Güncelleme Tarihi:
KATLİAMDAN GERİYE KALAN ÇOCUKLAR
KATLİAMIN PLANLANDIĞI TÜRBE
Hatta silah burada o kadar sıradan ki, düğünlerde ’Bixi’ler, şeritli makineli tüfeklerle binlerce mermi yakılırmış. Bu silah bolluğuna karşı Mardin Emniyet Müdürü, "Silahı her yerden bulabilirlerdi" dese de, Mardin Barosu Başkanvekili, "Yaşanan katliam, koruculuk sisteminin de sorgulanması gerektiğini gösterdi" diyor.
KATLİAM sonrasındaki günlerde Bilge Köyü’nde silahlar ortadan kalkmış durumda. Tek bir kişi bile silahla dolaşmıyor. Hatta köy erkeklerinin hemen tamamı korucu olmasına rağmen üniforma bile giymiyorlar.
Sadece köyde güvenlik önlemi alan jandarmada görünüyor silahlar. Elbette jandarmanın balistik incelemeler için çok sayıda silahı toplamasının da etkisi var silahların ortada görünmemesinde.
Silahla yatıp kalkılırdı
Oysa katliam öncesinde durum tamamen farklıydı. Yakın köylerden birinin deyimiyle, "1994’deki saldırıdan itibaren sabah akşam silahlarıyla yatıp kalkıyordu" Bilge Köyü’nün erkekleri. Gerçi 20 Şubat 1994’deki o saldırıdan bu güne değin ciddi bir olay yaşanmamıştı köyde. Ama yine de korucu erkekler her an bir PKK saldırısı olacakmış gibi sürdürmüşler hayatlarını.
Nitekim saldırı gecesi de evin önüne iki nöbetçi konmuş. Birisi merdivenin başına öbürü yan tarafa. Ancak namaza durulurken ikisi de içeri çağrılmış, ondan sonra da olanlar olmuş.
Binlerce mermi yakılır
İşin kötü tarafı, köyde silah sesleri kadar sıradan bir olay ki, köylüler yüzlerce mermi harcanan saldırıyı anlamakta ilk başta güçlük çekmiş. Hatta kimileri, "Nişan yerinden geliyor sandık. Nişanda da silah atılmaz ama onlar atıyor herhalde dedik" diye anlatıyor o anda aklından geçenleri.
Böyle düşünmeleri doğal. Çünkü sadece Bilge Köyü’nde değil, bütün bölgede düğünlerde yakılan merminin haddi hesabı yok. Korucuların köy düğünlerinde devletin verdiği silahları bu işler için kullandıkları da biliniyor. Hatta şeritli tüfekler, "Bixi"ler ile havaya ateş açan korucuların hikayeleri alatılıyor dilden dile.
Kim kimi koruyor belirsiz
İşte o silahlar kullanılmış bu vahşi saldırıda. Üstelik silahların o güne kadar insanları korumak için ne kadar kullanıldığı da tartışmalı. Bırakın dışarıdan bakanların silahları, koruculuk sistemini suçlamasını, köyde saldırıya hedef olan ailedeki insanlar da sorguluyor bu sistemi.
Kendisi de korucu olan Çelebi ailesinden bir kişi, o geceyi anlatırken ağzından kaçırdı bu düşüncesini:
"Biz o akşam altı korucu nöbete gittik karakolun oraya. Zaten o .... bizi koruyacakken, biz onun ... koruyoruz. Neyse... 18 yaşındaki Murat cesetlerin altına saklanmış da kurtulmuş. Onun telefonu burada çekiyor. O arayıp jandarmaya haber vermiş."
Koruculuk sisteminin bırakın bölgedeki savunmaya etkisini, köyü korumaya bile yetmediğinin o da farkında artık...
Mardin Emniyet Müdürü Serdar Meriç ise, cinayetin korucu silahlarıyla işlenmiş olmasının koruculuk sistemiyle ilişkilendirilmesine karşı çıkıyor. "Silahları başka yerden de alabilirlerdi. Irak’taki durum nedeniyle silah bulmaları zaten o kadar zor değil ki."
Silah bulmaları zor değil
Mardin Gönüllü Köy Korucuları Derneği Başkanı Orhan Kandemir de aynı düşüncede. Koruculuk sisteminin suçlanmaması gerektiğini savunuyor. "Mardin’de 2730 korucu var. Bugüne kadar 124 şehit, 72 gazimiz var. Koruculuk sistemi son derece faydalı bir sistem ve devam etmesi gerek. Suça karışan olursa atılır." Yine de suça karışan korucularla ilgili bilgi vermekten kaçınıyor Kandemir. "Mardin’de suça karışan olmadı" diye geçiştiriyor konuyu.
Koruculuk sorgulanmalı
Kentte yaşanan suç ve hukuk ilişkisini yakından izleyen isimlerden Mardin Barosu Başkanvekili Abdülmenas Baysal ise, aynı düşüncede değil. Baysal, "Bilge Köyü’nde yaşanan katliamın koruculuk sisteminin de sorgulanması gerektiğini gösterdiği" kanısında. Silahların elde ediliş biçimine dikkat çekiyor:
"Olayda başka silahlar da kullanılmış mıdır bilmiyoruz. Ancak korucu olmanın silah elde etmeyi kolaylaştırdığı ortada. Tabii koruculuk bu olayda sebeplerden sadece biri olabilir. O nedenle koruculuk sistemi de sorgulanmalıdır. Zaten olaylar da azaldı. Artık 1990’lardaki gibi değil."
Galiba 24 yıldır uygulanan sistemi sorgulamak için en uygun zamandayız. Bilge köyünde yaşananların bir sonucu olmalı...