Nur Batur’un izlenimleri
Oluşturulma Tarihi: Aralık 10, 2005 02:03
Soğukkanlılığıyla bilinen CHP Lideri Deniz Baykal, Prof. Aşkın’ın gözyaşları karşısında isyanını bastıramadı. Baykal, ‘Milyonlar adına geldim dediğim zaman ağladı, ben de ağlardım’ dedi. Baykal, Enver Arpalı’nın cezaevinde intiharı için de ‘Bu bir linç. Ama öyle bir linç ki, sessiz sessiz baskıyla yaptılar’ diye konuştu.
DENİZ Baykal’la 24 saatlik gezimize jandarmaların kapıda beklediği demir parmaklıklı hastane odasında gördüğümüz Prof. Dr.
Yücel Aşkın damgasını vurdu.
Aşkın’ın ağlayışı hepimizi derinden üzdü. Hatta o kadar ki, şimdiye kadar olay karşısında soğukkanlı tepki gösteren
Baykal bile ilk kez isyan etti.
Hastaneden çıktıktan sonra
Baykal’la Van’da yediğimiz akşam yemeğinde neredeyse konuşulan temel sorun
Aşkın’ın durumuydu. Olayı yakından izleyen bir Vanlı avukat, Prof. Dr.
Aşkın’ın intihar eden Genel Sekreter Yardımcısı
Enver Arpalı’yı ipte asılı görünce hapishanede yaşananları şöyle anlattı:
‘Aşkın odaya girip arkadaşını o halde görünce yeter diye bağırmaya başlamış. Kriz geçiriyormuş. Bunun üzerine jandarma içeri girip Hoca’ya kelepçe takmış. Kendisine zarar vermesinden korkmuşlar.’
ONUR İNTİHARI
Ardından konuşma hastanede görüştüğümüz
Aşkın’ın doktoru Doç. Dr.
Niyazi Güler’in anlattıklarına geldi.
Baykal’a doktorun
Aşkın’ın hastaneye başparmağını emerek bebeklik dönemine dönmüş halde geldiği yolundaki sözlerini aktardık. Bunun üzerine
Aşkın’ı ziyaretinden zaten çok etkilenen
Baykal’ın iyice canı sıkıldı ve olayı tek sözlükle tanımladı. Bu sözcük, linçti.
‘Yaşanan bir onur intiharıdır’ diye konuşmaya başladı
Baykal ve şöyle devam etti:
‘Onur intiharı bu kadar sessiz geçiştirilemez. Olmaz böyle bir şey. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir şey olmaz. Siyasetin bu olayı unutmaması lazım. Bu olay toplumsal bir katliam. Bu bir linç. Ama öyle bir linç ki sessiz sessiz baskıyla yaptılar. Baskı sonucunda adam kendisini ipe götürdü. Ne yapalım o yaptı diye bakıyorlar. 10 yıl sonra bu olayların arkasındakiler başka türlü yazılacak. Bırakmamak lazım.’
GÜCÜM HALKTAN
Baykal, Aşkın’la arasında geçen konuşmadan başka anlar da anlattı:
‘Ona milyonların desteğiyle geliyorum. Yalnız değilsiniz’ dediğim zaman bana ‘Biliyorum. Gücümü de halktan alıyorum’ dedi. Ama ondan sonra da ağlamaya başladı. Ben de ağlardım.’
TORUNUM SEYREDEMEDİ
Baykal sonra da
‘Babam ve Oğlum’ filminde yaşadığı duyguları da bizlerle paylaştı:
‘Torunum zaten zor bir ergenlik geçiriyor. İşkence sahnelerini görünce çok kötü oldu. 10 dakika sonra dayanamadı. Olcay’la dışarı çıktılar. Olcay, Mehmet’in seyredemeyeceğini söyledi. Onlar gittiler, ben seyrettim ama çok duygulandım. İnsan gözyaşlarını tutamıyor. 12 Eylül’ün üzerine yeterince gidilemedi.’
ÇELİK YELEKSİZ
Van’daki hüzünlü akşamdan Şemdinli, Yüksekova ve Hakkári’ye de dönersek, aslında
Baykal 4 günü 7 saate sığdırdı. Olayların yaşandığı yerlerden fırtına gibi geçti. Hem de Başbakan’ın aksine çelik yeleksiz, kalabalıkların içine girerek.
Verdiği mesaj ise Türkiye’nin birliğiydi.
Malatya’da hasta ziyaretiCHP Genel Başkanı Deniz Baykal, dün özel uçakla geldiği Malatya’da Devlet Hastanesi’ni ziyaret ederek, ishal salgını nedeniyle yatan hastalara ‘geçmiş olsun’ dedi. Baykal çocuk hastalarla şakalaşıp, hatırlarını sordu. İl Sağlık Müdürü Dr. Sezai Demirel ve Devlet Hastanesi Başhekimi Dr. Bülent Topaloğlu, 21 Kasım’da başlayan ve 8 bin 800 kişinin rahatsızlandığı ishal salgınıyla ilgili bilgi aktardı. Baykal, Topaloğlu’na, ‘Sağlık personelimiz çok fedakárca çalışmış. Hepinize teşekkür ederim. Malatyalılara geçmiş olsun’ dedi.