Güncelleme Tarihi:
Roman sponsorluğunda gerçekleşen atöyle çalışması her sabah, öğlen ve akşam programında ikişer kez 5 tasarımcı işlerini, fikirlerini ve felsefelerini görsel bir sunumla aktaracaklar. Bu sunumdan sonra, katılımcıların sorularını tasarımcılara iletebileceği bir yuvarlak masa tartışması yapılacak. Böylece SALON/, tasarımcılar ve katılımcılar/öğrenciler arasında etkileşimli bir diyalog ortamı kurulacak.
SALON/ , İstanbul’da kaldığı süre boyunca tasarımcılarla işbirliği yapabilecek kurumları bir araya getirmeyi hedefliyor. Bu proje için seçilen isimler arasında moda ve ürün tasarımcıları Mattijs van Bergen, Pauline van Dongen, Vroonland, Desiree Hammen, Hyun Yeu, BCXSY, Antoine Peters, Borre Akkersdijk, Noman ve Reinier Bosch bulunuyor.
Yeni fikirler ve teknikler üzerinde çalışan bu genç ve bağımsız tasarımcılar, İstanbul’daki sanatçılar, tasarımcılar, zanaatkarlar ve yaratıcı endüstrinin üreticileriyle neden işbirliği yapmak istedikleri sorulduğunda harika fikirler ürettiler. Miras ve zanaat, biricik olanın önemi ve el yapımı ile yeni teknolojinin karşı karşıya geldiği durumlarla ilgili bilgilerini paylaştılar. Onlarla yapılacak işbirliğinin önemi, yaratıcı disiplinler ve kültürler arasında karşılıklı bir gelişim sağlanabilecek olmasından kaynaklanıyor.
Bu tasarımcılar, Temmuz 2010’daki başlangıcından bu yana, yukarıda belirtilen prensiplere bağlı olan bir platform ve bir kurum olan SALON/ ekibinin bir parçası.
Tasarımcı, sanatçı ve onların yürüttükleri işlere yönelik bir tutkuyla bu işlerin sunumlarına dair (moda için podyumlar, sanat ve tasarım için beyaz küpler) bir hayal kırıklığının birleşimiyle başladı. Moda, tasarım ve sanatı farklı bir bağlamda sunan SALON, deneyim üzerine odaklanarak cevap vermekten çok sorular soruyor.
SALON/ tasarımcılar ve sanatçılara fikirlerini sunabilecekleri ilham verici bir platform, izleyicilere de bu yaratıcı beyinleri ve yürekleri görebilecekleri bir ortam sunuyor. Burada sonuç ürün değil, sürecin kendisi! Daha yaratıcı bir toplum için çalışan SALON/ kenti ilham verici bir rota ile canlandırıyor, müzeler, kültürel mekânlar, özel salonlar ve hatta anıtsal sarayların temizlik odalarına dek uzanabilen bir tur hazırlıyor. SALON/ size moda ve tasarımın farklı bir deneyimini sunuyor.
Önerilen sabah/öğleden sonra sunumları ve tartışmaları yerine daha farklı bir zaman planlaması da yapılabilir. Ancak bu seyahatin önemi yalnızca atölyeler değil, tasarımcıların uzun vadeli ortaklarla tanışması ve yeni zanaat biçimlerini keşfedebilmesidir.
Atölye sonucunda öğrencilerin doğru zanaatkarlar ve üretim kaynaklarını bulmalarıyla tasarımcıların üretim sürecini başlatabilmeleri ve araştırma, tanıştırma, çevirmenlik gibi önemli görevler üstlenerek bu sürecin bir parçası olmaları mümkündür.
SALON/ tasarımcılarından bu atölyede ortak bir görsel sunum hazırlamalarını ve burada keşfettikleri, öğrendikleri ve başardıklarıyla ilgili bir sunum yapmalarını istedik. Buradaki tecrübelerini 26 Mart akşamı ve/veya 27 Mart günü belirli bir saatte sunmalarını isteyeceğiz.
