Reha ERUS
Oluşturulma Tarihi: Mart 23, 2002 01:44
Büyük bir patlama, cehenneme dönen bir gökdelen. Bir yaralıyı kurtarmaya çalışan itfaiye şefi. Collateral Damage (Ölümüne Takip) filmi böyle başlıyor. Sanki 11 Eylül faciası. Oysa film çok önceden çevrilmiş; ekimde vizyona girmesi beklenirken İkiz Kuleler çökünce, ertelenmiş.
Konusu, New York faciasıyla fazlasıyla bağlantılı. Los Angeles itfaiye teşkilatının pazılı şefi Gordy Brewer'in eşi ve çocuğu bir terör eyleminde ölür. Buraya kadar herşey 11 Eylül olayı gibidir. Sonra
film 11 Eylül'den biraz sapar. Çünkü Los Angeles polisi dosyayı rafa kaldırır! Gerçek hayatta ABD'nin vatandaşlarının intikamı konusunda böyle vurdumduymaz davranması beklenemez; ama ne yapalım ki filmde bir kahramanın tek başına bir terör örgütünü dağıtması tabii daha hoş görünecektir. Nitekim, ailesinin intikamını almaya karar veren Gordy, tek başına harekete geçer. 11 Eylül'den sonra filmde tek bir sahnenin bile değiştirilmediğini söylüyor Gordy Brewer'i canlandıran Arnold Schwarzenegger. Üzerindeki montun sağ kolunda Amerikan, sol kolunda Avusturya bayrağı dikili. ‘‘İki vatanım var. İkisiyle de gurur duyuyorum’’ diye bağırıyor Alman aksanlı İngilizcesiyle.
11 Eylül'de neredeydiniz?
-Evimde banyo yapıyordum. Eşim Mary telaşla seslendi. ‘‘Schwarzy teröristler New York'ta İkiz Kulelere saldırmış’’ dedi. Ardından ABC televizyonu aradı. Canlı yayında çevirdiğimiz filmle bu facianın bağlantılarını tartıştık. Terör, siyasi sistemin işlemediği veya yanlış işlediği ülkelerde yeşeriyor. Birileri Rolls Royce'la gezerken başkalarının günde üç dolara ağır işlerde çalışması dengeleri bozuyor. Ama savaşa kadar sürüklenen krizler bazen çözülebiliyor. İsrail ile Mısır barış yaptılar ve hala sürüyor.
Ama İkiz Kuleler saldırısıyla ABD'de teröre bakış değişti. Bunu nasıl karşılıyorsunuz?
-11 Eylül'e kadar bu tür terör eylemlerinin sadece Hollywood'a özgü olduğu sanılıyordu. Görüldü ki geçmişte dünyanın unuttuğu bir bölgede yaşanabilen terör evimize kadar gelmiş. Bu tür eylemlere çareyi artık sinema dünyasında değil gerçekte aramak gerek. Örneğin Salt Lake City Kış Olimpiyatları'nda tribündeki seyircilerin yarısı sivil polisti. Bundan böyle güvenlik güçleriyle içli dışlı yaşamaya mecburuz. Örneğin eşim beni yakın korumaya aldı. Uçağa bindirmiyor. Korumasız gezdirmiyor.
Koyu bir Cumhuriyetçisiniz. Gelecekte sinemayı bırakıp siyasete girmeyi düşünüyor musunuz?
-Bush en doğruyu yapmıştır. Çünkü canlandırdığım itfaiye şefi Gordy gibi bireysel intikama gerek bırakmadan ulusça, dünyanın desteğini alarak terör örgütünün üzerine gitti. Siyasetten hoşlandığım doğru, ama bunun için yine doğru ortamı bulmak gerek.
İkiz Kuleler'de yaşamını yitiren itfaiyecilerin aileleri için açılan yardım kampanyasına ilk siz katıldınız...
-Filmdeki rolümü çok benimsemiştim. Sonra New York İtfaiyesi'nin verdiği kayıplar beni üzdü ve 1 milyon doları bağışladım. Şunu da düşünmekten kendimi alamıyorum. Film 11 Eylül öncesi çıksaydı adımız palavracıya çıkardı. Ama görüldü ki sanal gerçek oldu.
Biraz sizden söz edelim. Avusturya'nın bir köyünden çıkıp dünyaca ünlü bir şöhret oldunuz.
-Ben her şeyimi body-building'e borçluyum. Küçükken cılızdım. Arkadaşlarım alay ederlerdi. Yılmadım çalıştım 18 kez Dünya Vücut Şampiyonu oldum. Ardından sinemadan gelen tekliflerle ikisini bir süre beraber götürdüm. Şimdi vücudumu formda tutmak için yine çalışıyorum. Bırakmaya gelmiyor. Sarkık etli bir Schwarzy görmeye kimse tahammül edemez.
Collateral Damage'dan sonraki projeniz ne?
-İki filmimin devamı geliyor: ‘‘True Lies 2’’ ve ‘‘Terminator 3’’ yolda. Bu filmlerinde geçmişte olduğu gibi büyük ilgi göreceğinden eminim.
Siz bir de ‘‘Junior’’ adlı komedide hamile bir erkeği canlandırdınız. Şimdi de yapay rahim üretilmesi gündemde. Tıptaki bu gelişmeye nasıl bakıyorsunuz?
-Demek biz geleceği görmüşüz! Neden olmasın. Tıp mucizeyi zorluyor.
Futbolu seviyorsunuz. Bir Avusturyalı olarak, Dünya Kupası'nde Türkiye'nin Avusturya'yı elemesini nasıl karşıladınız?
-İki maçı da izledim. Çok kötü oynadık. Geçmişte Avusturya çok büyük bir takımdı. Ama Türkler, Dünya Kupası finaline gitmeyi hak etti. Şimdi bana düşen görev, Dünya Kupası'nda ülkemin milli takımını eleyen Türkiye'yi desteklemektir. Haydi Türkiye!
KENNEDY'LERİN DAMADI AVUSTURYALI KÖYLÜ
Arnold Schwarzenegger, küçük bir Avusturya kasabasında doğdu ve ününü vücut geliştirme şampiyonu olarak sağladı. 1983'te ABD vatandaşı oldu. 1986'da Amerikan hanedanı Kennedy ailesine damat oldu: John F. ve Robert Kennedy'nin yeğenlerinden Maria Shriver'la evlendi. Conan ve Terminator rolleriyle sinemada isim yaptı.
Kötü kadını oynamaya bayılıyorumİtalyan sinemasının yeni nesil oyuncularından Francesca Neri Hollywood'da da oynuyor. Onu ilk İspanyol yenetmen Pedro Almodovar keşfetti. Francesca Neri Hollywood'da genellikle dişi terörist oluyor, tıpkı Ölümüne Takip'teki gibi. Ancak bu rolden memnun: ‘‘Kötü kadın rolü oynamaya bayılıyorum. Sadık bir eş yerine bir sevgiliyi oynamayı seviyorum. Filmin sonuna dek masum gibi görünüyorum. Ama aslında azılı bir teröristin karısıyım ve en az onun kadar tehlikeliyim.’’ Francesca Neri, Harvey Keitel ve Andie MacDowell ile ‘‘Ginostra’’ adlı filmin çekimlerini bitirmiş. Şimdi İtalya'da Mimmo Calopesti'nin bir filminde yine evli bir erkeği baştan çıkartan kötü kadını oynayacak. Yani en sevdiği rolü...