Güncelleme Tarihi:
Bozdağ, AA Editör Masası'nda Anadolu Ajansı'nın yurt dışı, yurt içi temsilcileriyle birim editörlerinin sorularını yanıtladı.
Başbakan Yardımcısı Bozdağ, Hrant Dink davasının gerekçeli kararınınkamuoyunda eleştirildiğini, Devlet Denetleme Kurulu'nun raporunun da eleştirilerikuvvetlendirdiğini belirterek, davaya ilişkin eleştirilerin büyük bölümünün,soruşturma ve kovuşturma sürecinde ortaya çıkan konuların araştırılıparaştırılmadığı olduğunu söyledi.
Dava sürecindeki şüphelerin üzerine gidilmesi ve aydınlatılması gerekenkonuların kovuşturma sürecinde aydınlatılması gerektiğini ifade eden Bozdağ,şöyle konuştu:
“Dink cinayeti 19 Ocak 2007 tarihinde işlendi, onun öncesinde Danıştaysaldırısı var, Malatya'da Zirve Yayınevi'nde insanlar kesiliyor, Trabzon'da rahipSantora olayı var, Samsun'da başka bir Hristiyan din adamına saldırı hadisesivar. Bunlara o dönemin şartları içerisinde baktığımda, bir halkanın içerisindekiolaylar gibi gözüküyor. Benzerlik, irtibat var mı bilmiyorum, ama böyle bir şüpheuyanıyor. 'Türkiye'de azınlıklar kurşuna diziliyor, bıçakla kesiliyor' demekisteyen, bununla Türkiye-Avrupa arasını bozmak isteyen birileri mi var, bizbilmiyoruz ama bunlar akla gelen olaylar. Bu olaylar arasında irtibat var mı, yokmu, bunlar araştırıldı mı bilmiyorum. Fakat gerekçeli karara baktığımızdabunlarla ilgili araştırma yapılmadığını görüyoruz. Bu olayların kardeş olaylarolup olmadığı, irtibat olup olmadığı, tetikçilerin arkasındaki katillerin aynıkişiler veya organizasyonlar olup olmadığı yönündeki şüphelerin ortadankaldıracak araştırmalar yapılmasına ihtiyaç var. Baktığınızda pek çokaraştırmanın mahkeme ve savcılık tarafından yeterince yapılmadığı, 'eldekideliler bu' denildiği görülüyor. Basında yazanlara göre bazı soruların,şüphelerin araştırılmadığını görüyoruz. Mahkemenin, ortada büyük bir örgütünvarlığını kabul edip, 'ben bunu göremiyorum' demesi mantıklı mı olur,bilemiyorum. Gerekçeli karar, karanlığın üzerine bir de karanlık perde gibi oldu.Karar, bu karanlığın aydınlatılmasına bir mum yakamadı.”
“Biz, bu olayı AK Parti'ye karşı bir olay gibi görüyoruz”
Bekir Bozdağ, Dink cinayetini AK Parti'ye karşı bir olay olarakgördüklerini ifade ederek, “Bunun aydınlatılmasını herkesten çok biz istiyoruz,arkasında kim var. O karanlık yüzler, insanlar, bu ülkenin aleyhine çalışaninsanlar kim, organizasyonlar kim? Bunların aydınlığa çıkartılmasını ve çirkinyüzlerinin herkes tarafından görülmesini en çok biz arzu ediyoruz. O yüzden bukarar çıktığında ben ve pek çok bakanımız görüşlerini ifade etti” diye konuştu.
Mahkemenin bir örgütün varlığını kabul ederek, “ben bunu göremiyorum”dediğini belirten Bozdağ, şöyle devam etti:
“Bir örgüt var, çok büyük ama ben göremiyorum, o zaman büyüklüğüne nasılkarar verdin, örgütün varlığına nasıl karar verdin. Böylesi bir olayı bukültürde, çevrede yetişen kişi yapamaz denilerek, bir kıyasla karar verilmiş.Kıyastan öte bu hayatın olağan akışının ortaya çıkartığı sonuç, kıyasın ötesindebunun bulgularını, delillerini, hem soruşturma makamının ortaya koyması lazım,soruşturma makamı eksik yaptıysa iddianamenin iadesi diye müessese var.
Kovuşturma devam ederken şüphelerin, eksikliklerin farkına vardıysanız ozaman eksikliklerin tamamlanmasına karar verebilirsiniz. Eksiklikler var,mahkemenin de gerekçeli kararına baktığınızda şüphe var, ama şüphe sanıklehinedir, şüpheyi ispat edecek deliller yoktur yaklaşımı... Ancak şüphe vardenilen konularda şüpheyi giderici delil araştırması, soruşturması,kovuşturmasına bakılır. Mahkeme, 'şüphe var' dediği konularda yasanın kendineverdiği arama, tarama imkanlarını kullanarak delil elde edemediyse o zaman 'doğrusöylüyor, her yolu denemiş ama şüpheyi doğrulayacak delil bulamamış' deriz. Benimgördüğüm kadarıyla dosyada, basına yansıyanlardan anladığım kadarıyla kısmenbunlar yapılmış ama büyük kısmında da yapılmayanlar var.”