Güncelleme Tarihi:
Dört-beş yaşındaki çocuklarımız babaları, abileri, öğretmenleri, sağlık çalışanları, mahallelisi, imamı tarafından istismar ediliyor. Sadece 2016’da Adli Tıp’a gelen çocuk cinsel istismar vakası 40.064. Ve sadece 13 bini cezalandırılabildi. Geçen hafta Ankara, bir komisyon kurdu ve kısa sürede yeni bir yasa tasarısı Meclis’e sunulacak. Masadaki maddelerden biri de ‘kimyasal hadım’… Bu korkunç tablonun, nedenleri, sonuçları, önlemleri ve bir ceza yöntemi olan ‘kimyasal hadım’ı enine boyuna ele aldık… Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Gökhan Oral her boyutuyla pedofiliyi anlattı… İngiltere Adalet Bakanlığı’yla çalışan Newcastle Upon Tyne Üniversitesi’nden Emeritus Profesör Don Grubin ve dünyanın en önemli tıp fakültelerinden İsveç’teki Karolinska Enstitüsü’nde pedofiliyi önlemek için araştırmalar yapan ekibin başındaki Dr. Christoffer Rahm’a da ulaştık. İşte 360 derece ‘kimyasal hadım…’
İpek Özbey yazdı...
Sayın Gökhan Oral; son yıllarda pedofiliyi çok konuşuyoruz. Bu bize pedofilinin mi yoksa farkındalığımızın arttığını mı gösteriyor?
Bununla ilgili bir rakam oluşturmak çok zor ama genel olarak tüm dünyada sapkınlık eğilimiyle ilgili bir artış olduğunu varsayıyorum.
Prof. Dr. Gökhan Oral
Toplumlara göre değişen bir durum mu? Mesela daha kapalı toplumlarda pedofiliye daha çok mu rastlıyoruz?
Bir kere eğitim düzeyiyle alakası yok. Çok izole toplumlar için geçerli olabilecek bazı parametreler var. Muhafazakârı kast etmiyorum, izole diyorum, bunun altını özellikle çizelim.
Muhafazakâr kesimlerde durum ne peki?
Din ve inanç hayatın birçok alanını ve bu anlamda ahlaklı yaşamaya teşvik eden bir sistem. Pedofililerin bir kısmı böyle yaşarlar ve bu yanıltıcı olur.
“Maske olarak kullanırlar” mı demek istiyorsunuz?
Bir kısmı maske olarak kullanır. İnanç, insanı sapkınlıktan zannedildiği kadar korumaz demek istiyorum. Bizde şöyle bir düşünce vardır: “İnançlı insanda Allah korkusu vardır, böyle bir şey yapmaz.” Yok bu kadar kolay değil. Bizi yanıltabiliyor. Bir rahibin böyle bir şey yapacağını düşünemiyoruz ama neler yapabildiğini biliyoruz.
Depresyon, mide ağrısı, kanserin nedenlerini açıklayabiliyoruz. Pedofili için de yapabiliyor muyuz bunu?
Açıklamamız için muazzam bir gayretimiz var. Kötülük içeren bir davranışı bir hastalık modeliyle açıklamak çok şık olurdu. Oh rahat ederdik! Bunu medikalize ya da psikolojize etmek doğru değil. Şöyle bir yanılgıya da yol açıyor. “İşte bunlar çocukken istismar edilmiş bireyler!” Şunu söylemek rahatlıkla mümkündür. Bugünün faili geçmişin mağdurudur, evet oran yüksektir. Bu, olup biteni anlamaya doğru bir adımdır. Ama bu bir özür değildir. Çünkü binlerce insan da istismar edildiği halde pedofili olmuyor.
Bu sapkınlığın türleri de var mı?
