Bu davaya tüm kadınlar taraf

Güncelleme Tarihi:

Bu davaya tüm kadınlar taraf
Oluşturulma Tarihi: Kasım 29, 2007 00:00

Daha önce de şiddet uyguladığı, tehdit ettiği iddia edilen eski eşi Sevim Zarif ve ikinci kocasını sokak ortasında kurşuna dizmekle suçlanan Avukat Yaşar Ö.’nün davası, bugün devam edecek.

Müdahil olma talepleri reddedilen kadın örgütleri ise kararlı. "Yine de tarafız, çünkü kadınlara yönelik katliamların cezaları, kuşa çevriliyor" diyorlar.

SEVİM (Gelişli) Zarif, 42 yaşında, Zeynep Kamil Hastanesi’nde çalışan bir hemşireydi. İstanbul Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeoloji Bölümü öğretim üyelerinden, Yardımcı Doçent Halil Zarif’le (44) evliydi. Bu ikinci evliliğiydi. İkisi, 22 Temmuz günü oylarını kullandılar ve evlerine dönerken sokak ortasında kurşunlara hedef oldular. İki evliliğinden iki kızı olan Sevim Zarif, orada hayatını kaybetti. Halil Zarif ise kaldırıldığı Zeynep Kamil Hastanesi’nde öldü. Geride, on yaşında annesiz ve altı yaşında anne babasız iki çocuk kaldı. Sevim’in bütün suçu, şiddet gördüğü kocasından ayrılmak, Halil’in bütün suçu Sevim’le evlenmekti. Her şey bununla da bitmiyordu: İki küçük kardeşin arasına hayalet gibi dikilen bu cinayet vardı artık ortada; birinin babası, hem annesini ve hem de kardeşinin anne ve babasını öldürmüştü. Yaşar Ö., bir ay sonra yakalandı.

CİNAYET GELİYORUM DEDİ Sevim, yedi kız kardeşin dördüncüsü olarak Sinop, Ayancık’ta doğup büyümüş, diğer kardeşleri gibi zoru başarıp, ’büyük şehir’de meslek edinmiş bir kadındı. Eski eşi ve katil zanlısı Yaşar Ö. ile Ankara’da tanıştı. Yakınlarına göre, bu ilişkide en ağır sorumluluğu, hamileyken bile Sevim üstlenmişti. Eski kocasının, doğumdan sonra hastanede yatarken başucuna elektrik ve su faturaları bıraktığı hálá anlatılıyor. Bunlar yetmezmiş gibi, tehditler, yol kesmeler ve sistemli taciz söz konusuydu. Sonunda ayrılmaya karar verdi. İşinden çok memnun olmasına rağmen, tayinini istedi. Velayetini aldığı kızıyla İstanbul’a taşındı. Mahkemenin kızlarının velayetini Sevim’e vermesi, onu ölüme götüren kábusların da başlangıcı oldu. Yaşar Ö., bazen kızını kaçırdı, peşinden giden Sevim ve avukatını dövdü. Mahkeme koridorlarında kavga etti. Ailesi, arkadaşları, mahkeme için sağlam raporu veren psikolog, avukatı da dahil çevresindeki herkes, eski kocanın tehdidinden yıllarca payını aldı. Eski eşi, Sevim’i, üstelik velayetini almaya çalıştığı kızının gözü önünde defalarca dövdü. Yakınları, "Şimdi daha iyi anlıyoruz ki, cinayet adım adım geliyordu" diyorlar.
/images/100/0x0/55ea263ff018fbb8f86e3bfa


KIZIM GÖZÜYLE GÖRDÜ Sevim ikinci eşiyle evlenince, tehditler, "Kocanı da çocuğunu da alacağım elinden!" şeklinde gelmeye başladı. Yaşar Ö. hakkında defalarca suç duyurusunda bulundu ama sonuç alamadı. Eski kocasının açtığı velayet davalarından birinde, hakime şöyle yazmıştı: "Büyüğü vermezsen küçüğü alırım diyerek tehdit, hakaret, darpla çocuğumu iki yıl yanında tuttu. Baktım psikolojisi elden gidiyor, çocuğumu aldım. Üçüncü kez velayet davası açıp amacına ulaşamadığı için yalan dolana devam ediyor. Çocuğum polis, savcı, hakim görmesin diye yıllarca yaptıklarını ne karakola ne polise bildirdim. Ama çocuğumun bu yıl görmediği ne polis, ne adliye kaldı (...) Çocuğuma yıllarca babasıyla ilgili hiçbir kötü laf etmedim. O büyüdükçe kendi gözleriyle görerek öğrendi."

KADINLAR NEDEN KORUNMUYOR İşte tüm bu yaşananların ardından yaşanan cinayet davasına bakan mahkeme kadın örgütlerinin davaya müdahil olma talebini reddetti. Ancak kadınlar, "Biz yine de tarafız" diyorlar: "Biz bu davayı sadece Sevim arkadaşımız olduğu için takip etmiyoruz. Genel olarak kadın katliamlarının cezaları hafif kalıyor. Buna tepkimiz var. Haksız tahrik indirimi denilen şey, erkeklerin işlediği kadın cinayetlerinin cezalarını kuşa çeviriyor." Ve soruyorlar: Kadın cinayetleri artıyor mu, yoksa daha görünür hale mi geliyor? Kadınları koruduğu söylenen yasalar ne kadar uygulanıyor? Sevim gibi sürekli tehdit edilen ama suç duyurularıyla hakkını arayan kadınlar neden korunmuyor?
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!