Güncelleme Tarihi:
Bir klasiktir, first ladyler buluşur, günlerce gazetelerde, dergilerde ya da internet sayfalarında iki kadının şıklık yarışı, birbirlerine yaptıkları nezaket gösterileri yazılır, çizilir. Hatta anketler düzenlenir 'Sizce en hangi first lady' daha güzel giyindi' diye. Ancak bu rutin tantana, Almanya'nın yeni Dışişleri Bakanı olması beklenen Hür Demokrat Parti (FDP) Genel Başkanı Westerwelle'nin bakan koltuğuna oturmasıyla bir hayli değişeceğe benziyor. Neden mi?..
Bir iki gün geriye dönüp bakarsak, potansiyel bakan Westerwelle, 27 eylülde yapılan genel seçimlerin ardından ilk kez Bild am Sonntag gazetesine konuştu. Başbakan Angela Merkel ile birlikte kuracakları hükümetin başarılı olacağını savunan Westerwelle, özel hayatına ilişkin soruları da çekinmeden yanıtladı.
'ERKEK ARKADAŞIMLA HER YERE GİDERİM'
Eşcinsel kimliğiyle tanınan Guido Westerwelle, bakan olduktan sonra da erkek arkadaşıyla olan ilişkisini gizlemeyeceğini, kamusal alanda görülmeye devam edeceğini açıkladı. Bunun ardından da “Bir erkekle beraber yaşadığım gerçeğinin seçimde vatandaşlar için olumlu ya da olumsuz çok az rol oynamış olmasından memnunum. Bu büyük bir toplumsal hoşgörü ve olgunluğun ifadesi” diye kendi vatandaşlarına teşekkürlerini sundu.
Bu açıklamalar, 'Almanya'daki eşcinseller için tarihi bir adım olabilir' yorumlarına yol açarken, Türkiye açısından başka bir tartışmayı gündeme getirdi:
Bakan Westerwelle, erkek arkadaşı Michael Mronz'u alıp Türkiye'ye gelir mi?
Gelirse 'hani bir rutindir ya', first ladyler buluşur mu?
Geçmişte Arap ülkelerine ve Rusya'ya erkek arkadaşı ile birlikte giden ve hiçbir olumsuz tepki almayan Guido Westerwelle, Türkiye ile Almanya ilişkilerini konuşmak için ülkemize geldiğinde malumunuz Dışişleri Bakanımız Ahmet Davutoğlu ile görüşecek. Şayet Westerwelle bu görüşmeler için yanında sevgilisi Michael Mronz'u getirirse -hani kamusal alanda birlikteliklerini saklamayacaklarmış ya- onunla da Bakan Davutoğlu'nun eşi Sare Davutoğlu ilgilenmek durumunda kalacak. İlk tanışma, sohbet, basına fotoğraf verme, dünya barışı için çağrı vesaire vesaire... Artık ondan sonrası da gazetecilerin maharetine kalacak... Ancak bu kez yazılıp çizilenlerin şıklık yarışından ibaret kalmayacağı kesin...