Oluşturulma Tarihi: Ocak 19, 2003 00:00
BREZİLYA'da çiçeği burnunda Devlet Başkanı Lula da Silva'nın ilk icraatı ne oldu biliyor musunuz?Kabinesindeki tüm bakanları topluyor, Brezilya'nın en yoksul bölgelerine iki günlük bir geziye çıkartıyor. Gezinin adı ‘‘Gerçeklik Turu’’.Devlet Başkanı ‘‘Bakanlarımın ülkedeki sefaletin yüreğine inmelerini istiyorum’’ diyor..‘‘Ankara'da rahat koltuklarında oturanlar gelsinler da halimizi görsünler’’ diye şikayet eden halkımızın kulakları çınlasın. Demek ki isteyince oluyormuş.Brezilya 127 milyon.Yoksulluk sınırının da altında yaşayanların sayısının 10 ila 30 milyon arasında değiştiği söyleniyor.Sefaletin en fazla çöreklendiği yerler ülkenin kuzeydoğusu ile büyük şehirlerin gecekondu mahalleleri. Lula da Silva'nın peşine takılıp buraları gezen bakanların çoğu gözyaşlarını tutamıyor. Daha birkaç ay öncesine kadar Londra'da sefirlik yapan Dışişleri Bakanı Celso Amorim ağzından kaçırıyor: ‘‘Ben böyle sahneleri sadece filmlerde gördüm’’ diye.‘‘Gerçeklik turu’’nun derinden sarstığı diğer bir isim, Lula da Silva'nın ricasını kabul ederek hükümette yer alan ünlü bir işadamı: Sanayi ve Ticaret Bakanı Luiz Fernando Furlan.O da üzgün. ‘‘Bundan böyle Brezilya halkının çektiği ıstırabın daha fazla farkında olacağım. Gördüğüm insanların her şeye rağmen gözlerinde umut vardı.’’Gezi boyunca Lula da Silva'ya sevgi gösterileri müthiş.Başkanı göğsüne bastıranlar, eline mektup tutuşturanlar, sarılıp öpenler.Başkan yoksullara ‘‘sabır’’ diyor. ‘‘Yarın her şeyi halledeceğim diye bir söz veremem. Hükümetimiz henüz bir bebek. Dünyaya gelmek için dokuz ay gerekiyorsa, adım atmak için 11 ay gerek.’’Duygusallık yüklü bu gezinin işgüzarı olmaz mı?Olur elbet.‘‘Gerçeklik turu’’ ruhunu asla kavrayamamış olan Recife Valisi kabinenin ziyaretini öğrenir öğrenmez, gecekondu mahallelerinde büyük bir temizliğe girişmiş, tonlarca çöpü kaldırtmış, etrafa çekidüzen vermiş. Yine de musluklardan suyun akmadığı mahallelerdeki sefalet izlerini silmeyi becerememiş.Lula da Silva'nın Kültür Bakanlığına getirdiği Gilberto Gil Brezilya'nın en ünlü şarkıcı ve kompozitörlerinden.Müziğinde bossa nova, samba, funk ritmlerinin yanısıra reggae ve diğer Karayip ritmlerini bulmak mümkün.Gilberto Gil sıkı bir çevreci aynı zamanda.Yeşil Partisi'nin üyesi olarak yıllardır yağmur ormanları, okyanuslar için mücadele ediyor.Kültür Bakanlığı'na getirildikten sonra ‘‘mutlu musunuz’’ diye soruyorlar. ‘‘Evet’’ diyor. ‘‘60 yaşıma geldim, kişiliğimi hem dünyanın acılarına, hem yaşam sevincine uydurmayı öğrendim. Gece gündüz bu iki duyguyla yaşıyorum.’’Devlet Başkanı ‘‘kültürü yoksullara da götür’’ diye rica etmiş.İşte bu yüzden önümüzdeki günlerde Rio'nun favelaları Şarkıcı-Kültür Bakanı Gilberto Gil'in müziğiyle şenlenecek...Dileğim her ülkeye romantik bir hükümet...Saray ressamı halkın arasına karışıncaYAPI Kredi, Kazım Taşkent Sanat Galerisi'nde 17 Ocak'tan itibaren kaçırılmaması gereken bir sergi var: Osmanlı Saray Ressamı Fausto Zonaro retrospektif resim sergisi.İtiraf etmem gerekir ki, Zonaro ile pek geç tanıştım. 2001 Aralık ayında Mersin'de karşılaştığım işadamı ve oryantalist ressam uzmanı Erol Makzume, bana Zonaro'dan söz eden ilk kişi oldu. Kazım Taşkent'teki sergi için hem buradaki özel koleksiyonlardan resimler biraraya gelmiş, hem İtalya'dan 30'a yakın tablo getirtilmiş. Sergi nedeniyle yayımlanan Zonaro kitabı, Makzume ile gazeteci, araştırmacı Osman Öndeş tarafından hazırlanmış.Sultan II. Abdülhamid tarafından Saray'a çağrılan ve tam 14 yıl boyunca Saray'ın Başressamı olarak çalışan Zonaro, İstanbul'u Salacak'tan Göksu'ya karış karış gezmiş. Bu fotoğraftan da anlayabileceğiniz gibi sarayda kapalı kalmamış... Paletini, fırçasını kapıp İstanbul halkının arasına karışmış. Açık havada berberler, arzuhalciler, balıkçılar, kayık sefaları kısaca günlük yaşamdan kesitler sunmuş 3 bine yakın eserinde...
button