacaktır.

Kurmaca / Ficción

Alex yönetmendir. Evlidir ve iki çocuğu vardır. İçine kapanık ve çekingen bir adamdır. Alex'in, bir sonraki filminin senaryosunu bitirme konusunda sorunları vardır ve birkaç günlüğüne Pireneler'de küçük bir köyde yaşayan arkadaşı Santi'nin evine gitmeye karar verir.  Alex senaryoyu yazmaya çalışırken, kendisi gibi köyde misafir olan Monica ile tanışır. Akşam yemekleri ve macera ve aksiliklerle dolu gezintiler derken ikisi arasında bir aşk doğar. Bu duygu, kelimelere dökülmez ama günden güne şiddetlenir. Karısıyla çocuklarının gelişi sonu getirir. Son buluşmada ilk ve son kez duygularından bahsederler ve bu sırrı paylaşarak vedalaşırlar. Alex senaryoyu tamamlamak üzere gitmiş ve tek bir sayfa bile yazmamıştır. Ancak Monica'nın arkasından bakarken hangi filmi çekeceğini artık biliyordur. Seyrettiğimiz filmi...

Obaba

25 yaşındaki Lourdes, Obaba topraklarına doğru bir seyahate çıkmaya karar verir. Eşyaları arasında küçük bir video kamera vardır. Bununla, Obaba gerçeğini, dünyasını ve insanlarını görüntülemek istemektedir. Ne var ki Obaba Lourdes'in hayal ettiği gibi bir yer değildir ve çok geçmeden, Merche, Ismael ve Tomas gibi orada yaşayanların kaçamadıkları -ve kaçmak istemedikleri- bir geçmişe saplanıp kaldıklarını keşfeder. Onlar ve arkadaşlık kurduğu neşeli bir genç olan Miguel vasıtasıyla, Lourdes hayatlarının tutku, kıskançlık ve şiddet uyandıran parçalarını öğrenmeye başlar. Lourdes, hayatlarına anlam veren ve video kamerasıyla gerçeği yakalamasını sağlayan yapbozu yeniden tamamlamaya çalışır. Ancak hep eksik kalan, kaçan, bir türlü anlayamadığı bir şeyler vardır, tıpkı Obaba'da yaşayan kertenkelelerin gizemli davranışları gibi. Hiç kimsenin, hatta Lourdes'in kamerasının bile ortaya çıkarmayı başaramadığı bir gizem.

Koyu Mavi Siyaha Çalar / Azuloscurocasinegro

Koyu Mavi Siyaha Çalar bir ruh hali, belirsiz bir gelecek, bir renktir. Nasıl bir ışık altında, nasıl bir prizmadan ve nasıl bir tavırla bakıldığına bağlı olarak değişen bazen tanıyamadığımız bir renk. Çoğu zaman yanıldığımızı ve bazen her şeyin aslında bizim onları gördüğümüz renkte olmadığını bize hatırlatan bir renk. Babasının felç geçirmesinden sonra Jorge onun işini devralmıştır. Kaçınılmaz gibi görünen bir kadere karşı savaşmaktadır. Son yıllarda çalışmak, babasına bakmak ve üniversitede okumak için didinmiştir. Şimdi amacı başka bir iş bulmaktır. Kardeşi Antonio vasıtasıyla Paula ile tanışır. Paula'yla, onu başkalarının ondan beklediklerini gözardı ederek, her şeyden sorumlu hissetmeyi ve isteklerine direnmeyi bırakmaya teşvik edecek tuhaf bir ilişki kurar. O zaman her şey daha farklı olabilecektir… ya da olmayacaktır.

Beni Bırak / Vete De Mi
Yönetmen: Víctor García León
Oyuncular: Juan Diego, Juan Diego Botto, Cristina Plazas, Rosa Maria Sardà

Santiago hiç başrol oyuncusu olmamıştır... ne tiyatroda, ne sinemada... hatta kendi hayatında bile... Santiago, otuzlarındaki oğlu Guillermo'nun birkaç gün evinde kalmasının hayatını bu kadar değiştireceğini hiç düşünmemiştir... "Bırak beni", doğuştan bencil iki kişi arasında benzerlikler ve ayrılıkların yaşandığı "aile arasında" bir maskeli balodur: kendisini çevreleyen aile fertlerinin zaten kırılgan ruh hallerini altüst etmeyi başaran iflah olmaz bir yalancı ve aniden hayatının bir yalan olduğunu keşfeden başarısız bir yan rol oyuncusu... 50'li yaşlara gelen, işsiz kalan, bir oğul bulan ve tamamen tersini dileyen biri hakkında hicivli ve acı bir komedi...

Boş Eller / Las Manos Vacias

Öykü, sahibi yaşlı Madame Catherine'nin aşırılıklar yüzünden ölmesine ve tamirci Eric tarafından gizlice gömülmesine tanıklık eden, rahatsız edici evcil bir kuş olan Perroquet'in gözünden anlatılabilir. Aynı zamanda sınırdan çok uzak olmayan bu küçük köyden geçen ve koridorlarında Sophie gibi hayalperest kondüktörlerin dolaştığı vagonlarla dolu olup hergün, aralarında rüzgar gibi oradan oraya gezmekten başka bir şey yapmayan yakışıklı Gerard'ın da bulunduğu yolcuları taşıyan trenlere bakarak da anlatılabilir, sahi, acaba Gerard nereye gider? Ama tabii, tavernacı Yann'ın büyük bir zevkle arkadaşları Eric ve jandarma Jean-Claude ile paylaştığı şarap şişeleriyle de anlatılabilir. Hatta, tamirciyle oynaşmaya devam ettiği halde şimdi Jean-Claude'la birlikte olan Maria'ya Eric'in bir tane teklif ettiği çamaşır makineleriyle de anlatılabilir. Anna ve Yann'ın melankolik Axel'e ilgi duyan kızları küçük Lola'ya aşık olan istasyon şefinin yardımcısı kıskanç Philippe'in korkunç tablolarından bahsetmek bile gereksiz... Aynı zamanda hem eğlenceli, hem felaket, hem basit, hem çok karışık bir hikaye.

Ayrıntılı bilgi için:
http://www.askfest.org/