Güncelleme Tarihi:
TEKEL işçilerinin 4/C statüsüne geçirilmelerini protesto için 1 Nisan 2010'da düzenlenen eyleme katılan CHP İstanbul milletvekili adayı Süleyman Çelebi, TKP Genel Başkanı Erkan Baş ile çok sayıda sendikacının da arasında bulunduğu 111 kişiye, “2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasasına muhalefet ettikleri” iddiasıyla açılan davanın görülmesine başlandı.
Ankara 19. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen davanın ilk duruşması, sanık sayısının çok olması ve davaya izleyici olarak katılmak isteyenlerin yoğun ilgisi nedeniyle, Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nin duruşma salonunda yapıldı.
Dava konusu olayın gerçekleştiği tarihte DİSK Genel Başkanı olduğunu anımsatan sanıklardan Süleyman Çelebi'nin, “Şu anda milletvekili adayıyım. Ama dokunulmazlık istemiyorum” şeklindeki sözleri duruşma salonunda gülüşmelere neden oldu.
Eylemlerini bir suç olarak kabul etmediğini belirten Çelebi, “TEKEL işçileri, 4/C uygulamasına maruz bırakılmışlardı ve gelecekleri karartılmıştı. Bir sendika başkanı olarak, bu uygulamaya maruz kalan işçilerin yanında bulunmamak esas suç olurdu” dedi.
Anayasa'nın 90. maddesi ve uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınan haklarını kullandıkları için yargılandıklarını ifade eden Çelebi, “Bu Anayasa'ya aykırıdır. Biz bu davanın sanığı değil, bu sorunları bize yaşatanların tanığı olabiliriz. Burada yargılanması gereken bizler değiliz, bizlere şiddet uygulayan güvenlik güçleridir. Kısmet olur da milletvekili seçilirsem dokunulmazlık da istemiyorum. Bu davanın sanığı olmaktan onur duyuyorum” diye konuştu.
Çelebi, beraatına karar verilmesini talep etti.
“SORUMLULAR YARGILANSIN”
Sanıklardan DİSK Genel Başkan Yardımcısı ve Yönetim Kurulu Üyesi İsmail Yurtseven ise “2-3 ay boyunca gaza maruz kalan TEKEL işçilerinin haklı mücadelesinde yanlarında olduğunu” belirterek, sorumluların yargılanmasını talep etti.
Sanık DİSK Genel Başkan Yardımcısı Ali Cancı da işçilerin haklı ve meşru mücadelelerine sendika yöneticisi sıfatıyla ve sınıfsal olarak destek verdiklerini, bu destekten dolayı pişman olmadığını söyledi. Cancı, “TEKEL işçilerini soğuk havuza atanlar ile soğuk havada dışarıda oturmalarına neden olanların yargılanması gerektiğini” ifade etti.
Sanık DİSK Genel Sekreteri Tayfun Görgün ise üzerine atılı suçlamaları kabul etmediğini, hakları Anayasa ve uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınmış işçilerin yasal ve haklı mücadelesine destek verdiğini belirtti.
Sanık Nakliyat-İş Genel Başkanı ve DİSK Yönetim Kurulu Üyesi Ali Rıza Küçükosmanoğlu da “Burada yargılanması gerekenler, IMF ve Dünya Bankası ile bunların politikalarını uygulayan AKP ve öncesindeki iktidarlardır” dedi.
TEKEL sektöründe 100 bin işçi çalışırken, bugüne kadarki uygulamalar nedeniyle işçi sayısının giderek azaldığını belirten Küçükosmanoğlu, özelleştirme uygulamalarıyla ülkeye ihanet edildiğini savundu.
“YAPILMASI GEREKENLERİ YAPTIK”
Sanık BES Genel Başkanı Osman Biçer ise meşru bir mücadele veren işçilere ve demokratik kitle örgütlerine karşı şiddet uygulandığını ileri sürerek, “Biz sadece yapılması gerekenleri yaptık. Yargılanması gerekenlerin yargılanması için mahkemenizin gereğini yapmasını talep ediyorum” diye konuştu.
Sanık eski Eğitim-Sen Genel Başkanı Zübeyde Kılıç da iddia konusu eylemin bir basın açıklaması olduğunu, bunun, TEKEL işçilerinin özelleştirme sonrasında karşı karşıya kaldıkları ve ciddi hak kaybı yaşadıkları 4/C statüsünün getirilmesine karşı yapıldığını ifade etti.
Sanıklardan TMMOB Genel Sekreteri Nebil Hakan Genç ve Eğitim-Sen Genel Sekreteri Mehmet Bozgeyik de üzerlerine atılı suçlamaları kabul etmeyerek, beraat talebinde bulundu.