Alt başlıkları var. Bazısı zaten çok yetersiz bir zihinsel ve ruhsal yapıda kişiler. Bazıları psikotik. Zaten erişkin biriyle ilişki kurabilecek durumda değiller, kabul de görmüyorlar. En tehlikeli türü, bizim ‘ayartıcı’ dediğimiz, daha narsistik kişilik yapısında, becerikli, eğitimleri de fena olmayanlar. 50’li yaşlarda fark ediliyorlar. Bunların ergenlikten o yaşa kadar binlerce çocuğa musallat olduğunu varsayabilirsiniz. Halk arasındaki sübyancı tipolojisine daha fazla uyan bir tipten daha söz edebiliriz. Daha sessiz, sakin, yeteneksiz, beceriksiz, ufak tefek işler yapıp bir köşede yaşayan, vur-kaç tabir ettiğimiz tipler…
30 küsur yılda birçok vakaya tanık olmuşsunuzdur. Sizin bile dayanmakta zorlandığınız hadiseler oldu mu?
Tabii ki. Özellikle Adli Tıp Kurumu’nda görev yaparken, failleri muayene ediyorduk. Objektif olmanız gerektiği için çok zordur. Ben bir çocuk hakları savunucusuyum. Muayeneyi bırakıp, “Siz devam edin” diye çıktığım da olmuştur.
Nasıl bir vakaydı o?
İki aylık çocuğuna tecavüz eden genç bir babaydı. Cezai ehliyetini etkileyecek herhangi bir rahatsızlığı yoktu. Zekâsı normaldi. Düzenli, sıradan bir işi vardı ve tabii ki inkâr ediyordu. Ayrıntılara girmek istemiyorum. Gerçekten zor. Dünyanın her yerinde böyle bir hadisede çocuklar bu başlarına geldiğinde kaderlerine terk edilmiş hissederler. En büyük trajedi budur.
Aileler saklıyor mu; yani kol kırılıyor, yen içinde mi kalıyor?
Evet, burada da başka toplumlarda da oraya bağlandığı çok olur. Olay ortaya çıktıktan sonra bizim gösterdiğimiz tepki de bu. Dikkat edin yasayı konuşuyoruz, komisyonlar kuruyoruz. İyi de o çocuklar acil yardım bekliyor şu anda. Yani bir kaza olmuş. Biri ağır yaralı, yerde yatıyor. Biz varsayıyoruz ki onun için gereken yapılıyor. Kontrol ediyor muyuz, hayır! Öyle olmayabilir.
Pedofili salt ‘cinsel istek’ kaynaklı mı?
Bu bir cinsellik değil. Cinsel arzu, eğilim, yönelim söz konusu değil. Tabii ki bir seksüel arzu uyanıyor, bu doğru ama seksüel arzuyu yatıştırırsak bu ortadan kalkar diye düşünemeyiz. Bu cinsellik görüntüsü altındaki nefrettir. Biz psikanalistler buna inanırız.
Neye karşı nefret?
Çocuğa ve kendi içindeki çocuk imgesine karşı.
Ve yaptığı şey, nefret ettiğini cezalandırmak, öyle mi?
Evet, sadomazoistik bir davranış paterni.
Bu koşullarda ‘kimyasal hadım’ işe yarar mı?
Belirli şartlarda kullanılabilir ve işe yarayabilir. Tabii toplumu da yatıştırır. Ama kişinin kendi gönüllü katılımı olmadan işe yaramaz.
Pedofiliyi önlemek mümkün mü?
Zaten bu konuyla ilgili ilk başta yapılması gereken çalışma, cezaların ne olacağı değil, korumadır. Çocuğumuzu ne kadar koruduğumuzu bir gözden geçirelim bakalım. Bırakın bu meseleyi bir kenara, trafik kazasından, gripten, kötü gıdalardan bile ne kadar koruyabiliyorsunuz?
Hadi bunları önüne geçmenin yine de bir yolu var.. Oysa bir çocuğu babasından nasıl koruyacaksınız ki?
Çok zordur. O evde koruyacak kişi annesidir. Dolayısıyla burada ikili bir cinayet, hep bir suç ortaklığı vardır. “Babası yapmış” deyip kenara çekilen kadına, “Sen buraya gel bakalım” diyeceksin.
Anne farkına varamıyor mu?
Görmezden geldiğini kabul etmek daha akla yatkındır. Trajik olarak kızını “Babanla birlikte olacaksın” diye zorlayanlar bile vardır. Eğer ortada bir anne-baba varsa, birinden birinin yatalak olmak gibi özel durumları yoksa biri mutlaka göz yumuyordur.
