Sefa KAPLAN
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 24, 2008 00:00
Hrant Dink’in öldürülmeden önce köşe yazıları yazdığı BirGün gazetesinden, "Artık atın bu Ermeni’yi, yazmasın" diye kovulmak istendiği ortaya çıktı.
Taraf Gazetesi yazarı Cemil Ertem, isim vermeden konuyu gündeme getirdi. Aynı gazetenin bir diğer yazarı ve Hrant Dink’in yakın arkadaşı Etyen Mahçupyan ise isimleri yerine koydu: Gazete, BirGün. Söz konusu Ermeni, Hrant Dink. Atılsın diyen: BirGün gazetesindeki ünlü bir solcu. BirGün ise iddialara cevap vermek yerine, Etyen Mahçupyan’ı, çalıştığı gazeteyi ve neoliberalleri suçladı.
Sosyalist sol ile liberal sol arasında Ergenekon tartışmaları devam ederken, Taraf Gazetesi yazarı Cemil Ertem, isim vermeden son derece ciddi bir iddia getirdi gündeme: Şimdi artık hayatta olmayan bir Ermeni aydın, solcuların bulunduğu bir gazeteden, "Artık atın bu Ermeni’yi, yazmasın" denilerek kovulmak istenmiş ama öldürüldüğü için konu bir daha gündeme gelmemişti. Doğal olarak herkes, bu Ermeni aydın kim olduğunu, hangi gazetede çalıştığını ve kimler tarafından kovulmak istendiğini merak etti,
Merakları gideren, iki gün sonra yine Taraf Gazetesi’nde Etyen Mahçupyan’ın yazdığı yazı oldu. Mahçupyan, net bir şekilde isimleri veriyordu: Solcular tarafından işten atılmak istenen Ermeni aydın, Hrant Dink’ten başkası değildi. Atılmak istendiği yer ise ölmeden önce köşe yazıları yazdığı BirGün gazetesi.
Oysa, BirGün gazetesi, Dink öldürülür öldürülmez sahip çıkmış, hatta, tıpkı Cumhuriyet Gazetesi’nin Uğur Mumcu’nun eski yazılarını yayımlaması gibi, Hrant Dink’in BirGün’de yazdığı yazıları yayımlamaya başlamıştı. Etyen Mahçupyan da bu ikiyüzlülüğe itiraz ediyor ve şunları söylüyordu:
"Bugünlerde Hrant’ın kendilerini temsil eden bir solcu, o geleneğin parçası olarak sunanların; öldüğünde ardından ağıtlar yakıp sahiplenenlerin; henüz yakın bir geçmişte onu Ermeni olduğu için dışlamaya yeltendiklerini duymaya ne de olsa pek hazır değiliz."
Mahçupyan, daha sonra sözü Ergenekon ayrışmasına getiriyor ve "Ergenekon’a tavır almak yerine ’üçüncü yollar’ arayan ve bunu yazıp çizenlerin, "ucu cinayate kadar giden kötülük şebekelerinin içinde doğal olarak yüzen yaratıklar olduğunu" keşfettiklerini söylüyordu. "Asıl dehşet verici olan, salt insani bir bağlam içinde yaşananların böylesine aşağılanabilmesi, kirletilmesi ve hálá kullanılmaya çalışılması. Kastım Hrant Dink’in BirGün’den atılmasını istemek değil... Etrafımızdaki ırkçıların birçoğunun da ’solcu’ olmasının şaşırtıcı bir tarafı yok. Ama birlikte olmayı istemediğiniz, varlığını hazmedemediğiniz birinin ölümü üzerinden parsa toplama, kariyer yapma ve vıcık vıcık bir duygu sömürüsü üretme pespayeliğini ’insan’ olma ile nasıl bağdaştırdıklarını anlamak zor."
Şimdi asıl merak edilen şu: BirGün gazetesinden Hrant Dink’in atılmasını isteyen, Etyen Mahçupyan’ın ifadesiyle, "Hrant’tan muhtemelen nefret eden, ölünce de ’dostu’ kesilen, ’arkadaşı’ olan" bu solcu kim?