Güncelleme Tarihi:
Savarona’nın hikâyesi New York’ta Brooklyn ile Manhattan’ı birbirine bağlayan meşhur Brooklyn Köprüsü’yle başlıyor. Bu köprüyü 1880’lerde mühendis Roebling Ailesi inşa etmişti. O ailenin kızı Emily Margaret Roebling ve kocası yatlara çok meraklıydı. Bu merak ile o devrin en görkemli ve güçlü yatlarından birini Hamburg’taki bir tersaneye sipariş ettiler. Yapımı bittiğinde 124 metrelik uzunluğuyla devrinin en büyük yatlarından biri ortaya çıktı.
‘Savarona’ adını verdikleri yat 28 Şubat 1931’de ihtişamlı bir törenle denize indirildi ama her şey o kadar yolunda da gitmeyecekti. ABD ve Almanya arasındaki diplomatik gerilime de bağlanan bir sorun çıktı. ABD, yatın kendi sularına girebilmesi için geminin maliyeti kadar bir gümrük vergisi çıkardı. Yatın sahipleri bu vergiyi ödemeye yanaşmadılar. Savarona liman liman dolaştı ama bir türlü ABD’ye gidemedi. Bir süre sonra da sıkılan sahipleri yatı 1937’de satışa çıkardı. Devrinin en görkemli yatı müstakbel sahibini beklemeye başladı.
SÜSLÜ VE GÜVENLİ
O dönem Başvekil Celal Bayar’dı. Cumhurbaşkanlığı yatı olarak Sultan 2. Abdülhamit döneminden kalan Ertuğrul yatı kullanılıyordu. Yabancı devlet adamlarının kabul edildiği bu yat geçen zamanın yükünü kaldıramayacak ve günün ihtiyaçlarına cevap veremeyecek hale gelmişti. Atatürk’ün hastalığı da giderek belirginleşiyordu. Bazı doktorları deniz havasının iyi geleceğini de düşünüyordu. Atatürk için yeni bir yat arayışına girildi ve Savarona böyle gündeme geldi. Beyaz bordası, sarı bacaları ve narin siluetiyle devrinin en görkemli yatlarından biriydi. Adı da çok mistik bir hava taşıyordu. Kimine göre “Sava” Atlantik’te yaşadığına inanılan efsanevi bir kuşun adıydı. Kimilerine göre de Hindistan’da yaşayan siyah bir kuğunun adıydı. “Rona” ise yatı sipariş eden Amerikalı kadının genç kızlık adından geliyordu. Savarona ileri bir mühendislik ürünüydü. 90 derece yatmadıkça batmayacak bir teknik özellikteydi. Yemek salonu, kütüphanesi, dinlenme odası ve diğer bölümlerin tasarımıyla bir ev havası verilmişti. Dillere destan bir klasik müzik koleksiyonu da vardı. Mobilyaları, mutfak takımları hep kendine hastı. Büyük salonundaki şöminesi Portekiz’deki bir şatodan alınmıştı. Suyun altında kalan kısmı kırmızıya boyanmıştı. Seyir dairesi ahşap lambri ile kaplanmıştı.
SAVARONA SOFRALARI
Celal Bayar hükümeti harekete geçti ve 1 Mart 1938’de yatı satın alındı. Türkiye’den giden 45 kişilik mürettebat yatı teslim aldı, Türk bayrağı asıldı. 1 Haziran sabahı Florya önlerine demir attı. Öğleden sonra Dolmabahçe Sarayı önüne geldi. Atatürk beraberinde Başvekil Celal Bayar, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Hasan Rıza Soyak, yakın dostları Kılıç Ali, Cevat Abbas ve Salih Bozok ile Savarona’ya çıktı. Yatı çok beğendi. Hemen o geceyi Savarona’da geçirdi. Çankaya’daki meşhur sofrasını Savarona’da kurmaya başladı.
9 AYLIK BAKIM
Savarona’da 3 Ekim 1979’da sebebi bilinmeyen bir yangın çıktı. Neredeyse bir gün süren yangın boyunca Savarona’daki birçok eşya yandı, tasarım ve döşemeleri tahrip oldu. Eski haline dönmesi aylar süren çalışmalar neticesinde oldu. 1986’da Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın envanterinden çıkarıldı. 1989’da turizm amaçlı kullanılmak üzere özel sektöre kiralandı. 2013 yılında bu kiralama iptal edildi ve Turizm Bakanlığı Savarona’yı devraldı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da bazı yabancı devlet adamlarını Savarona’da ağırladı. Savarona 2019 yılında tekrar Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na devredildi. 9 ay süren bakım ve yenilemelerin ardından geçen ay denize indirildi. Geçen hafta sonu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da ziyaret ettiği Savarona’da, Atatürk’e ait bazı özel eşyalar halen bulunuyor...
SADECE 54 GÜN GEÇİRDİ
9 Temmuz’da Bakanlar Kurulu’nu Savarona’da topladı. Hatay meselesinin en kritik dönemleri burada konuşuldu. Atatürk’ün hastalığı giderek artıyordu. Temmuz ayı sıcaklığı Savarona’da kalmak için çok fazlaydı. 23 Temmuz, çok sevdiği Savarona’daki son günü oldu. Doktor tavsiyesiyle Dolmabahçe’ye geçti. Bir daha da Savarona’ya dönemedi. Çok sevdiği bu yatta sadece 54 gün geçirebilmişti. Atatürk’ün ölümünden sonra Cumhurbaşkanlığı yatı olarak kullanılmaya devam etti. İkinci Dünya Savaşı’nda Almanların Savarona’ya bir saldırısından da endişe ediliyordu. Kanlıca’da o dönem ‘Bahai Körfezi’ denilen körfeze demirlendi. 2 Temmuz 1951’de de Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın emrine verildi. Genç bahriyelilerin eğitim gemisi oldu. Savarona bu dönemde de Türkiye’yi ziyaret eden yabancı devlet başkanlarını ağırlamaya devam etti. İran Şahı Rıza, Kraliçe Süreyya, Yunan Kralı Paulus, Irak Kralı Faysal yatın en şöhretli konuklarından oldu.