Güncelleme Tarihi:
Türkiye’yi terörle mücadele konusunda basiretli ve sabırlı olmaya çağıran Annan, bu konuda BM Güvenlik Konseyi ile beraber çalışmanın önemine değindi.
TÜSİAD ve Kal-Der tarafından “Küresel Rekabet ve Dünya Vatandaşlığı” başlığı ile düzenlenen 16. Kalite Kongresi’nin “Neredeyiz” konulu özel oturumunda konuşan Annan, Türkiye’nin Kuzey Irak’a müdahalesine sıcak bakmadığı yönünde mesajlar verdi.
Bundan 10 yıl önce İsrail-Filistin çatışması ile anılan Ortadoğu’nun bugün Afganistan’dan Lübnan’a uzanan bir coğrafyadaki birçok ülkenin yaşadığı iç içe geçmiş çatışmalarla gündeme geldiğine dikkat çekti.
“TÜRKİYE BASİRETLİ VE SABIRLI OLMALI”
Bölgedeki tüm hükümetlere ve üst düzey mercilere ortak çalışmaları çağrısında bulunan Annan, “Askeri harekatlar konusu beni son derece korkutuyor. Bu bölge bunun acısını son derece çekmiştir. Başka bir askeri çatışmayı kaldırabilecek durumda değildir” dedi.
Türkiye’yi terörle mücadele konusunda basiretli ve sabırlı olmaya çağıran Annan, bu konuda BM Güvenlik Konseyi ile beraber çalışmanın önemine değinerek, “Ortaklık içerisinde çalışıldığı takdirde, sesimiz güçlü olacaktır ve istediğimiz etkiyi o zaman yaratabileceğiz” diye konuştu.
“ABD, SINIRÖTESİ HAREKATA İZİN VERMEYECEK”
Birleşmiş Milletler Eski Genel Sekreteri Kofi Annan, 10 yıl önce İsrail-Filistin çatışması ile anılan Ortadoğu’nun birçok ülkesinde bugün iç içe geçmiş çatışmalar yaşandığına işaret ederek, Türkiye’nin olası bir Kuzey Irak operasyonunun bölgedeki barışçıl çözümleri zorlaştıracağını söyledi.
Konuşmasının ardından katılımcıların sorularını da yanıtlayan Annan, bir soru üzerine, Kuzey Irak ile ilgili olarak tarafların devreye girmesini ve sorumlu davranmasını memnuniyetle karşıladığını ifade etti. Annan, ABD’nin Irak’ta sınırları korumak gibi bir yükümlülüğü bulunduğunu, dolayısıyla sınır ötesi bir operasyona "asla izin verilmeyeceğini" dile getirdi.
“KIBRIS SORUNU BİR GÜN MUTLAKA ÇÖZÜLECEK”
Kıbrıs sorununa da değinen Annan, Kıbrıs ile çok yakından ilgilenen bir kişi olarak, sorunun en yakın zamanda çözülmesini umduğunu belirten Annan, “Çünkü ada halkı ve bölge insanları için bu sorunun çözülmesi gerekiyor. Açıkçası ben Kıbrıs’ın AB’ye girmeden bu sorunun çözüleceğini düşünüyordum ama umudumuz kırılmasın, bu sorun eninde sonunda çözülecek” değerlendirmesinde bulundu.
“TÜRKİYE’NİN PARLAK BİR GELECEĞİ VAR”
Bir soru üzerine Türkiye’nin küresel rekabetteki yerini de değerlendiren Annan, Türkiye’nin ekonomik verim ve üretici kapasitesine bakıldığında çok iyi bir noktada olduğunu söyledi. Türkiye’nin komşularının zengin doğal kaynaklara sahip olduğunu, Türkiye’nin ise eğitimli iş gücüne sahip olduğunu vurgulayan Annan, Türkiye’nin önemli coğrafi avantajlara sahip olduğuna da vurgu yaptı.
Türkiye’nin AB, Rusya ve Asya pazarlarına son derece yakın olduğuna dikkat çekerek, “Dolayısıyla çok parlak bir gelecek görüyorum Türkiye açısından. Tabii ki hepimiz jeopolitik belirsizliklerle dolu bir dünyada yaşıyoruz ve bunları eğer kontrol altında tutabilirsek Türkiye çok iyi bir başarıya ulaşabilecek” diye konuştu.
ASYA ÜLKELERİNE DİKKAT...
Kongrenin açılış konuşmasını yapan Türk Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, Asya ülkelerinin 2025 yılına kadar dünya ekonomisinin yarısını oluşturacağı tahmininin yapıldığını belirterek, “Asya'daki hızlı dönüşüm, uluslararası sermaye hareketleri açısından yeni bir hareket ortamı yaratmakta. Buradan pay kapma yarışı, ülke ve şirketleri yeni rekabet anlayışıyla karşı karşıya bırakmakta” dedi.
Yalçındağ, dünya sorunlarına dünya vatandaşı olarak bakabilmenin önemine değinerek, dünya ekonomisinin bugün artık eskisi gibi sıkı sıkıya ABD ekonomisine bağlı olmadığını ifade etti.
İyi kurumsal yönetim ilkelerinin önemine işaret eden Yalçındağ, bu ilkelerin şirketlerin etkin yönetimlerine ve küresel rekabette öne geçmelerine imkan tanıdığını aktardı. Arzuhan Doğan Yalçındağ, günümüzde sürdürülebilir küresel ekonominin oluşturulabilmesi için dünyanın pek çok yerinde şirketlerin, Birleşmiş Milletler eski Genel Sekreteri Kofi Annan tarafından hayata geçirilen küresel ilkeler sözleşmesine imza attığını, burada yer alan 10 temel stratejinin şirketlerin iş stratejilerinin bir parçası olarak benimsendiğini söyledi.
DERVİŞ'TEN YUGOSLAVYA ÖRNEĞİ
Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Başkanı Kemal Derviş ise, konuşmasında 30 yıl önce bölgesindeki en başarılı ülke olan Yugoslavya’nın siyasal dengeleri iyi yönetilemediği için yaşadığı olumsuz gelişmelere işaret ederek, “Siyasal sistem iyi işleyen sağlıklı bir ekonomi için mutlaka gereklidir. Ama bir ülke güçlü bir ekonomiye sahip değilse, ciddi bir piyasa oluşturamıyorsa en iyi siyasetçiler bile ülkeyi vasıflı kılamaz” dedi.
Küreselleşen dünyada ulus-devlet vatandaşı olmanın önemine de değinen Derviş, Avrupa Birliği’nin bu alandaki çalışmalarından bahsetti. AB’nin büyük bir felaketin ardından kurulduğunu ve ulus-devlet modelini dışlamadığını hatırlatan Derviş, şöyle konuştu.
“Eğer AB sürekli bir kimlik arayışı içine girerse, sadece tarihten gelen bir takım ipuçları ile kimlik sorununa girerse, işte o zaman hiçbir zaman başarılı olamayacaktır. Eğer AB küresel düzeyde bölgesel yönetişim biçimini benimsemeyi arzu ediyorsa ve bunu esnek biçimde ulus devletin de görevini ve isteğini ortadan kaldırmadan yapmak istiyorsa, pragmatik biçimde ortak projelerin temelinde yapmak istiyorsa işte o zaman tüm zorluklara rağmen başarılı olabilecektir ve Türkiye böyle tanımlanan bir AB'ye çok kolayca omuz verebilecektir.”