Güncelleme Tarihi:
Oto koltuğuna alışkın olan çocuk, Kemer'in boynuna yakın durmasından çok rahatsız oldu. Ağlamaya ve bağırmaya başladı. Sakinleştirme
Farketmiş olmalı ki; hem meraklı bakışlarla hem de hafiften tedirgin bir şekilde "Hanfendi, bu çocuk sizden mi" dedi.
Böyle bir soruyla karşılaştığınızda ne düşünürsünüz? Ne tepki verirsiniz?
Konunun ne olduğunu daha önceki denetimlerimden yola çıkarak şıp diye anladığım için "güldüm". "Evet ben annesiyim, hayırdır, niçin sordunuz" dedim, çaktırmadan gülmeye devam ediyordum. " Valla, kusura bakmayın. Ben sizi bakıcısı sandım, hiç benzemiyorsunuz" dedi. Utandı, yanakları kıpkırmızı oldu. Edepli birine denk geldiğimi düşündüm o an. utanmayı bırakın, soru üstüne soru soranlardan sonra, yol boyunca tek kelime etmeden gitmiş olmamız insnın hoşuma gitti. Ayrıca annesi olmasaydım, dadısı çıksaydım sıkı bir fırça yiyeceğimi hissettim. Ama annesiydim.
Şöför haklı!
Birbirine hiç benzemeyen anne-çocuk yarışması yapılsa birinciliği kimseye kaptırmayız, çünkü şeklen hiç alakamız yok. Ben kara kaşlı, kara gözlü, buğday tenliyken, oğlum sarışın, mavi gözlü ve süt gibi beyaz bir çocuk. Yanyana geldiğimizde bizim anne-çocuk olduğumuzu ancak konuşmalarımızı dinlerseniz anlayabilirsiniz.
Okuldan almaya gittiğimde kapıyı açan görevliye merhaba dedim, soran gözlerle baktı, Ata' yı almaya geldim dedim. Kapıyı kapattıktan sonra, şakır şukur kilitledi. Epey bir zaman geçtikten sonra öğretmeniyle geldiler. Ne olduğunu sordum; "bir kadın geldi, Ata'yı almak istiyor, nesi oluyor bir bakar mısınız" demiş. Okulun böylesine temkinli olması güzel ama kalbim kırılmadı değil, yahu o derece mi benzemiyoruz?
Bebekken durum daha garipti: herzaman gittiğimiz parkta diğer çocukların dadıları beni de dadı sanmışlar ama tam emin olamamışlardı. İtiraf ettiklerinde çok gülmüştük.
Malesef, durum benim oldukça meşakatliyken, eğer yine birbirine çok benzeyen baba-oğul yarışması olsa, birinciliği Ata ve babası alır. Klonlanmış gibiler. Tek fark göz rengi.
Doğduğunda mavi gözlü olduğunu farketmiştim Aklıma tıpkı Ata gibi maviş olan babaannem ve amcalarım, kuzenlerim geldi . Sonra da büyük kuzenim... O ve eşi koyu renk saçlı, kahverengi gözlüyken, dünyalar tatlısı kızı sarışın mavi gözlü olarak dünyaya gelince, yukarıda bahsettiğim pek çok hikayenin aynısı onun başına gelmişti. Aslında konuya bir parça aşinayım diyebilirim.
Beni asıl yoran, hiç çekinilmeden, düşünülmeden, ortada bir samimiyet yokken, ailede kimin mavi gözlü olduğunun sorulması. Kestirme yanıtlarımdan tatmin olmayanların, seceremin göz renginin merak etmesi... Eskiden sabırla anlatırdım. Sonunda sabır kalmadı.
-Esmer çiftlerin kadınların "benim de mavi gözlü bür çocuğum olur mu" sorusuna "Google'dan Mendel Çaprazlarını arattırırsanız öğrenirsiniz" yanıtını veriyorum.
-"Babası mı mavi gözlü" diyenlere, "yok benim siyah lens takıyorum"
-"Ailenizde kim mavi gözlü" sorusuna yanıtım bence çok acımasız; "Brad Pitt".
Ne mavi gözmüş arkadaş! Heryerde DNA testinden geçiyoruz!
Haftanın önerisi:
Kelly Dorfman çocukluk rahatsızlıkları ile beslenme arasındaki saklı ilişkileri inceleyen ve bu konuda ödül kazanmış bir isim. Çocukluk rahatsızlıkları, davranış sorunları gibi pek çok konunun beslenmeyle ilişkisini araştıran DorfmanAmerika’da “Beslenme Dedektifi” olarak tanınıyor. Otuz yılı aşkın tecrübesiyle temel sorunları hızlıca ortaya çıkaran ve araştırmalara dayanan denenmiş stratejileri kullanan Dorfman, ebeveynlere olan desteğinde pedagog, psikolog, tıp doktorlarıyla yakın çalışmalar yapıyor. Lisanslı bir beslenme uzmanı olan Dorfman, Amerika’nın çeşitli bölgelerinde verdiği seminerlerin yanısıra LivingWithout dergisinde köşe yazarı ve Huntington Post’ta blog yazarı.2 Haziran 2013 günü Çocuklar ve Beslenme üzerine cihangir Yoga' da önemli bir workshop gerçekleştirecek. Bu workshopu kaçırmayın çünkü şimdiye kadar anlatılanlardan biraz daha farklı şeylerden bahsediyor.
Bilgi ve kayıt için: info@cihangiryoga.com
Tel :0212 277 11 90