Bu 10 Kasım’ı unutmak zor

Güncelleme Tarihi:

Bu 10 Kasım’ı unutmak zor
Oluşturulma Tarihi: Kasım 13, 2000 00:00

Deniz SİPAHİHAFIZAMIN derinliklerine kazınan fotoğraflardan biriydi.Sabah sekiz, hava buz gibi.Derece sıfırın altını gösteriyor; eksi beş...Kars'tan yola çıkmış, Sarıkamış'a yeni girmiştik.Bakımsız, parke taşlı sokaklar çamur içindeydi.Dükkanlar çoktan açılmış; camlar silinmiş, kaldırımlar temizlenmişti.Belli ki, bu bölgede güneş kendini erken gösteriyordu.Sağlı, sollu dar sokaklarda iki katlı evlerin önünde insanlar.Ya sohbet ediyor ya da küçük bahçelerinde bir şeylerle uğraşıyor.Odun kırıyor; kara kışa hazırlık yapıyordu.Yol boyunca...Okula yetişmenin telaşında çocuklar...Kars'ta ya da İzmir'de olmak fark etmiyor.Çocuk her yerde çocuk...Birbirleriyle şakalaşıyorlar; gülüyorlar, koşuyorlar.Bazılarının yanlarında sokak köpekleri; hepsi birer azman...Üstlerine çıkıyorlar, kuyruklarını çekiştiriyorlar.Ve beynimdeki fotoğraf makinasının deklanşörüne bastığım an...Yine bir grup çocuk; toplanmışlar birlikte yürüyorlar.Sırtlarında neredeyse kendi vücutları kadar çantalar...Ellerinde ise Atatürk'ün fotoğrafları...Ulu önderin o en çok bilinen portresi.Evimizdeki, iş yerimizdeki, hastanedeki, mahkemedeki, valilikteki, belediyedeki; her mekanda görmeye alıştığımız fotoğraf.İçlerinden biri ise o sarı saçları öpüyor; minik elleriyle okşuyor.Bizler ise donup kalıyoruz.Sahte gözyaşları döken, sahte sevgi gösterileri yapanların bu fotoğrafı görmelerini diliyoruz.Bu minik kalplerin Atatürk için attığını hissediyoruz.*ÇİMENTAŞ'ın Genel Koordinatörü Mustafa Güçlü, Kars Çimento Genel Müdürü Selahattin Mersin, Fabrika Müdürü Süleyman Engiz ve ben unutulmayacak bir 10 Kasım töreni planlıyoruz.Saat tam 9'u 5 geçtiğinde, Allahuekber Dağı Şehitliği'nin önündeyiz.Hemen yanıbaşımızdaki General Kazım Karabekir Kışlası'ndan gelen siren sesi karlı dağlara doğru yükseliyor.Ardından arabaların korna sesleri duyuluyor.Ve İstiklal Marşı...Marşı mırıldanırken gözlerimiz de 60 bin kişinin şehit olduğu Allahuekber Dağları'nda...Sonra bir sessizlik...Yalnızca sert rüzgarın sesi duyuluyor; bizler hareket bile edemiyoruz.Enver Paşa'nın bir inat uğruna on binleri nasıl ölüme götürdüğünü düşünüyoruz.Bir ülkenin yoktan nasıl varedildiğini yine hatırlıyoruz.*İZMİR'e gelmek için Kars'tan uçağa bindiğimizde içimiz rahat...Atatürk'ün gençliğe emanet ettiği Türkiye Cumhuriyeti'nin sağlam bir temele sahip olduğunu o beyinlerimizdeki fotoğraf çok iyi kanıtlıyor.O minik yürekler Atatürk sevgisi pompalıyor.O minik eller Atatürk'ün hayal ettiği Türkiye için kalem tutuyor.2000'in bu 10 Kasım'ı unutulmaz...
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!