Bozdağ'da mahsur kalan 19 dağcıya ulaşıldı

Ödemiş'te kullanılmayan kayak tesislerinin de bulunduğu alanda, cumartesi ve pazar günü İdadik Kış Dağcılığı Şenliği, düzenlendi. İki gün süren şenlikte eğitimlerin ardından bazı dağcılar, zirveye tırmanışa geçti. Sabah erken saatlerde tırmanışa geçip zirveye ulaşan dağcılar, öğle saatlerinde havanın kapanması ve fırtına belirtisi vermesi üzerine geri döndü.

İSİMLERİ BELİRLENDİ
Bozdağ'ın 2 bin 159 metrelik zirvesine ulaşıp aşağıya inerken mahsur kalan 19 dağcının rehber Şerif Ağlıç, Tuğba Çopur, Onur İnalpolat, Cemile Kuralay, İbrahim Bedir, Serdar Türkoğlu, Şirin Pala, Serdar Tuncel, Ali Rıza Aslan, Eren Tuncay, Berna Dişçi, Osman Yüksel, Mehmet Yapıcı, Yeşim Uğur, Ahmet Öztürk, Hayriye Öztürk, Mehmet Turan, Murat Gümüşsu ve Erdinç Işıklıgün olduğu öğrenildi. Bozdağ'a indirilen dağcılar, geçici hastane haline getirilen bir kahvehanede ilk kontrolleri yapıldıktan sonra önlem amaçlı hastanelere gönderildi. Dağcılardan yedisi Ödemiş Devlet Hastanesi'ne sevkedildi.

Bu sırada karşılaştıkları diğer tırmanış yapan dağcılara da havanın kötü olduğu yönünde uyarılarda bulundu. Ancak bu uyarıları dinlemedikleri ileri sürülen Mevsim Dağcılık Kulübü'nün, 54 üyesinden 19'u zirve tırmanışını sürdürdü.

Zirveye çıkıp geri dönüş yolunda yoğun sise ve tipiye yakalanan 19 dağcı, mahsur kaldı. Yollarını bulamayınca da, dağcılar donmamak için iki kayalık arasına sığınarak, yardım istedi. Bu sırada farklı bir dağcılık kulübüyle, zirve tırmanışı yapan Dürnane Seringenç ise, buzdan kayıp yaklaşık 200 metre yuvarlanınca ağır yaralandı. Helikopterle Ege Üniversitesi Hastanesi'ne kaldırılan Seringenç, hayatını kaybetti.

ÇALIŞMALAR GECE BOYU DEVAM ETTİ

Acil yardım çağrısının ardından ilk olarak bölgeye jandarma ekipleri, ulaştı. Ardından da UMKE, AFAD, AKUT ve diğer dağcılık kulüplerinden yardım istendi. Akşam saatlerine doğru da Bozdağ'a ulaşan kurtarma ekipleri vali Mustafa Toprak başkanlığında kurulan kriz masasının yönlendirmeleriyle çalışmaya başladı. Sık sık ancak şarjları bitmemesi için kısa yapılan konuşmalarla dağcıların bulunduğu alanın koordinatları belirlenmeye çalışıldı.

'DAĞCILIĞIN DOĞAL SONUCU'
Dağcılar kurtarma ekiplerinin yardımıyla geçmişte belde olan Bozdağ yerleşim yerine saat 09.00 gibi indirildi. 18 saatlik esaret sonrası yürüme zorluğu çeken bir dağcı helikopterle dağdan alınarak Ödemiş Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Sabaha kadar gözlerini kırpmadan bekleyen aileler dağcılara sarılarak büyük sevinç yaşadı. Dağcılar, yaşadıkları olayın dağcılığın doğal sonucu olduğunu, sıkıntı çektiklerini ancak korkmadıklarını söyledi. Dağcıların ilk sağlık kontrolleri Bozdağ'da bekletilen ambulanslarda yapıldı, önemli sağlık sorunu olmadığı belirtildi.

12 kişiden oluşan uzman dağcılar, özel ekipmanlarla bölgeye ulaşmak için harekete geçti. Altışarlı iki grup halinde, bölgede süren arama çalışmalarda, yaklaşık 15 saat sonra dağcılara ulaşıldı. Kurtarma ekibinde bulunan doktorun yaptığı ilk kontrollerde de, dağcıların sağlık durumlarının iyi olduğu öğrenildi. Ekipler, yanlarında bulunan giyecek ve yiyecekleri de dağcılara verdi. Dağcıların geri dönüş yolculuğu için çalışmaların devam ettiği açıklandı.

