Bu adalardaki insanlar çok uzun yaşıyor

Güncelleme Tarihi:

Bu adalardaki insanlar çok uzun yaşıyor
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 25, 2001 01:58

Japonya'nın Okinava Adası'nda 100 yaşını aşanlara her yıl 427 kişi daha ekleniyor. Peki nedir bunun sırrı? Dr. Bradley J. Willcox'ın reçetesini uygularsanız siz de 100 yaşını aşabilirsiniz.

Yaşlanmayı geciktirmek, uzun ve sağlıklı bir ömür sürmek, tüm insanlığın en büyük isteği. Ama yaşam sürecini uzatmak ve bu süreyi sağlıklı bir şekilde tamamlamak da artık uzak bir hayal olmaktan çıktı. Bilim adamları uzun yıllar süren çalışmaları sonunda ölümcül hastalıklardan korunmayı başaran ve yaşam çizelgesini 100 yılın hayli üstüne çıkarabilen insanları buldular, onların yaşam biçimlerini 25 yıl boyunca incelediler. Sonuçta sağlıklı ve uzun ömürlü olmanın sırrı, Bradley J. Willcox, D. Craig Willcox ve Makato Suziki'nin birlikte hazırladıkları ‘‘Okinava Programı’’ adlı kitapta açıklandı.

Yaşı hayli ilerlemiş olduğu halde sağlıklı ve dinç kalmasını bilen kişi bizi meraklandırır. Hayatını nasıl geçirdiğini, neler yapıp, neleri yapmaktan sakındığını, nelerle ve nasıl beslendiğini öğrenmek isteriz. İşte Okinava Programı başlığı altında yayınlanan bu kitapta adını belki de hiç duymadığınız bir adalar topluluğunda yaşayan insanların hepimizin aklının bir köşesinde olan mucizeyi nasıl gerçekleştirdikleri anlatılıyor. Okinava adaları, İkinci Dünya Savaşı'nda müttefik donanmalarının yaptığı en kanlı savaşla adını dünyaya duyurmuştu. Şimdi ise dünyanın en uzun ömürlü insanlarının yaşadıkları bir ‘‘Shangri-La’’ ( Ebedi Hayat)ın kaynağı olarak dikkat çekiyor.

Çin ile Japonya arasında yer alan 160 adadan oluşan Okinava'nın öyküsü gerçekten çok ilginç. Bu adalarda yaşayanlar, ‘‘emeklilik’’ sözcüğünü bilmiyorlar. Doğdukları günden hayata gözlerini yumdukları güne kadar yaşayışlarında fazla bir değişiklik olmuyor.

Kitabın yazarları ziyaret ettikleri Ogimi köyünde yaşı 100'ü geçmiş kişilerle görüşmek amacıyla köyü dolaşırlarken Nakajimasan adındaki Okinavalı'yla nasıl karşılaştıklarını şöyle anlatıyorlar:

‘‘Bize Nakajimasan'ın yüz yaşını geçmiş olduğu ve de hiçbir sağlık sorununun olmadığı açıklanmıştı. Bu adamın doğumundan yüz yıl sonra hala çiftçilik yaptığını duymuştuk. Adam, doğduğu günden itibaren, atalarının yaşadıkları evde hayatını sürdürmüştü.

Nakajimasan bizim çalışmalarımıza katkıda bulunmayı kabul ettiği için ona hediyeler getirmiştik. Yanımızda bir de Okinava diyalektini bilen bir hemşire vardı. Daracık dönemeçli yollarda kaybolma tehlikesiyle karşılaştık ama sonunda
Nakajimasan'ın yaşadığı ahşap kulübeye ulaştık. Verandada yetmiş yaşlarında olduğunu tahmin ettiğimiz bir adam, önündeki aletleri inceliyordu.Beyaz bir tişört ve uzun pantolon giymişti. Bizi görünce gülümseyerek el salladı. Biz içimizden bu adam herhalde Nakajimasan'ın oğlu olsa gerek, diye düşünüyorduk. Ona babasını nerede bulabileceğimizi sorduk. Yaşlı babanın evin sessiz bir köşesinde uyuklamakla meşgul olduğunu sanıyorduk. Fakat Okinava'da hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını çok çabuk anladık. Verandada aletleri inceleyen adam, yetmiş yaşında değildi. Tam yüz yaşındaydı ve evinin bahçesini kazmaya hazırlanıyordu.

Şaşkınlıktan kurtulur kurtulmaz,
Nakajimasan'ı bir sağlık kontrolünden geçirdik. Yüz yaşındaki çiftçi, sapasağlamdı. Tam yüz yıl kullanılan bu vücudun organlarının hepsi sapasağlamdı. Okinavsa'da bizi daha pek çok sürpriz bekliyordu.’’

En temel özellikleri genç damarlar

Okinava Programı'nın yazarları, bine yakın asırlık Okinavalı ve sayısız yetmişlik, seksenlik ve doksanlık ‘‘genç’’ üzerinde yaptıkları çalışmalar sayesinde yavaş yavaş bir model ortaya çıktı. İlk aşamada varılan sonuç damarlarla ilgiliydi.

Yaşlı Okinavalılar'ın damarları inanılmayacak derecede genç ve temizdi. Kandaki kolesterol oranı çok düşüktü.