Tüm öğrenciler bu sunumlara katılma ve tartışmanın bir parçası olmaya davetlidir. SALON/ tasarımcıları kentin dört köşesinde zanaatkarlar ve yaratıcı profesyonellerle tanışırken her tasarımcının yanında birkaç (en az 1 en çok 3) öğrencinin bulunması ilginç olacaktır. Böylece öğrenciler Mart ayından Ekim başına kadar üretim sürecine dahil olarak araştırma ve rehberlikleriyle tasarımcılara destek verebileceklerdir. Eğer mümkün olursa tasarımcılar ve öğrenciler arasında kişisel bir bağ olması da iyi olacaktır.
SALON/ İstanbul’da atölyeler sırasında bunu yapacak. Atölyeler ile ilişkiler kurmak ve tasarımcıların doğru işbirliklerini bulmaları için yaratacağımız fırsatları birleştirmek istiyoruz. Bu açıdan SALON/ atölyesi ve bizim oradaki varlığımız “yapım aşamasında” bir iş olacak.
SALON/ birlikte yapabileceklerimizle ilgileniyor. Bunun için zamanımızı yaratıcı ve esnek bir şekilde kullanabilmemiz gerekiyor.
Tasarımcılar hakkındaki ayrıntılar şu şekilde:
Mattijs van Bergen
Moda tasarımcısı, Central Saint Martin’s Moda Bölümü ArtEZ mezunu
Mattijs van Bergen Türkiye’den zanaatkarlarla işbirliği yapmak istemekte ve katlama, Mattijs tipik el yazısı ve işlemeler açısından var olan olasılıkları görmek istemektedir. İşin üretiminin yanında bölgedeki modern atölyelerin incelenmesinde üretim ve derinin kullanımı ön plana çıkmaktadır. Mattijs kendi yaklaşımı için hangi tekniklerin tipik ve kullanışlı olduğunu öğrenmek istemektedir.
Pauline van Dongen (Hussein Chalayan’ın asistanı)
Moda tasarımcısı ve Hussein Chalayan’ın asistanı, ArtEZ Moda Bölümü mezunu
Pauline bir süredir Türk bir iletişimle bağlantı içerisinde, bu, aktivitelerini genişletmek için planladığı bir fikir ve işbirliği. Techtextil’e yaptığı bir ziyaret sırasında, Türkiye’deki Kordsa ile bağlantı kurdu. Bu şirket kord (lastik) bezi adında bir malzeme geliştirmiştir. Bu malzeme araba lastiklerinin içini güçlendirmek için kullanılmaktadır. Heykelsi özelliklere sahip harika bir malzeme! Pauline’in Londra’ya gelmesinden bu yana, bu şirkette birçok insanla iletişim halinde ve bu malzemeden birçok örnek edindi. Bu örnekler hem kimyasal olarak işlenmiş (paslı) hem de işlenmemiş (beyaz) modellerden oluşuyor ve her birisinin tamamen farklı bir görünümü var ve farklı bir dokunuş/hareket hissi uyandırıyor. Görünüşe göre, kimyasal işlem dış yüzey için çok iyi sonuçlar doğurmamış, fakat bunun için bir çözüm önerebilmek, ve hatta bu soruna sahip olmayan bir model üretebilmek bile ciddi bir sorun teşkil ediyor. Pauline’in vizyonu, estetik anlayışı ve yaklaşımına mükemmel bir şekilde uyan eşsiz bir malzeme bu.
Pauline’e göre Türk (tekstil) endüstrisindeki diğer dalları ya da işbirliği içerisinde geleneksel Türk zanaatlarını keşfetmek de çok ilginç olacaktır.
Desiree Hammen
Moda tasarımcısı olarak eğitim gördü ve ArtEZ Moda Bölümü’nden mezun. Maison Lesage “haute couture” işleme okulundan özel derece sahibi. Het yerleştirmelerinde moda ve işleme tekniklerinden faydalanmaktadır.
Desiree İstanbul’da kadim altın işlemeciliği zanaatini keşfetmeye yönelik uzun süredir duyduğu arzusunu en sonunda gerçekleştirebilecektir. Diğer başka zanaatlerin yanında bu zanaatın da kökeni Türkiye’ye dayanıyor. Desiree, Haute Couture işlemeciliğinin yanı sıra, altın işlemeciliği zanaatı konusunda da uzmanlaşıyor. Desiree günümüzde çok sık rastlamadığımız bir şey olan gerçek metal tellerle işleme yapmayı uzun süredir istiyor.