Sonra da hiçbir şey olmamış gibi hayatlarına devam ediyorlar…
Aynen öyle. Bir insan nasıl böyle yaşayabilir diyorsunuz, değil mi? Zaten bu en tehlikeli suiistimal türüdür. Çocuğu suiistimal eden erişkin, aslında bilinçdışında çocuğu öldürmek istemektedir. Biz buna inanırız. Ve çocuk istismarcıları, yüzde 80 oranında çocuğun tanıdığı biridir. Ona hükmedebilen, görünüşte iyi bir baba, iyi bir öğretmen ya da Kuran kursu öğretmeni, kilisedeki rahip… Çünkü bunların hepsi doğru yaşamı temsil eder. İstismarı yaptıktan sonra lunaparka götüren vardır. Çocuğun iyiye olan inancını da öldürüyor. Nükleer bir bomba gibi olur. Böyle durumlarda adaleti sağlayacaksınız. Şimdi kalkıp bu kimyasal hadım lafı üzerinden, bilmem kaç yıldır içeride olan ve daha bilmem kaç yıl içeride yatacak olan birini kimyasal hadım yapacağız diyerek dışarı çıkartırlarsa adalet olmaz. Tüm toplumun inancını paramparça edersiniz. Unutmayın ki; o çocuk o mahkemenin sonucuna gözünü aça aça ömrü boyunca bakacaktır.
Gündemde ‘kimyasal hadım’ var. Caydırıcı olur mu?
Suistimal ihtimali daha yüksek. Sistemi iyi kurmanız lazım.
Emeritus Profesör Don Grubin Newcastle Upon Tyne Üniversitesi
"TEK BAŞINA UYGULAMAK HIRSIZIN ELİNİ KESMEK GİBİDİR"
Profesör Grubin; üniversiteniz İngiltere Adalet Bakanlığı’yla birlikte cezaevlerinde bir uygulama yürütüyor... Nasıl bir çalışma bu?
Anti-libido ilaçlarıyla ilgili iyi bir tıbbi literatür bulunduğundan girişimimize başlamadan önce herhangi bir çalışma yapmadık. Amaç, yardımcı olacağına inandığımız ilaçların reçeteyle verilmesini kolaylaştırmaktı. Proje başladığından beri, bunun klinik etkisini değerlendirdik ve iyi bir etki gösterdi. Bununla birlikte, klinik nedenlere bağlı reçetelendirmeyle, erkeklerin problemli cinsel uyarılmasını yönetmesine yardımcı olmak için çalıştık.
Sizin rolünüz nedir?
Cinsel Uyarılmayı Yönetmek için İlaç (MMSA) danışmanlığı... MMSA; Sağlık ve Adalet Bakanlığı’nın ortak bir departmanında yer alıyor. Hali hazırda İngiltere ve Galler’de yedi cezaevinde kliniklerimiz ve toplumda bir reçete yazma ağımız var.
Uygulama yaptığınız hükümlüler nasıl tipler?
Bir cinsel suç işlemiş olması ve cinsel dürtülerini yönetmek için yardıma muhtaç oldukları sonucuna varılması dışında standart bir profilleri yok.
‘Kimyasal hadım’ için ne diyorsunuz?
‘Kimyasal hadım’ bizim sevmediğimiz bir terim. Testosteron seviyesini ergenlik öncesi bir erkek çocuğunun seviyesine indirmek için ilaç kullanılması anlamına gelir ve bu nedenle, fiziksel kastrasyon aksine geri çevrilebilir olsa da, testislerin alınmasının etkilerini taklit eder. İlaçlar bazen anti-androjenler olarak da adlandırılır. Bu amaçla kullanılan ve etkilerini farklı mekanizmalarla gösteren farklı ilaçlar vardır. Sonuçta, çok düşük seviyeli testosteron etkisi büyük bir düşüş gösterir ve sıklıkla ortadan kalkar.
Salt cinsel dürtünün ortadan kaldırılmasıyla çözülebilir mi? Şunu sormak istiyorum: Aynı zamanda mental bir problem değil mi söz konusu olan?
