Güncelleme Tarihi:
Şüpheci, temkinli, sessiz ve sezgileri son derece güçlü. Kadınlara ve çocuklara karşı iyi huylu. Onları tüm dünya yakından tanıyor. Kangal köpekleri, diğer adıyla Anadolu çoban köpeği, tarihin çok eski çağlarından beri sürülerin ve insanların bekçiliğini yapıyor. Türkiye'nin en iyi gezi, doğa ve coğrafya dergisi Atlas, kasım sayısında Kangal köpeklerini işledi.
YÜZYILLARDAN beri sert doğa koşullarında, vahşi hayvanlara karşı bozkırda kendi inisiyatifini geliştiren Kangal köpekleri, bugün Anadolu'ya özgü endemik bir tür, yani yalnızca bu coğrafyada yetişiyor. Fakat Kangalların tam kökeni, kesinlikle bilinmiyor. Bu iri cüsseli, iri kafalı köpekleri tanımlayan en eski metinler Babil dönemine kadar uzanıyor. Londra'da British Museum'da yer alan bir Asur kabartmasında, şaşırtıcı biçimde bugünkü Kangal köpeği tasvir ediliyor. Eskişehir'de Gordion yakınlarında bulunan ve milattan önce 1200 yıllarına tarihlenen bir başka kabartmada, aynı Kangallar gibi oldukça iri görünüşlü, sarkık üçgen kulaklı bir köpek tasvir ediliyor.
Bir başka görüşe göre en az 2 bin yıldır Anadolu'da bekçilik yapan Kangalların ataları Galatlar'dan, yani Keltler'den geliyor. Milattan önce 279 yılında Avrupa'dan Anadolu'ya göç eden Galatlar, Ankara, Yozgat, Sivas yörelerine yerleştiler. Galatlar, Avrupa'da çok ünlü olan koyunlarını vahşi hayvanlara karşı korumak için yanlarında iri köpeklerini de getirmişlerdi. Bu köpekler, o dönemde sürüleri yalnız kurt ve çakallara karşı korumuyorlardı. O dönemde Anadolu bozkır ve ormanlarında Anadolu leoparı, ayı gibi vahşi hayvanlar da bulunuyordu ve köpekler, sürüleri bunlara karşı da koruyordu. İşte bu köpekler, bir görüşe göre Kangalların atasıydı.
Kangallar, 1960'lı yıllarda batılılar tarafından keşfedildi ve ‘‘moda’’ haline geldi. Türkiye'de de popülarite kazanan Kangalların ticaretinin yapılmasıyla birlikte yozlaşma da başladı. Bazı uyanıklar, Kangalları, değişik yoz köpeklerle çiftleştirip para kazanmaya kalktılar. Özellikle 1980'li yıllarda Avrupa ve ABD'de talep patlaması yaşanınca, Kangalların yurt dışına çıkarılması yasaklandı. Yine aynı yıllarda Kangal Kaymakamlığı bir üretme ve yetiştirme çiftliği kurdu. Onu Sıvas'ın Ulaş ilçesinde kurulan daha büyük bir çiftlik izledi. Ama buralarda gerçek anlamda bilimsel inceleme yapıldığını söylemek, şimdilik çok zor...
Kangalın özellikleri
Kangalların kafası, vücuduna oranla oldukça iri ve küt bir yapıya sahip. Alnı düz, kulakları üçgen ve sarkık.
Genel vücut rengi değişiklik göstermiyor: Kirli sarı, grimsi, kahverengimsi tonlarda.
İstisnasız bütün Kangalların kulak, ağız ve burun kısımları siyahtır. ‘‘Karabaş‘‘ adı buradan gelir.
Tüyleri kısa ve çok sıktır.
Kuyruğu gövdeden biraz daha tüylüdür ve hayvan dikkat kesildiği zamanlar yukarıya doğru spiral biçimde kıvrık durur.
Ön ayaklar çok gelişmiştir ve dirsekten itibaren ön kol kısmı uzundur.
Ortalama omuz yüksekliği 65-85 santim, ortalama ağırlık 35-45 kilodur.
En ilginç özelliklerinden beri ‘‘yal’’ adı verilen, ekonomik bir temel besinlerinin olması. Mısır, arpa veya buğday unu sıcak suyla bulamaç haline getirilir; içine zenginleştirmek amacıyla et suyu, kemik unu, balık unu, süttozu atılabilir.
Kangal, iri vücuduyla dünyada kurda karşı üstünlük kuran ender köpeklerden biridir.
Sahibine, sürüye ve bölgesine çok bağlıdır. Canı pahasına korur.
Çok şüphecidir, ama kadınla ve çocuklara karşı şevkatlidir. Dost olduğunu anladığı insana kendini sevdirir.
Geniş alanlarda gezmek ve koşmak doğal özelliği olduğu için evde beslenmeye uygun değildir.
Kolay kolay saldırmaz ve sessizdir. Ama karşısındaki kişinin iyi niyetli olup olmadığını sezme yeteneğine sahiptir.