Bu 'Bir Chat Hikayesi'

Güncelleme Tarihi:

Bu Bir Chat Hikayesi
OluÅŸturulma Tarihi: Nisan 22, 2012 12:37

Chat yapmayan var mı aranızda? Şu zamanda ‘Evet’ diyen çok azdır herhalde. İşte kitabın baş kahramanı Efsa da bir hastane odasında yatarken, vakit geçirmek için hiç tanımadığı bir adama internetten iç dünyasını bütün çıplaklığıyla anlatıyor.

Haberin Devamı

Hem de hiç çekinmeden en mahrem anıları dökülüyor klavyesinden; askeri darbe, gördüğü işkenceleri, yaşadığı tecavüzü, tüketilmiş evliliğini, güven vermeyen sevgilisini ve duygusuz sevişmelerini, ürkütücü yüzleşmelerini....

 

'Bir Chat Hikâyesi-Zamansız' gazeteci Füsun Saka’nın ilk romanı, Mephisto Kitaplığı’nın ise ikinci kitabı. Saka, kitabın heyecanına kapılan okuyucuyu, sonunu söylemeyelim fakat, sarsıcı bir sonla şaşırtmayı başarıyor.

 

180 sayfalık ‘Bir Chat Hikayesi – Zamansız’ bir solukta okuyacağınız ve belki de kendinizden çok şey bulacağınız bir kitap. Okuma sırası sizde ama hala ikna olmadıysanız Füsun Saka ile yaptığımız röportajı mutlaka okuyun.

Haberin Devamı

"CHAT GENİŞ KİTLELERİN YAŞAM BİÇİMİ" 

 

Günümüzün romanı diyebilir miyiz Bir Chat Hikayesi-Zamansız için?

Günümüz romanı yerine günümüz insanının romanı demek daha doğru olur. Evet hikaye günümüzüde geçiyor ve chat yapan iki insanın iletişimi üzerinden anlatıldığı için günümüze dair bir söylemi var diyebiliriz. Ancak geçmişe yoğun göndermeler yaptığı için bu tam bir tanımlama olmaz. Bugünün insanlarından biri olan Efsa’nın 1980’lere hatta daha da gerilere giden bazı dönemlerini sorgulaması var.

 

/images/100/0x0/55eaacc3f018fbb8f88f8641
Sizin yaşanmışlıklarınız var mı romanda?

Her roman yazarın hayal gücünün eseridir. Ve roman örgüsü içinde çevresindeki insanların yaşadıkları, bazen kendi yaşadıkları da vardır. İzlediğim, dinlediğim yaşamına tanıklık ettiğim insanların yaşanmışlıklarını algılayışım romana geçmiştir. Zamansız’da sizin, benim gibi pekçok kadın ya da erkeğin hayatlarından izler var. Yaşadığımız ülkenin bir dönemi, iletişim biçimlerine yaklaşımı, kadınları ve erkekleri var.

 

Haberin Devamı

Yazma sürecinden bahsedebilir misiniz? Uzun süre ‘chat koltuklarında’ oturdunuz mu?

Kısa süre oturdum... Şaka bir yana, internetle tanışmış hemen herkes chat yapar. Bu bazen Facebook, bazen msn üzerinden olur. Chat burada hikayenin kurgusu için teknik bir yöntem. Ve bunu da günümüzün yaygın iletişim biçimi olduğu için seçtim. Dolayısıyla uzun zamanlarımı chat koltuklarında geçirmedim ama chat geniş bir kitlenin neredeyse yaşam biçimi. Ben ise arkadaşlarımla ve değer verdiğim insanlarla buradan iletişim kurmam gerekiyorsa kurdum ve kuruyorum. Günümüzde konusu chat olan bir kitap yazmak için zamanını orada geçirmek insanın hayal gücünün olmadığını gösterir. 

Haberin Devamı

 

Aslında büyük bir gerçek ki sanallaşan ilişkilerin çok içerisindeyiz. İnanıyor musunuz sanal ilişkilerin gerçekliğine?

Sanal ilişkiler gerçek, çünkü artık, böyle iletişim kurulan bir dünyanın içindeyiz. Giderek de artacak. Ancak bugünün bebekleri zaten ipad ya da benzeri araçlarla 1.5-2 yaşında tanışıyor. Bize göre tuhaf gelen bu iletişim biçimi yargılanamaz. Kendi başına bir gerçeklik sadece. Konuşurken insanların onaylamadığını söylediği ama büyük çoğunluğun zaten kullandığı bir iletişim biçimi bu. ‘Ben sadece belgesel izlerim’ diyenlerin hemen hepsinin en çok dizi izlemesi gibi bir şey. Bu tür iletişim araçlarının reddedilemeyeceğinin ve büyük çoğunluğun bunları kullandığının en somut kanıtı ise zaten büyük bir rant oluşturmuş olmaları ve giderek ticari değerlerini artırmış olmaları. Gerçekten hiç kullanmayanların oranı ise git gide azalıyor.