Cinsel suçun altında tek bir neden yatmaz ve bu kesinlikle yalnızca seksüel dürtülerle açıklanamaz. Ancak cinsel suç; seksi içerir ve suç, sürekli olarak bu dürtüleri yönetmekte başarısız olmakla ilişkilidir. Genelde suçlu bunu yapmayı seçmez, ancak çoğu durumda bu zayıf karar alma, yüksek seviyeli cinsel dürtü tarafından yönetilir. Bazı durumlarda psikolojik tedavi, yüksek seviyeli cinsel dürtü veya seksüel düşünce nedeniyle etkisizdir; eğer bu azalırsa, psikolojik tedavinin etkili olma şansının daha yüksek olduğu anlamına gelir.
Suçu işleyenler ne diyor?
Suçlular sıklıkla kendilerine bu ilaçlar reçete edildiği için çok memnunlar. Bazıları için bu, neredeyse bütünüyle cinsel dürtü olmaksızın işlevde bulundukları ilk deneyim. Bununla birlikte ilaçlar, genç çocuklara duyulan cinsel dürtü olan pedofiliyi tedavi etmez ancak o dürtüyü hedef alır.
Örneğin, Türkiye’de 38 günlük bir bebek cinsel istimara maruz kaldı. 38 günlük bebeğe nasıl bir cinsel dürtüyle yaklaşılır ki?
Olay hakkında daha fazla şey bilmeden bir şey söylemek mümkün değil ama sapkın bir cinsel uyarılmayla ilgili olabilir ancak acı verme arzusu, kontrol etme, öfke, cezalandırma dahil olmak üzere bir dizi başka faktör de içerebilir.
Şöyle bir görüş var: “Eğer çocukluğunuzda cinsel istismara maruz kaldıysanız, sizin de bir tacizci olma ihtimaliniz yüksektir.” Doğru mu?
Hayır, kesinlikle değil. Cinsel suçlular arasında, nüfusun geri kalanına nazaran cinsel tacize maruz kalan kişilerin oranı yüksektir ancak sayıları halen azınlıktadır. Bunun yanında, suçluların, davranışlarını mazur göstermek ve geriye dönük olarak açıklamak için geçmişlerinde bir cinsel taciz bulunduğunu iddia etme veya gerçekleşen bir cinsel tacizi abartma eğilimleri vardır.
‘Kimyasal hadım’da nelere dikkat etmek gerekiyor?
Birleşik Krallık’ta suçlunun herhangi bir zamanda alabileceği bir ilacı rızaya dayalı olarak veririz. Daha önce de belirttiğim gibi, riski yöneten bir sosyal kontrol memuru olmaktan ziyade tıbbi belirtiler temelinde reçete yazıyoruz; bu birincisi, doktorların görevi değildir. Doktorlar hastaları, tıbbi ihtiyaçlarına göre onların önünde tedavi ederler.
Yan etkileri?
Tüm ilaçlar potansiyel yan etkiye sahiptir. Anti-androjenlerin yan etkisi ciddi olabilir. Kemik erimesi, kalp ve damar risk faktörlerinin artmasının yanı sıra memnuniyetsizlik, cilt kızarması, uyuşukluk, kilo alma.
Türkiye'de de uygulanması düşünülen bir yöntem. Tavsiyeleriniz neler?
Türkiye için ne planlandığını bilmiyorum ancak tedaviden ziyade genelde bir ceza verme biçimi haline gelebilen zorunlu ilaçları tavsiye etmiyorum. İlaç kullanıldığında, daha geniş bir tedavi paketinin bir parçası olmalıdır. Bu bireyler, birer cinsel suçlu olsalar da, yeniden suç işleyip işlememe veya tedaviyi kabul edip etmeme konusunda karar verebilecek kapasitededir. Cinsel suçluları yalnızca fiziksel yollarla yönetmeyi denemek cazip olmasına rağmen, bunu hırsızın elinin kesilmesinden çok da farklı bir uygulama olarak görmüyorum.