Bu zanaat Türkiye’de çok zengin ve saf bir biçimde tatbik edildiğinden, Desiree Türkiye’de bu zanaatin kaynağını bulmak ve asıl yapılış tarzını keşfetmek istiyor. Onunla yeni bir işi birlikte yapabilecek (usta) işlemeciler, terziler ve ayakkabıcılar arıyor.
Bu işin/yerleştirmenin şekli bir sunağa benziyor. Burada “imal edilmiş” günlük kıyafetlerimizin yanı sıra “zanaatla yaratılmış” kıyafetler hep birlikte kutlanmakta. Sunak zengin altın/metalik işlemeler, ayakkabılar ve botlardan oluşacak. “Suzanni’s” olarak da bilinen işlenmiş botlar İstanbul’a özgürüdür. Sunakta Türkiye’de yapılmış ve burada ucuza gelen kıyafetleri bulacaksınız. ‘Pièce de resistance’ ise erkeklere yönelik bir kıyafettir.
Araştırma zanaata duyulan sevgi ile birlikte Doğu ile Batı’nın buluşmasının heyecanına odaklanıyor, her iki dünyadan da unsurlar barındırıyor. Desiree yeni dünyanın eski dinleri, eski gelenekleri ve zanaatlarıyla eski dünyanın yerini, yeni gelenekler ve kıyafetler, tasarımcılar ve ayakkabılar gibi kutsadığımız yeni şeyler aracılığıyla nasıl aldığını gösterecek.Bunların üstüne biraz da bizim Batılı tarzımızla burada da ilgileniyor olduğumuz bir şey olan ezoteriklik ekleniyor.
NOMAN
Moda tasarımcısı Selina Parr ve ürün tasarımcısı Lara Tolman’dan oluşan bir kolektif
NOMAN işbirliği ve “müşterek kuvvet” anlamına geliyor. NOMAN topyekûn bir deneyim ve disiplinlerarası bir iş olan “gesamtkunstwerk”i yaratıyor.
“OTTOMAN” Projesi: Elle dokunmuş duvar halıları ve kıyafet parçalarını birleştirerek bir evrim imgesi yaratmak. Halılar bulundukları bağlamın dışına çıkarılacak ve bir kıyafet parçasına yapılacak heykelsi sapmalar vasıtasıyla mutasyona uğrayacaktır. NOMAN’ın kullandığı metot renk, form, doku ve tekniğe odaklanmaktadır.
Bu örnekte, Türk halıları tasarım sürecindeki ana unsurlar olacaklar. Geleneksel renkler ve semboller incelenecek ve uygulanacak, fakat var olan forma çağdaş bir dokunuş yapılacak. Noman, daha geleneksel renkler, şekiller ve malzemelerin yanında kauçuk yer paspası malzemesini kullanarak modern bir eşleşme yaratacaktır. Öte yandan bağlamsal odak, bileşenlerin aynı anda çağdaş bir imge oluşturduğu bir imge/yerleştirme yaratma üzerindedir.
Noman’ın SALON/Istanbul’a katılma isteği bir gerçeğe dönüşen bir rüya ve vizyon. Bu projeyi yıllardır gerçekleştirmek istiyorlardı. Selina’nın “köklerinin” bir kısmı Türkiye’ye dayanıyor. Kolektif hünerli bir geleneksel zanaat ustasıyla işbirliği yapmak istiyor.
Antoine Peters
Moda tasarımcısı, ArtEZ Moda Bölümü’nden mezun
Antoine Peters’ın evrenindeki ana tema iyimserliktir. Antoine, koleksiyonlar, ürünler, projeler, dersler ve atölyeler aracılığıyla ortak paylaşılan bir gülüş aracılığıyla dünyayla bağ kurmaya çalışmaktadır. Kavramlar çoğu zaman popüler kültürdeki fenomenlere verilen bir tepki ve uçlara duyulan özel bir ilgiden oluşmaktadır. Büyüğün karşısında küçük, insan ve diğer insan arasındaki ilişki ve hepsini kapsayan bütünlük, dünya.
Ciddi konular hafif bir yaklaşımla ele alınmakta, bu da önyargısız bir bakış açısı ve perspektifle yaklaşım için alan yaratmaktadır. Antoine kavram aracılığıyla hafifliği ortaya koymakta, bunu kıyafete de yansıtmaktadır. Mizah ve narin bir şekilde oturan kıyafetler bunun aracılarıdır.Bunlar bir reaksiyona, araya sızan küçük bir gülüşe dairdir.