Evet, Okinavalılar, damarlarının yaşlanmalarına izin vermiyorlardı. Bu insanlar arasında kalp ve damar hastalıklarına yakalananların sayısının inanılmaz derecede az olması da büyük ölçüde damarlarının genç kalmasından kaynaklanıyor. Okinavalılar için böyle bir korku söz konusu bile değil. Dünyada en az kalp hastasına rastlanılan bölge Okinava. Üstelik Okinavalı kalp hastalarının hastalıktan kurtulma şansları da çok yüksek.

Okinava'nın yaşlıları, sigara, şişmanlık, diyabet ve stres gibi risk faktörlerinden uzak durmayı bilmişler. Doğru beslenmenin kurallarını da atalarından öğrendikleri kesin.

Yüzde 80 Okinavalı kanserden muaf

Meme, yumurtalık, prostat ve kalın bağırsak kanserleri gibi büyük ölçüde hormonlara bağlı kanser türleri Okinava'lılar için bir tehlike oluşturmuyor. Batı insanının bu kanser türlerine yakalanma şansı ne kadar fazla ise Okinavalılar'ın da o kadar az.

Yapılan çalışmalar sonucunda Okinavalılar'ın bu kanser türlerinden yüzde seksen oranında korunabildikleri anlaşıldı. Peki ama nasıl? Okinavalılar bu sorunu beslenme alışkanlıkları sayesinde çözümlemişler. Düşük kalorili yiyeceklerle besleniyorlar, soya, sebzeler ve balık onların temel besinlerini oluşturuyor. Çok az alkol kullanıyorlar ve hiç hareketsiz kalmıyorlar. Vücutlarındaki yağ oranı çok düşük. Sözünü ettiğimiz kanser türlerinde kanser hücrelerinin çoğalması belli bazı hormonlara bağlıdır. Okinavalılar, düşük kalorili besinler sayesinde bu tür kanserlerden korunabiliyorlar. Vücutlarındaki yağ oranının azlığı da önemli bir neden. Haftanın yedi günü sebze ve meyve ile beslenmeleri onları öldürücü kanser türlerinden uzak tutuyor.

DR. BRADLEY J. WILLCOX

Her yıl 427 kişi 100 yaşını geçiyor

Ünlü Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde insan ömrünü uzatmaya yönelik araştırmalar yapan Kanada kökenli Dr. Bradley J. Willcox’un ‘‘Okinava Araştırması’’ adlı kitabı tıp çevrelerinde büyük yankı yaptı. Dr. Bradley J. Willcox Japonya'nın Okinava ada zincirinde dünyanın en uzun yaşayan insanları arasında yedi yıl süren incelemeleri sonunda 100 yıllık hayatı sağlayacak dört ana konuyu içeren 'reçete' yi bize şöyle özetledi :

‘‘Okinavalılar'ın uzun ve sağlıklı yaşam sırrı gıda rejimiyle başlıyor. Sebze ve meyve bazındaki diyette, soya mamülleri, kabak, tatlı patates, soğan, kereviz, lahana gibi sebzenin her çeşidi var. Tofu, yumurta, Miso çorbası, yasemin çayı ve balık. Bu diyette hamur işleri ve et yer almıyor. Ekmek yerine pirinç ve şehriye var. Yiyecekler tavada bir diğeriyle karıştırılıp canola ve soya yağında pişiriliyor. Mercan kayalıklarından aldıkları çok yüksek kalsiyumlu su kemikleri güçlendiriyor. Günlük kalori miktarı ise 1900'ün altında.

İkinci faktör egzersiz. Yürüme, geleneksel danslar, karate hareketleri, bahçede toprakla uğraşma, yaşlılarda kemiklerin erimesini önlüyor, kasları geliştiriyor. Üçüncü husus, stres ve gerginliği atmak için ruhsal strateji uyguluyor, huzurlu yaşıyorlar. Son faktör ise çevrelerinde yoksul, sorunlu kimselere sahip çıkıp dertlerinin bedeni ve psikolojik hastalık yaratmasına engel oluyorlar.’’

Dr. Willcox çocukluğundan beri sağlıklı ve uzun yaşamaya merak sardığını söylüyor. ‘‘Tıp eğitimi görürken dünyada uzun yaşayan insanların hayatını araştırmaya başladım. Kafkasya, Gürcistan, Pakistan'da Hunza Vadisi, Ekvator'da Vilcabamba'da 100 yaşını aştığı ileri sürülen insanlar hakkında raporları inceledim. Oysa bunların çoğu gerçek doğum kayıtları olmadığı için yaşlarının abartıldığını gördüm. Bu arada Japon Dr. Makoto Suziki'nin 25 yıl önce başladığı araştırmalarında dünyanın en uzun yaşayan insanlarının Okinava'da olduğunu tesbit ettim. 1994'den bu yana yedi yıl süreyle Okinava'da incelemeler yaptım. Hayat tarzı, yaşam felsefelerini, birlikte yaşayarak izlediğim Okinavalılar gelişmiş batı ülkeleri insanlarından daha uzun ömürlüler, kalp, kanser, damar sertleşmesi, felç, solunum, Alzheimer, Parkinson, erken bunama gibi hastalıklardan çok daha az etkileniyorlar. Okinava'da her yüzbinkişi içinde yüz yaşını aşkın 34 insan var. Okinava'da her yıl 427 kişi 100 yaşını geçiyor.'

Doğan ULUÇ/BOSTON


Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!