Süleyman DEMİRKAN
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 31, 2010 00:00
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, tarih boyunca hiçbir baskıcı rejimin tepkisiz kalmadığını belirterek, “Erdoğan ve AKP Hükümeti’nin yarattığı korku diktatörlüğünde, devletin tüm imkânları kullanılarak topluma yaşatılan baskı, zulüm ve kandırmalar da tepkisiz kalmayacaktır. Bu bakımdan 12 Eylül referandumu bir toplumsal patlamanın tezahürü olabilir. ‘Hayır’ oyları tahminlerin çok üzerinde çıkabilir” dedi.
Hürriyet’in sorularını yanıtlayan Bahçeli şu mesajları verdi:
Konuşmaya devam et
Başbakan, PKK ile pazarlık konusunda panik atak içerisinde. Böyle konuşmaya devam etsin. MHP ve ülke açısından yarar var. Bir hafıza kayıbı içerisinde, zamanı, olayları birbirine karıştırıyor. Yalan ve iftirayı süreklilik haline getirdi. Bu ruh haliyle, Türk toplumu kendisini daha iyi tanıma fırsatını buluyor. ‘İmralı ile geçmişte de temaslar oldu’ diyerek bugünkü temasın özünü kaybettirmeye çalışıyorlar.
Samimiyet testi olacak
Sayın Başbakan’ın son toplantılarda ortaya koyduğu görüşler, özellikle genel af konusu başta olmak üzere, PKK taleplerine karşı sıcak bakışını değiştirdiği görülüyor. Konya mitingi başta olmak üzere son günlerde yaptığı konuşmaları, 3 Eylül’deki Diyarbakır mitinginde de yapması, bir samimiyet testi olacak. Konya’da af kelimesini ağzına alanı neredeyse parçalıyor.
Madalya ayrımı olmamalı
Genelkurmay Başkanı Sayın İlker Başbuğ’un, Genelkurmay Başkanlığı görevini üstlendiği zaman yaptığı ziyaretlerden biri de MHP’ye olmuştu. Görev süresini tamamlayıp, ayrılırken de MHP’ye de veda ziyaretinde bulunması ilk ve tutarlı bir davranış oldu. Nezaket ziyareti çerçevesindeki 55 dakikalık görüşmede Sayın Başbuğ, TSK’da 53 yıla varan görev süresinde ilginç olay ve hatıralarını anlattı. Devir-teslim törenindeki konuşması son iki yıl içinde yaşanan sürecin bir analizidir. Yaşanan sıkıntıların özetidir. Kendisine neden Devlet Şeref Madalyası verilmediğini bilmiyoruz. Karadayı’dan Büyükanıt’a kadar genelkurmay başkanlarına bu madalya verilmişse bu bir gelenek haline dönüşmüş demektir. Ayırım yapmak olmaz.
Başbakan meseleyi kullanıyor
Siyasetinin temelini oluşturan bir unsuru, kendisi önceden Diyanet’e sormamışsa, zaten çok büyük bir yanlış içerisinde. Acaba o zaman kime sordu? Türbana ilişkin anayasa değişikliği niye kaldı, daha onu izah edemediler. Sonra da ‘bu MHP’nin bir tuzağı oldu’ dediler. YÖK Yasasının 17. Madde’sini değiştirmekten de kaçındılar. Başbakan, gündeme ihtiyaç hissedince bu meseleyi kullanıyor. Yoksa hiç üzerinde dahi durduğu yok.
Alevilerle propaganda
(Erdoğan’ın “Dedelerin atama dönemi bitti” sözleri üzerine) Bunlar, HSYK’nın sadece sayısal yapısını değil, gerçek yapısını da değiştirmeye yönelik faaliyette olduklarını söylüyorlar. Anadolu’da, ‘Buralar Alevilerin örgütlendiği bir yer haline gelmiştir; oradan kurtarıyoruz’ diyorlar. Aleviler üzerinden bu propaganda yapılıyor. Öbür taraftan da ‘Alevi Çalıştayı’ diye 7 toplantı, bilmem ne yapıyorlar.
Avcı’nın iddiaları önemli
Hanefi Avcı’nın kitabını piyasada bulmak kolay değil. Seyahat dönemine rastladı. Henüz okuma fırsatım olmadı. Mutlaka okumak lazım, çok ciddi değerlendirmeler var. Basına intikal eden şekliyle, Avcı’nın, dile getirdiği iddiaların üzerinde durmak gerekiyor.