“Çatık kaşlarını tersine çevir”.
Kısaca,tasarımlarımı teknik, malzeme ve vs. açısından bir sonraki seviyeye taşımak için bir zanaatkar ya da üreticiyle işbirliği yapmak istiyorum. Her şeye açığım.
Borre Akkersdijk
Ürün/moda tasarımcısı, Eindhoven Tasarım Akademisinden mezun.
Borre İstanbul’daki tekstil endüstrisiyle bir ortaklık başlatmak istemektedir.
Dolgu tellerini tasarımları için bağlayıcı bir malzeme olarak ele almak ve her iki dünyayı, teknoloji ve geleneği nasıl birleştirebileceğini görmek istemektedir. Dolu teli2010’da hazırladığı hazır giyim koleksiyonunun temelini oluşturdu. İki boyutlu üç boyutlu hale geldi!
Borre yapılacak örnekler üzerinden ona hangi formu verebileceğini araştırmak istemektedir. Bunun illa moda olması gerekmiyor, fakat bir iç yüzeyi ya da bir duvar halısını da oluşturabilir.
Hyun Yeu/ FOR ADO LES SCENTS
Kore asıllı, Amsterdam Rietveld Akademisi Moda Bölümü mezunu.
TEN PROJESİ: Bu, insan derisinin rengini araştırarak onun estetiğini keşfetmek üzerine bir proje. Amaç, ten rengini 8-10 farklı tona ayırarak her tonu aynı ten rengine sahip birine tam olarak uyan bir giysi formuna dönüştürmek.
İstanbul: TEN PROJESİ: İnsan teninin ayrıntıları ve dokusu. Hyun Yeu, nakış, boncuk işleme ve eski tarz halı dokuma gibi zanaatleri kullanmak istiyor.
Hyun Yeu ADO LES SCENTS adlı bir erkek giyim markasının tasarımcısı ve işletmecisi. Örme ve deri malzemelerle çalışan bir üretim atölyesiyle çalışmak ve araştırmalar yürütmek istiyor. Yakın zamanda kendi koleksiyonunda deri ürünler kullanmak istiyor.
Hyun Yeu için SALON/ atölyesine katılmak ve İstanbul’daki tekstil endüstrisinden insanlarla tanışmak ileriye yönelik işbirliklerinin temellerini atmak için önemli bir fırsat olacak.
VROONLAND
Vroonland, tasarımcı Sjoerd Vroonland ve ürün geliştirme sorumlusu Arjan Vaandrager (V&V) tarafından 2010’da başlatılan bir marka.
Sandalye ve günümüzde sandalyenin anlamı koleksiyonlarının bel kemiğini oluşturuyor: sandalye sadece fonksiyonel bir ürün müdür, ortaya koyulup sergilenecek bir şey mi, bir hikâye mi yoksa bir dönemin (ve o dönemin teknik olanaklarının) ifadesi mi? Bundan yola çıkan Vroonland, 19. ve 20. yüzyıl tasarım klasiklerini yapısökümüne uğratarak zanaatı yenilikçi tekniklere dönüştürüyor.
SOYAĞACI
Soyağacıyla Vroonland bir tasarımcı olarak vizyonuna ve bir ürünün tasarımının son haline evirilmesine dair ipuçları veriyor. Vroonland ürünleri görünür kılıyor ve geleneksel tekniklerin hâlâ etkin ve yenilikçi olabileceğini kanıtlıyor. Tasarım klasiklerinin anlamı ve uygulamaları ile güncel algılanışlarını inceleyerek yeni anlayışlar ve kullanımlar ortaya çıkıyor. Sonuçta bu Vroonland koleksiyonunun içinde bir evrime yol açıyor.
