Bu davada yok yok

Güncelleme Tarihi:

Bu davada yok yok
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 02, 2000 00:00

Haberin Devamı

Siyasi bir suikast, ardından öldürülen ihbarcı, cinayetten mahkumiyet, on yıl firardayken İstanbul'da kulüp işletmeciliği, erkek şiddeti

ve felç olan bir kadın, sahte avukatın düzenlediği sahte mahkeme kararları ve cezaevinden kurtuluş... Hepsi bu davada!

Sahte avukat Mehmet Hadi Arın'ın 11 yıl hapsi istendi. Arın hakkında, hükümlü Zeki Peker'i sahte mahkeme kararıyla cezaevinden kurtardığı iddiasıyla dava açılmıştı. Peker ise Abdi İpekçi suikastinden idama hükümlü Mehmet Ali Ağca’nın ihbarcısı tombalacıyı öldürmekten hükümlüydü.

Arın’ın halen aynı olayla ilgili sahte karar düzenletmekten yargılanan Peker’i, ikinci bir mahkeme kararı düzenleyerek mahkumiyetini indirtip cezaevinden kurtardığı öne sürülüyor. Kesinleşmiş mahkumiyetine rağmen 10 yıl kaçak yaşayan Peker, sevgilisini döverek felç edince yakalanmış, böylece firari olduğu ortaya çıkmıştı.

İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davaya konu sahte mahkeme kararı, Avukat Eren Keskin’in bildirimi üzerine ortaya çıktı. Sanık Zeki Peker’in sahte mahkeme kararı düzenleterek tahliyesini sağlamaktan yargılanmasına, son olarak Mehmet Hadi Arın hakkında ‘‘Sahte mahkeme kararı düzenlemek ve sahte avukatlık’’tan dava açılmasına dek uzanan olaylar iddiaya göre şöyle gelişti:

Ağca'nın ihbarcısını öldürdü

İpekçi suikastinden hükümlü Mehmet Ali Ağca 21 yıl önce ihbar üzerine Beyazıt’taki bir kıraathanede yakalandı. Ağca’yı ihbar ettiği öne sürülen tombalacı bir süre sonra öldürüldü. Cinayet sanığı Zeki Peker yargılanıp mahkum oldu. Mahkumiyeti kesinleşen Peker tam 10 yıl firarda kaldı. Bu süre içinde İstanbul’da cafe-bar işletmeciliği yaptığı belirtilen Peker, üç yıl önce sevgilisi Yasemin Pak’ı döverek felç etmekten yakalanınca firari olduğu anlaşıldı. Peker’e bu suç nedeniyle verilen 1 yıl 8 aylık hapis cezası onaylanarak kesinleşti.

Ardından, Peker’in avukatı olduğunu öne süren Mehmet Hadi Arın, Keçiören Cezaevi’nde bulunan müvekkilinin Küçükçekmece 2’inci Asliye Ceza Mahkemesi’nde müessir fiil ve ruhsatsız silahtan yargılanıp beraat ettiğini bildirir mahkeme kararını 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ne APS ile gönderdi. Arın, beraatle sonuçlanan dava yüzünden Peker’in 19 Mayıs 1992-26 Ocak 1993 tarihleri arasında tutuklu kaldığını belirtti ve bu sürenin 1 yıl 8 aylık mahkumiyetten mahsup edilerek müvekkilinin tahliyesini istedi. Mahkeme istemi kabul ederek Peker’i ceza mahsubu yoluyla serbest bıraktı.

Pak’ın avukatı Keskin’in başvurusu üzerine açılan soruşturma sonunda İstanbul Barosu ve Barolar Birliği’ne yazılar yazıldı. Gelen yanıtlarda Mehmet Hadi Arın adında bir avukat olmadığı, Küçükçekmece 2’inci Asliye Ceza Mahkemesi’nin beraat kararı olarak sunulan ilamın da sahte olduğu ortaya çıktı. 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi Peker serbestken yapılan bu tesbitten sonra mahsup kararını geri alıp kendisi ve sahte avukat için suç duyurusu yaptı.

Bu karara ihtiyacım yok

Bir süre sonra Keçiören Yarıaçık Cezaevi’ne teslim olan Peker İstanbul 6’ıncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde sahte mahkeme kararı düzenlemekten yargılandı. 10 yıl hapis istemiyle yargılaması halen süren Peker ‘‘Zaten az bir cezam kalmıştı. Böyle bir karara ihtiyacım yok. Siyasi konumum itibariyle bana böyle bir komplo yapılmış olabilir. Arın adlı kişi avukatım değil. Sahtecilik yapmadım’’ dedi.

Akıllara durgunluk veren olayla ilgili hakkında dava açılan son kişi Arın oldu. İddianamede Peker ile ilgili süreç anlatılarak Arın’ın sahte mahkeme kararı düzenlemek ve kullanmak, avukat olmadığı halde avukatlık yapmaktan TCK 342/2 ve 1136 sayılı Avukatlık Yasası’nın 63/2 maddeleri uyarınca 11 yıla kadar hapsi istendi.

İddianamede sanık Arın’ın yine Peker’in avukatı sıfatıyla tombalacı cinayetinden Sıkıyönetim Mahkemesi’nin verdiği hapis cezasından mahsup edilmek üzere Bakırköy 1’inci Asliye Ceza Mahkemesi’nden sahte bir başka mahkeme kararı düzenlediği öne sürüldü. Arın’ın ve Peker hakkında aynı suçlamayla Üsküdar 2’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde ikinci bir dava açıldığı belirtildi. Her iki sahte mahkeme kararıyla ilgili sunulan yazıların altındaki imzaların Arın’a ait olduğu bilirkişi tarafından tesbit edildi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!