Dr. Christoffer Rahm - İsveç Karolinska Enstitüsü
"TEST ETTİĞİM İLAÇLA PEDOFİLİYİ ÖNLEMEK İSTİYORUM"
Doktor Rahm; pedofiliyi önlemek için ekibinizle birlikte bir süredir klinik deneyler yapıyorsunuz. Anlatır mısınız?
Benim araştırma projemin amacı, pedofolik bozukluğa sahip erkekler için kanıta dayalı bir önleyici tedavi programı oluşturarak çocuklara yönelik cinsel taciz vakalarını azaltmak, yani hasar meydana gelmeden önce duruma müdahale etmek. Şu ana kadar, dikkatler daha çok sadece bu suçu işleyenler tespit edildiğinde onlara ne yapılması gerektiği üzerine yoğunlaştı. Ancak bu noktaya gelene kadar çocuklar çoktan zarar görmüş oluyor. Benim baş araştırmacı olduğum ‘Priotab’ adlı bu araştırma projesiyle, artık odağı değiştirmek ve çocuklara yönelik cinsel taciz meydana gelmeden önce bunu önlemenin yollarını bulmak istiyorum.
Çok yardım isteyen var mı?
Evet, pedofolik bozukluğa sahip azımsanmayacak sayıda hasta aslında yardım istiyor. Şu gerçeğin çok iyi farkındalar, hissettikleri şey toplum tarafından kabul edilmiyor ve pedofolik bozuklukları kendileri açısından çok fazla olumsuz sonuçlar doğurabilir. Genellikle doktorunkiyle aynı niyete sahipler: Bu düşünceleri zihinlerinden uzaklaştıracak ve dürtülerine yenik düşmelerini engelleyecek bir tedaviye başvurmak. Bu hastalara tedavi vermeyi reddeden herhangi bir ahlaki değere dayalı dirence karşı çıkılması gerekir.
Üniversitenizde bir yardım hattı kurduğunuzu biliyorum. Kaç başvuru yapıldı?
Stockholm’deki Karolinska Üniversitesi Hastanesi’ne bağlı Anova Kliniği’yle bağlantılı olan ‘Preventell’ adlı ulusal yardım hattını çocuklara cinsel ilgi duyma eğiliminden dolayı yılda yaklaşık 100 kişi arıyor. Ancak kritik bir sorun hâlâ devam ediyor: Önleyici tedavilerin mevcut olduğuna dair bir kanıt yok, ayrıca güvenilir bir risk hesaplama aracı da mevcut değil. Bu özellikle de akut dönemde geçerli. Çocuk tacizi meselesinin toplumumuzda ne kadar yaygın olduğunu düşünecek olursak, bugüne kadar çözümde bundan daha ileri gidememiş olmamız şaşırtıcı.
Klinik araştırmalarınız yargılananlar üzerinden mi gerçekleşiyor?
Pritab”, araştırma konularının çoğunu Preventell yardım hattı aracılığıyla belirliyor. Bunlar, direkt toplumun içinden gelen ve henüz yargıya intikal etmemiş, pedofolik bozukluğa sahip yetişkin erkekler. Şu ana dek 35 hasta ve aynı sayıda sağlık kontrolü sisteme kaydedildi. Amaç bu sayıyı her ikisinde de 60’a çıkarmak. Umuyoruz ki önümüzdeki yaz buna ulaşacağız.
Siz daha olmadan olayı önlemek üzere araştırma yapıyorsunuz ama biz ülkemizde bugünlerde ‘kimyasal hadım’ı konuşuyoruz.
Ben “kimyasal hadım” terimini kullanmamayı tercih ederim. Bence çok fazla negatif anlam çağrıştırıyor ve yanlış yönlendiriyor. (İlacın etkileri sadece geçici, ‘hadım’ ise geri dönüşü olmayan bir müdahaleye işaret ediyor.) Ben buna ‘anti-androjen tedavi’ demeyi tercih ederim.
Grubin de öyle dedi…
Evet, prostat kanserinin tedavisinde kullanılan ilaçlarda da aynen bu terim kullanılıyor. Ancak hiçbir zaman prostat kanserine sahip hastaları kimyasal olarak hadım ettiğinizi söylemezsiniz. Bu sistem tam olarak şudur: Testestoron hormonunun sinyallerinin vücutta hedef dokulara ve merkezi sinir sistemine ulaşmasını engellemek için tıbbi olarak bloke edilmesi.