FİKİR
SALON/İstanbul atölyesiyle yapılacak bir işbirliği bu soyağacının geliştirilmesi için mükemmel bir fırsat sunuyor. Bir tasarımcı ve bir firma olarak biz her zaman koleksiyonumuzu genişletmenin yollarını arıyoruz ve yeni imkânlara açığız. Bir süredir koleksiyonumuza koltuk eklemek istiyoruz. Koltuğun eklenmesiyle “oturma” alanındaki her yüzeyde ustalaştığımızı ve sandalyenin yenilikçi kullanımlarını ortaya çıkarabildiğimizi göstereceğiz. Koltuk bizim için oturma gruplarının kişiselleşmesinden ilham alan “aile”yi takip eden bir öğe. Koltuk tüm bu seriyi bu ailenin tüm özellikleriyle bir araya getiren bir ürün haline getirmemize imkân tanıyacak.
Reinier Bosch
Proje, tasarımcı Reinier Bosch ve kültürel ve görsel antropolog Marleen Folkerts ile Türkiye’deki zanaatkarlar arasında bir işbirliğine olanak tanıyacak.
Marleen Folkerts tarafından “ebru” ve projeyle ilgili diğer teknikler üzerine bir araştırma yürütülecek. Reinier Bosch ebru gibi diğer eski teknikleri de kullanarak modern tasarım ürünleri üretecek ve böylece eski zanaatların yeni ürün teknikleri olarak kullanılabileceği bir süreç oluşturulacak. Bu proje, zanaatkarlara yeni işler ve yeni teknikler sağlayacak.
Ebru, suyun tuval olarak kullanıldığı bir tekniktir. Bu teknikle zanaatçı suyun üzerine resim yapmaktadır. Ebru tekniği Anadolu’ya Orta Asya’dan 15. yüzyılda gelmiş ve bu tekniğin aynı zamanda resmi belgeler için de kullanıldığı Osmanlı İmparatorluğu süresince geliştirilmiştir. 17. yüzyılda Avrupa da bu teknikle tanışmıştır.
BCXSY
Eindhoven Tasarım Akademisi’nden mezun ürün tasarımcıları.
Geçtiğimiz yıllarda BCXYS’in çalışmalarının önemli bir bölümü, Köken projesi ile dünyanın dört bir yanındaki zanaatkarlar ile yapılan işbirliklerine odaklanıyor.
BCXSY şimdiden birçok ortak girişimi başarıyla yürüterek bu yöndeki çalışmalarına devam edecek cesareti kazanmış bir ekip.
Köklü ve zengin kültürel tarihiyle Türkiye BCXSY’nin uzun zamandır ilgiyle takip ettiği bir ülke. BCXSY, farklı yerel teknikleri araştırarak Türkiye’de geleneksel sanatlarla uğraşan uzmanlarla işbirliği olanakları hakkında çalışmalar yürütüyor.
Dahası, BCXSY, “kusurluluk” temasının, bir şeyin mükemmelliğinin çoğu zaman kusurlu olmasından kaynaklandığı “zanaat”la birebir ilgili olduğunu düşünüyor. Kusurluluğu tasarım sürecinin belirgin bir öğesi olarak kullanmak, BCXSY’nin zorlayıcı ve heyecan verici bulduğu bir şey.
Araştırma sürecinde BCXSY, bir dizi muhtemel partner bulmuştur. Birlikte yeni işler üretmek istedikleri bu kurumlar çoğunlukla cam ve toprak üzerine odaklanan küçük çaplı üreticilerdir.
BCXSY atölye sırasınca bu üreticilerden birini seçip ziyaret ederek, çalışmalarını gözlemlemek ve kullandıkları tekniği daha farklı uygulamalar için nasıl kullanabilecekleri üzerine düşünmeyi amaçlıyor. Birlikte çalışacakları yer ve insanlar ile mümkün olduğunca çok zaman geçirmek BCXSY için çok önemli. Böylece hem tekniği hem de bu tekniği uygulayan insanları yakından tanıyabilecek, öykülerini ve ortamlarını öğrenebilecekler. Bu ziyaret sırasında ilham almayı hedefleyen BCXSY tasarımcıları, üretimi daha sonra kendi stüdyolarında yapacaklar.
“Özgün ve otantik sonuçlar elde edeceğimize eminiz. Buna benzer daha birçok proje gerçekleştirdik. En önemli kuvvetimiz, varolan spesifik duruma adapte olabilmek, bu durumun kendine özgü karakteristiklerini gözlemleyebilme ve bu süreçten orijinaline saygı göstererek ona bağını açıkça gösteren yeni bir ürün üretme yeteneğimizdir