Haberin Devamı

  

"CÃœRETKAR SANABÄ°LECEK KADAR UMUTSUZLUÄžA KAPILMIÅž BÄ°RÄ°"

Geçmişi sarsıntılı, bugünü sıkıntılı, geleceği belirsiz kadın Efsa içsel hesaplaşmalarındaki ara istasyonları bize biraz açabilir misiz?

Ara İstasyon burada bir metafor. Bazı insanların hayatında kararsızlıkların, kendi içine çekilip baktığı yerde kaldığı yalnızlıkların ve bir türlü oradan hareket edemeyişinin yarattığı çıkmazlar vardır. O arada kalmışlık haline kimse müdahale edemez, bazen bu, insanlara zor ve fazla uğraştırıcı da gelir. Çekip giderler oradan. Efsa’nın böyle zamanları var. Boşlukta, kimsenin yanına gelemediği ama durup insanların yaşamlarını izlemek zorunda kaldığı...


Duygusuz sevişmeler yaşayan Efsa cüretkar bir kadın mı yoksa sıkıntılı yaşamın akışın mı bırakmış kendisini?

Haberin Devamı

Kendini cüretkar sanabilecek kadar umutsuzluğa kapılmış biri. Böyle çok kadın ve erkek var çevremizde. Kimileri açıkca hayatın akışına bırakıyor kimileri ise içine dönerek bu açmazda boğuluyor. Kendi ayakları üzerinde durmayı unutan ve akışa kapılan ama dışarıdan bakınca hiç de öyle olmadığı izlenimini veren kadınlardan Efsa. Bu günün bir çok kadını da böyle yaşamıyor mu?

 

80 döneminde yaşadığı işkenceler ve özellikle tecavüz Efsa’da büyük travmalar yaratıyor. Yüzünü bir kez bile görmediği Zamansız’la sırf kendini rahatlatmak için mi içini döküyor?

Evet aynen öyle. Tek başına kaldığı o hastane odasında salt bir arkadaşıyla öylesine sohbet etmek için chat yapmak isterken kendisine gelen bir arkadaşlık teklifine evet diyerek o kişiye bencilce yaklaşarak içini döküyor. Onu da dinliyor tabii ki ama asıl yaptığı bu. Kimseyle iletişim kuracak gücü kalmadığı için bu yapay yolu seçiyor. İletişim problemi yaşayan her insanın kendi açmazlarını ve yaptıklarını bulabileceği bir roman bu.

 

"KADINLARI ANLAMAK İSTEYEN ERKEKLERİN İLGİSİNİ ÇEKEBİLİR"

Aslında roman bir kadın hikayesi... Ya erkek okuyucularınız? Onları nasıl çekeceksiniz kitaba?

Belki bir kadın kahraman var ama etrafindeki erkekleri de gözadı edemeyiz.ÂEfsa bunalımlarını tek başına yaÅŸamıyor ki. Ä°liÅŸkiler söz konusu olduÄŸunda kadın ve erkeÄŸi birbirinden bağımsız alamayız. Bu romanda Efsa’nın davranışları belki de kadınlardan daha çok kadınları daha iyi anlamak isteyen erkeklerin ilgisini çekebilir diye düşünüyorum.

 

Erkeklere olan korkusu ve kendisine sorduğu sorular özgürlüğü bulmak konusunda bir çözüm mü?

Herkes bilmeli ki özgürlükten ne kadar çok söz ediyorsak ona ihtiyacımız o kadar çoktur. Gerçek özgürlüğün olduğu yerde ondan hiç söz edilmez çünkü ihtiyaç kalmamıştır. Özgürlük Efsa’nın çok uzağında bir kavram. Ama insan sorduğu soruların yanıtlarını sadece kendisinde ararsa özgürleşebilir ve tabii ki o sonuçlara katlanarak bir yaşam kurabilirse...

 

Romanın ardından gelen olumlu / olumsuz tepkiler nasıl oldu?

Genel olarak bana gelen mail ya da yazılanlar olumluydu. Bazı eleştirmenler romanın kurgusunun çok sağlam olduğunu söylediler. Bu mutluluk verici. Sayıları çok olmamakla birlikte eleştirenler de oldu. Bunlar daha çok muhafazakar bir yaklaşımla romandaki bazı sahneleri cüretkar bulduklarını söylediler. Oysa herkes kendi hayatında bu romandankinden çok daha cüretkar. Romanı okuyanlar dönüp kendi hayatlarına baktıklarında çok daha cüretkar sahneleri bizzat yaşadıklarını ama paylaşmadıklarını göreceklerdir. Romanın tek farkı bunları doğallığında anlatıyor olmasında...

  

https://twitter.com/#!/deniz_oner 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!