Güncelleme Tarihi:
Lula, başkanlığı süresince Brezilya’nın küresel konumunu dengelemekte oldukça başarılı oldu. Analistler, Rousseff’in önünde bekleyen en önemli mücadelelerden birini bu başarıyı sürdürmek olarak görüyor.
Politik araştırma ve savunma grubu Inter-American Dialogue başkanı Michael Shifter, “Elle seçilen bir lider olarak, Rousseff kendisine yönelik büyük beklentileri karşılamak zorunda. Atamaları, kararları ve bugüne dek yaptığı yorumlar, Lula’dan farklı bir politik gündem takip edeceğinden şüphe duyan herkesi rahatlattı” dedi.
Birçok konuda Lula’nın çizdiği yoldan gideceğinin işaretini verse de, Rousseff’in eskisinden daha sert duruş sergileyeceği konular bulunuyor. Bunlar arasında ABD ve Brezilya’nın zamanında büyük ayrılık yaşadığı İran da var.
İLK GÖREV LULA’DAN
Lula, başkanlığının son gününde önemli bir uluslararası konuda son noktayı koymaktan uzak kalarak bu işi Rousseff’e devretti. Lula, 1970’lerde işlediği cinayetlerle suçlanan ve Yüksek Mahkeme tarafından 2009’da İtalya’ya teslim edilmesi yönünde karar çıkartılan eski gerilla Cesare Battisti’nin sınır dışı edilip edilmeyeceği konusunda karar vermedi.
Güçlü bir inanca sahip olan ve hemen öfkelenmesiyle bilinen 63 yaşındaki Rousseff, başta hızla gelişen petrol sanayisi olmak üzere sanayi alanında daha fazla devlet kontrolü oluşturmak istiyor.
Kongre’nin üçte ikisinin desteğini bulunduracak olmasının yanında, analistler Silva’nın Lula’nın başkanlık koalisyonunu oluşturmak için perde arkasında 10 partinin liderleriyle görüştüğünü belirtti.
Rousseff, kabinesinin yarısını Lula’nın döneminden kalan bakanlarla doldurdu. Bunlar arasında Ekonomi Bakanı Guido Mantega’da bulunuyor. Tüketim patlamasının yaşandığı Brezilya’da, 2011 yılında yüzde 4.5’lik ekonomik büyüme bekleniyor. Ülkedeki işsizlik oranı ise rekor seviyede düşük bir oranda, yüzde 5.7 seviyesinde.
Rousseff, yoksullara para yardımı yapılmasını öngören programlar, konut borçları için mali yardım oluşturulması ve asgari ücretin artırılmasıyla, Lula’nın oluşturduğu ekonomik refahı daha da artırmak istiyor.
İNSAN HAKLARI SÖZÜ
Küresel alandaki çıkarlar, Silva ve Dışişleri Bakanlığı görevini bırakan Celso Amorim’in İran’ın nükleer programı üzerinde bir uzlaşma yapmaya sevk etti. ABD, Türkiye ve Brezilya’nın imza attığı Tahran Deklarasyonu’nu görmezden gelmiş ve Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nde Brezilya’nın yaptırımlar aleyhine oy kullanması ilişkileri iyice sıkıntıya sokmuştu.
ABD'nin Brezilya büyükelçisi Thomas Shannon, İran konusunda yaşanan sıkıntıların geride kaldığını belirtti ve “İstediğimiz çözümü aldık. Brezilya’da bu çözüme uyum gösterme çabasını ortaya koydu” dedi. Rousseff, hükümet kurmakla çok meşgul olduğu için, ABD Başkanı Barack Obama’nın Beyaz Saray daveti ileri bir tarihe kaldı.
Rousseff, Washington Post’a kısa bir süre önce yaptığı açıklamalarda, ülkesinde insan hakları alanında halen geçerli olan sorunları ortadan kaldıracağını belirtti. Lula döneminde Brezilya Washington’un eleştirilerine maruz kalmıştı. Rousseff, bir süre önce BM’de recm cezasının kınanmasında yer almamalarının bir “hata” olduğunu kabul etti.
2014 Dünya Kupası ve 2016 Olimpiyatları için hazırlıklara başlaması gereken Rousseff, bu esnada yoksulluğu ortadan kaldırmak için mücadele verecek. Lula, başkanlığının son saatlerinde beklentilerin çok yüksek olduğu Rousseff’e olan inancını ifade etmeyi sürdürdü. Lula, gösterdikleri gelişimin altını çizerek, “Bugün Brezilya’da yaşayan tüm kadın ve erkekler ülkelerine ve kendilerine daha çok inanıyor. Bu hepimizin ortak zaferi” dedi.
http://twitter.com/HurriyetPlanet