Güncelleme Tarihi:
Ülkücü babalardan Alaaddin Çakıcı'ya meydan okumasıyla ünlenen Tevfik Nurullah Ağansoy'un eski patronuyla korkunç hesaplaşması, dostlarıyla bir yaz gecesinin keyfini çıkaran 44 yaşında bir kadının hayatına mal olmuştu. 27 Ağustos 1996 akşamı, Bebek Deniz Taksi Cafe'de Tevfik Ağansoy ve yanındakilere yöneltilen kör kurşunlar, hedefini şaşırdı. Bebek'i cehenneme çeviren kanlı hesaplaşmanın ardındaki bilanço ağırdı: Yıllarca Çakıcı'nın sağ kolu olarak çalışan Tevfik Ağansoy, onunla aynı masada ne yaptığı tam olarak ortaya çıkmayan başbakanlık korumalarından Celal Babür, Çakıcı'nın ölüm kusan tetikçisi Recep Çiçek ve ne olduğunu anlayamadan kurşunlara hedef olan Gülçin Balaban. 26 yıllık can yoldaşını kaybeden eski voleybolcu, işadamı Derya Balaban, hayatını karabasana çeviren geceyi 1.5 yıldan sonra ilk kez anlatıyor. Konuşması kesik kesik ve duygu yüklü.
‘‘Olayı görmedim. Çay paralarını ödemek için kalkmıştım. Birden panik oldu, her şey karıştı. Gülçin'i gördüm. İskemlede oturuyordu. Adeta savaş alanına dönen yerde sadece Gülçin'e konsantre olmuştum. Silahlar sustuğunda benim için ikinci bir savaş başladı. Melek karımı hastaneye götürecek ambulansın gelmesi 1 saat 20 dakika sürdü. Bir ömürdü. Baltalimanı Kemik Hastalıkları Hastanesi'ne götürdüm. Hastanenin, acil servisi, nöbetçi doktoru var. Gittik. ‘Siz yanlış hastaneye gelmişsiniz’ dediler. Acil servisin yanlışı, doğrusu olur mu? O zaman ‘acil’ yazmasınlar.
İstinye Devlet Hastanesi'ne götürseydim belki bu trajediyi yaşamazdım diye kendimi suçluyorum. Ambulansın neden geç geldiğini bilmek istiyorum. Bana ‘Siz 124'e mi yoksa 112'ye mi telefon ettiniz?’ diye soruyorlar. O şok anında hangi numarayı aradığımı nereden bileyim. İstediğim sadece bir ambulanstı. Sonuçta iç kanama dolayısıyla eşimi kaybettim. Kızcağız, orada 45 dakika daha yaşadı. Tansiyonu, nabzı düştü, öldü. Hesap sorunca ‘Acil müdahalede yapılan herhangi bir yanlış tedavi ve yöntem yok. Gereken her şey yapılmıştır’ diye konuyu kapattılar. Acil tedavide büyük hata olduğunu düşünüyorum. İlk başta dava açmayı düşündüm. Geliriyle Gülçin Balaban adına bir ambulans almak istiyordum. Bir şey tutturamayacağımı bildiğim için dava da açmadım.’’
Eşinin ani ölümü Derya Balaban'ı oldukça sarsmış. Büyük oğulları mimarlık okurken, lise öğrencisi küçük oğulları kendini derslerine vermiş. Derya Bey'e göre, çocuklar biraz olsun normal hayatlarına dönmüşler. Ama kendisi hâlâ olayın etkisinde. Talihsiz olaydan sonra eşini kaybeden Hülya Ağansoy ile kanlı hesaplaşmanın emrini veren Alaaddin Çakıcı başsağlığı için aramışlar. Hatta, Alaaddin Çakıcı'nın kardeşi Gencay Çakıcı bizzat gelerek üzüntülerini bildirmiş. Derya Balaban şehrin göbeğinde böyle bir olaya neden oldukları için kızgın.
Olaydan etkilenen Oksal Pekmezoğlu, Gülçin Balaban'ın yaşamını film yapmak istemiş. Şimdi, Zeynep Alkanç, Bilge ve Oksal Pekmezoğlu, Gülçin Hanım'ın hayatını senaryolaştırıyorlar. Filmin geliriyle Sağlık Bakanlığı'nın emrine bir ambulans alınacak. Gülçin Balaban'ın hayatı tarihsel, polisiye, siyasi bir dramla örülerek seyirciye sunulacak.