Güncelleme Tarihi:
Sivil toplum kuruluşu olan Sosyal Gelişim ve Dayanışma Derneği (SGDD-ASAM), 2020 yılındaki İzmir depreminden sonra bünyesinde arama-kurtarma ekibi kurdu. Ekibin en önemli parçası ise Belçika Malinois ırkı canlı insan arama kurtarma köpekleri oldu. Şimdi ASAM’da 14 köpek eğitim görüyor. Önceleri sadece kendi arama-kurtarma ekibi için köpek eğiten ASAM, artık ihtiyaç duyan belediyeler dahil talep eden tüm kurumlara da köpek eğitiyor. Eğitimin yanı sıra güçlü kanı olan saf ırktan yavru da alıyor. Uluslararası Köpek Irkları Federasyonu tarafından “itaat ve canlı insan arama” alanında birinci seçilen Vira’nın da aralarında bulunduğu köpeklerin eğitimlerine tanıklık ettik. Eğitmenlerinden, köpeklerin hikâyelerini dinledik.
5 GÜNLÜKKEN SEÇİYORUZ
- Birçok yerde aşçı-şef olarak görev yapan Hakan Özden (42), 6 sene önce ani bir kararla mesleğini bırakarak köpek eğitmeni oldu. Yeni mesleğinde başarının sırrının köpeği içten sevmekten geçtiğini kaydeden Özden, şunları söyledi: “Eğittiğimiz köpeklerde burun, koku alma önemli. Köpek seçimimiz yavrular doğduktan 5 gün sonra, daha gözleri açılmadan başlıyor. Anneyi bir metre uzakta yatırıp, yavruları bırakıyoruz. Gözleri açık olmadığı için koku ile gidiyor. İlk giden yavruyu işaretliyoruz, sonra karakterine göre seçim yapıyoruz. Daha 5 günlükken seçip numaralandırıyoruz. Sonrasında 2-3 aylık olunca eğitimlere başlıyoruz. Eğitimler yaklaşık 1 sene sürüyor. Köpek 2 yaşına gelince de sahaya çıkartıyoruz. Şu an üçü eğitimli 14 köpeğimiz var. Eğitimleri devam ediyor. Farklı dallarda eğitimler alıyorlar. Bomba, uyuşturucu, arama-kurtarma gibi. İsteyen, talep eden kurumlara da eğitimli köpek veriyoruz.”
ARAMIZDA BAĞ OLUYOR
- İbrahim Gök (48), fotomuhabiriydi. Mesleğinin en önemli aşamasındayken köpek ve hayvan sevgisi ağır bastı. Gazeteciliği bırakıp köpek eğitmeni olan Gök, şunları söyledi: “Eğitmenle köpek arasında inanılmaz bir bağ oluşuyor. Aslında bir insan ile kurduğunuz bağ gibi. Arkadaş, dost oluyorsunuz. İş arkadaşı oluyorsunuz. Sizi tanıyor, zamanla sizin karakterinizi alıyor. Deprem bölgesinde Pan adındaki köpeğimle bulundum, ilk günden itibaren oradaydık. Onunla çalıştık, onunla yattık, onunla dinlendik. Senin bir parçan oluyor. Köpek eğitimi konusunda alan açısından ülke olarak eksikliklerimiz var. Deprem ülkesiyiz, eğitim alanları oluşturmalıyız. Köpeğin eğitimi için enkaz alanları oluşturulmalı, bu noktada eksiğiz. Köpeği eğitimimizde enkaza sokmamız gerek, ona göre yetiştirmemiz gerek.”
KÖPEĞİN YANILMA PAYI YOK
- Yaklaşık 20 yıl emniyette patlayıcı, uyuşturucu madde köpekleri yetiştiren Kazım Ünal (54): “Teknoloji gelişti, ancak koku noktasında hiçbir teknoloji köpekleri geçemedi. Makineler, termal kameralar sadece enkaz altındaki kişiyi belirliyor sıcaklığa duyarlı olarak. Ancak bu kişinin yaşayıp yaşayamadığını belirleyemiyor. Eğitimli köpek ise koku ve nefese duyarlı olduğu için canlı insanı bulması daha net oluyor. Köpeğin yanılma payı yok. Çünkü daha biliminsanları kokuyu çözemedi. Köpek bin kokuyu aklında tutuyor, 400 kokuyu hafızasına yazıyor.”