Güncelleme Tarihi:
MAYA takvimindeki bir “büyük çevrim” (piktun) 21 Aralık 2012’de sona eriyor. Bilimadamları, 21 Aralık’ın her yıl olduğu gibi Kuzey Yarımküre’de en uzun gecenin yaşanacağı bir gündönümü olmaktan başka anlam taşımadığı görüşünde. Kimileri ise bu tarihte kıyametin kopacağını iddia ediyor. Söz konusu tarihin yaklaşmasıyla birlikte sosyal medyada seslendirilen son iddia ise şu: “Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi’nde (CERN) bulunan Büyük Hadron Çarpıştırıcısı (LHC) 21 Aralık’ta ilk kez tam kapasiteyle çalıştırılacak. Kullanılacak yüksek enerji nedeniyle minik karadelikler oluşacak ve işte bu yüzden o gün dünyanın sonu gelecek.”
Hürriyet bu iddiayı, çalışmalarıyla CERN’deki deneye teorik katkı sağlayan bir fizikçi olan Prof. Dr. Mehmet Koca’ya sordu. Koca, 17 yıldır görev yaptığı Umman’daki Sultan Kabus Üniversitesi’nde yürüttüğü çalışmalarla, ‘Tanrı Parçacığı’nın keşfine de katkı yapmış bir isim. Koca, şunları söyledi:
14 TRİLYON ELEKTRON VOLT
“LHC’nin 21 Aralık’ta tam kapasiteyle çalıştırılacağını doğrulayan bir bilgi yok. Ancak LHC, 16 Aralık’ta durdurulacak ve hızlandırıcı magnetler (mıktanıs) güçlendirildikten sonra her bir hüzme 7 trilyon elektron volta (TeV) çıkarılarak toplam enerji miktarı 14 TeV’e ulaşacak. Bu enerji düzeyinde ‘süper simetrik’ parçacıkların görülmesi bekleniyor.”
Kısacası, matematiksel simetri uzmanı Koca ve CERN’deki bilimadamları, deney makinesinin ulaştığı bu yüksek güç sayesinde yeni keşifler yapılmasını bekliyor. Dünyanın sonuna hazırlanan bilimadamı ise yok. Öyle ki, LHC’nin 18 Ocak 2013’ten itibaren proton-iyon çarpıştırmalarına başlaması ve 10 Şubat’a kadar bu deneyi sürdürmesi planlanıyor.
Kaybedilen bir beyin
PROF. Dr. Mehmet Koca Türkiye’nin sessiz sedasız kaybettiği beyinlerden. ODTÜ’de yüksek enerji fiziği alanında yüksek lisans yaptıktan sonra Yale Üniversitesi’nde misafir doktora öğrencisi olmuş. Bilimsel bir dalda Nobel kazanmaya en çok yaklaşan Türk olan Prof. Feza Gürsey’in öğrencisi… Koca, Nobel Fizik Ödülü sahibi Pakistanlı bilimadamı Abdus Salam ve ünlü Fransız fizikçi Louis Michel ile yıllarca çalışmış. ABD’de Fulbright, Almanya’da Von Humboldt burslarıyla araştırmalar yapmış. Bugün de “Gürsey ekolünü” devam ettiriyor. Ama Türkiye’de değil, Umman’da. “YÖK mağdurlarındanım. Emeklilik paramla bir otomobil bile alamıyordum. Teklif gelince, Umman’a gittim. En verimli çalışma dönemimi orada yaşıyorum. Türkiye’de bilimsel gidişat iyi değil. Bu TÜBİTAK ile olamaz da” diyor.
NEDİR BU HIGGS BOZONU
“Kalabalık bir miting düşünün. Herkes oraya, buraya dağılmış. Fakat ünlü bir konuşmacı kürsüye çıkmak üzere bu kalabalığın içine girdiğinde herkes onun etrafına toplanıyor, konuşmacının ilerlemesi zorlaşıyor. İşte elektronun kütle kazanması buna benzetilebilir. Higgs Bozonu, kalabalıktır. Elektron ise o konuşmacıdır. CERN deneylerinde gözlenenin Higgs Bozonu olmama ihtimali sadece 550 milyonda 1’dir. Yani çok büyük bir olasılıkla bu parçacık bulundu.”