Oluşturulma Tarihi: Kasım 30, 2002 00:00
RENATE Sommer, Avrupa Parlamentosu'nun Alman milletvekili. Hıristiyan Demokrat.Bayan Renate de partisinin öteki milletvekilleriyle birlikte Türkiye'nin AB'ye girmesine şiddetle karşı.Esiyor yağıyor:- Türkiye siyasi kriterleri yerine getiremedi. Bu nedenle Kopenhag'da kesinlikle tarih verilmemeli. Zaten Helsinki'de verilen adaylık statüsü çok erkendi. Bu karar, Türkiye biraz avunsun diye alındı. Ama sizin bu kadar kısa zamanda böyle bir performansı göstereceğinizi kimse tahmin etmedi.Renate Sommer biraz asabi bir hanım. Üslubu da sert. Kendisinin daima dürüst politika yaptığını söylüyor ve sözlerini şöyle sürdürüyor:- Sizin bu kriterleri 10-15 yılda yerine getirebileceğinizi sanıyordu adaylık statüsü verenler. Onların yüzünden Avrupa Birliği bugün çok zor durumda kaldı.Bayan Renate açık açık Avrupa Birliği'nin Türkiye'nin getireceği yükü kaldıramayacağını söylüyor.Çaresiz hepimiz gazeteciliği bir yana bırakarak Türkiye'ye karşı hiç de dostane olmayan bir tutum sergileyen Bayan Renate ile tartışıyoruz.Yaptıkları haksızlıkları, çifte standardı anlatıp örnekler veriyoruz. Ama Bayan Renate, Nuh diyor peygamber demiyor.Sonunda arkadaşlardan biri, ‘‘Oldu olacak, Türkiye adaylığını geri çeksin, siz de rahat edin’’ diyor. Alman parlamenter bu espriyi anlamıyor ve gayet pişkin şu yanıtı veriyor:- Türkiye bunu yaparsa herkes için çok iyi bir çözüm olur.Bence bu tutum Türkiye karşıtlığını aşıyor, düpedüz Türkiye düşmanlığına giriyor.* * *Michael Gahler de Alman Hıristiyan Demokrat parlamenter. Daha konuşmaya başlar başlamaz kestirip atıyor:- Türkiye'ye kesinlikle tarih verilmemeli. Eğer bu yapılırsa Türkiye üzerindeki siyasi baskı kalkar. Hatta bana göre, tarihin tarihi de verilmemeli.Bay Michael de partisinin öteki parlamenterleriyle hemen hemen aynı masalları anlatıyor.Konuşmalarından Türkiye hakkında da, yakında üye olacak 10 aday ülke hakkında da hiçbir şey bilmediği hemen anlaşılıyor.Örneğin, şöyle garip bir yorum yapıyor:- AKP, Avrupa'nın Hıristiyan Demokrat partilerine benzemiyor. Erdoğan, İslam'ı daha özgür hale getirmek için Avrupa kapısını açık tutmak istiyor. Bunu yapar, İslam'ı daha özgür hale getirirse ordu müdahale eder.Gahler'e 3 Kasım'da AKP'nin büyük bir çoğunlukla iktidara geldiğini ama ordunun buna en ufak bir tepki göstermediğini anımsatıyorum.Duruyor, sonra da ‘‘Olsun. Ordu izin vermez. Zaten ordunun siyasi rolü azaltılmazsa Türkiye AB'ye giremez’’ diyor. Alman parlamenter hızını alamıyor, bu kez de Kıbrıs'ı öne sürüyor ve bu konuda bir çözüm olmazsa tarih verilmeyeceğini söylüyor.* * *Görüştüğümüz öteki parlamenterlerin düşüncelerini yazmaya bile gerek görmüyorum.Yazıp da durduk yerde sizin sinirlerinizi bozmak istemiyorum.Hepsi yukarıdaki gibi saçma sapan ve cahilce şeyler.İnanın bunların dünyadan haberi yok.Kulaktan kulağa duydukları, yalan yanlış bilgilerle ahkám kesip duruyorlar.Sözü uzatmaya hiç gerek yok.Brüksel'e burada noktayı koyuyorum. Ancak Brüksel'de havanın hiç de iyi olmadığını özellikle vurgulamak istiyorum.Bundan sonraki yazılarda Berlin'in nabzını yansıtmaya çalışacağım.
button