Projeniz de buna yönelik, değil mi?
Klinik olarak bir ilaç deniyoruz. Bunun pedofolik bozukluğa sahip erkekler için akut risk azaltıcı bir ilaç olması anlamında umut verici olduğunu düşünüyorum. Beyinden testislere ve testestoron üretilmesi yönündeki sinyalleri etkili bir şekilde bloke ediyor. Bu tamamen akademik bir girişim. Yani ekonomik ve entelektüel olarak ilaç endüstrisiyle hiçbir bağlantımız yok. Sizin bahsettiğiniz kimyasal hadım tedavisi önceden beri bunun için kullanılıyor ama fazla bilimsel desteğe sahip değil. Sadece klinik deneylere dayalı. Ve bazı vakalarda bu ilaçların etki etmesinin aylarca sürdüğü görüldü. Aniden etki eden ilaçlarda testestoron seviyesi yükselebiliyor. Pedefolik birinin akut döneminde kimse böyle bir etki ortaya çıksın istemez. Bilimsel kanıtı ya da etkinliği olmadan kimyasal hadım metodunu kullanmak bana göre güvenli bir yol değil.
İlacı verdiğinizde ne oldu?
Test ettiğim bu ilaç üçüncü jenerasyon bir anti testestoron kimyasalı. Hızlı etki ediyor. Enjekte edildikten sonra sadece üç gün içinde bu ilacı kullanan erkeklerin yüzde 97’sinde kanda tespit edilebilir seviyede testestorona rastlanmıyor. Çocuklara karşı tekrar eden cinsel tacizde en önemli risk faktörlerinin en az üç tanesini testestoron tetikler.
Hangi önemli riskleri?
Yüksek cinsel uyarılma. Özdenetimin zarar görmesi ve empatinin azalması. Test ettiğim bu ilaç iki hafta içerisinde fark edilebilen ve çok belirgin bir risk azaltma etkisine sahip ve bu etki 3 ay kadar sürebiliyor.
Sonuçlarını almaya başladınız mı?
Çalışma henüz tamamlanmadı. Gördüğüm değişiklikler plasebo etkisi mi yoksa ilacın etkisi mi henüz bilmiyorum. Ancak bir şey çok açık: Şu ana kadar sadece iki-üç hasta bu ilacı almayı reddetti. Yani hastalar arasında bu tedaviyi deneme motivasyonu yüksek.
Mayo ve iç çamaşırı içindeki çocuk ve yetişkinlere benzeyen bilgisayar görüntülerini izlettirip, deneklerin beyinlerinde tarama yapıyorsunuz. Bu ne işe yarıyor?
Evet. Bu çalışma sırasında üç kez yüksek çözünürlüklü beyin görüntülemesi yapıyorum. Birincisi tedavi için ilk geldiğinde yapılıyor. İkincisi iki hafta, sonuncusunu üç ay sonra... Cinsel oryantasyon ve cinsel uyarılmayla ilgili sinir bağlantılarının olduğu bölgelerdeki anatomiyi ve beyin fonksiyonlarını birbiriyle kıyaslıyorum. Aynı zamanda özellikle bu ilacın beynin bu bölgelerinde nasıl bir etki yarattığını araştırıyorum. Öncelikle pedofilinin durumunu daha iyi anlayabilmek için beynin özelliklerine bakıyorum. Daha da fazlası nörolojik geçmişiyle ve pedofiliye sebep olan etkenlerle ilgili hipotezleri test ediyorum. Aynı zamanda çocuklara yönelik cinsel tacizde bulunma riskini ortaya çıkarabilecek biyolojik işaretlere bakıyorum. Klinik vakalarda karşılıklı görüşmeye dayalı risk ölçümü güvenilir olmadığı durumlarda bu biyolojik işler önem taşıyor.
Belki de dünya sizin bu araştırmanız sayesinde rahat bir nefes alacak.
Şunu vurgulamak isterim. Daha yolumuz var. Güvenilir bir biyolojik teşhis için daha fazla araştırma yapmamız gerekecek.