İzmir'de 19 kişi mahsur kaldı: 1 dağcı öldü

MÜJDEYİ VALİ TOPRAK VERDİ

Dağcıların mahsur kaldığı haberleri üzerine aileleri ve arkadaşları da Bozdağ'a geldi. Burada endişeyle kurtarılma çalışmalarını takip etti. Sabah saatlerinde telefonla yakınlarına ulaşan dağcılar, ekiplerin kendilerine ulaştığını söyledi. Bunun üzerine saatlerdir bekleyen aileler, kriz kasanının bulunduğu binanın önünde toplandı. Burada bir yetkiliden açıklama bekledikleri söyleyip tepki gösterdi.

HARP OKULU EĞİTİMİ HAYAT KURTARDI
Tipiye yakalanan dağcıların rehberi Şerif Ağlıç'ın 22 senelik rehberlik yaptığı, ancak yaşının da etkisiyle birsüre sonra soğuktan etkilendiği bu aşamada Emekli Albay Erdinç Işıklıgün'ün liderliği ele alıp dokuzu kadın 19 dağcıya hayatta kalmaları için gerekli olan şeyleri yaptırdığı öğrenildi. Emekli Albay Işıklıgün yaşananları şöyle aktardı, "34 kişilik bir ekiple çıktık. Birinci etapta diğerleri indi biz 19 kişilik bir ekiple zirve yaptık. Dönüşte tipiye yakalandık. Her şey 10 dakika içerisinde oldu, yönümüzü kaybettik, sis bastı, mahsur kaldık, ilgili makamları aradık.

İlk etapta olayın ciddiyetine kimse hakim değildi. Ben biran önce aşağıya inmemiz gerektiğini söyledim. Rehberimiz yaşlı biriydi. Önce 'hallederiz, ilgili makamlara bildirdik helikopter gelecek' dedi. Ben de 4 ay helikopter pilotajı kursu gördüm. Bu hava şartlarında hiçbir helikopterin inemeyeceğini söylememe rağmen 'devletimiz bir şekilde gelir' dedi. 'Kalacaksak kendimize bir yer hazırlamamız lazım' dedim. İki kaya arasında korunaklı bir yer buldum. Arkadaşlar telkinlerimi dinledi. Sabaha kadar koyun koyuna donmamaları için hep telkinlerde bulundum.

Ben Harp Okulu'nda bu konuda özel eğitim aldım. Bu eğitim hayatımızı kurtardı. Kimsenin uyumasına izin vermedim. Herkes birbirine sarıldı ve ayaklarımızın donmaması için sabaha kadar zıpladık. Uyursak donacağımızı söyledim. Şarjımızın bitmemesi için ailemle bir kere konuşabildik. Aileleriyle telefonda vedalaşanlar oldu. Liderimiz Şerif bey üç kere ölümden döndü. Onu hayata döndürmek için çok çaba sarfettik. Herkes perişandı, şartlar kötüydü. Kurtarma ekibi olarak yanımıza ilk olarak Ege Üniversitesi'nden 4 genç geldi. Onlar bizi sabah 5'te buldu. Onlarla beraber getirdikleri kahve çayla birlikte kendimize gelebildik."

Görevlilerle yaşanan kısa bir gerginlik sonrasında ise, Vali Mustafa Toprak, bir kahvehanede topladığı ailelere müjdeli haberi verdi. Kurtarma ekiplerinin, dağcılara ulaştığını söyledi. Bu haber üzerine aileler büyük sevinç yaşadı.

SEVİNÇ GÖZYAŞLARI

İzmir'in Ödemiş ilçesindeki Bozdağ'da mahsur kalan 19 dağcıya, yaklaşık 15 saat sonra ulaşıldığı bildirildi. Haber sonrası mahsur kalan dağcıların yakınları, sevinç gözyaşı döktü.

Her türlü önlemi aldıklarını, kurtarma ekiplerinin zorlu uğraşlar sonrasında dağcılara ulaştığını açıklayan Vali Toprak, "İlk andan itibaren kurtarma ekiplerimiz elinden gelini yaptı. Ama hava şartları izin vermedi. Hayatını kaybeden vatandaşımız için helikopteri kaldırdık ama bu dağcılarımız için kaldıramadık. Çünkü tipi buna izin vermedi. Yoksa, polisin, TSK'nın helikopterleri hazır bekliyordu. Ama hava şartları yüzünden helikopter kaldıramayınca, mecbur olarak karadan, tek yol olarak kurtarma çalışmalarını yapmak zorunda kaldık. Özel kar paletli ambulanslar aracılığıyla 12 ekip, ikiye ayrılarak yola çıktı.

Ve bu gruplardan birisi dağcılara ulaştı. Şimdi aralarında 1.5 kilometre olan diğer grupta onların yanına ulaştıktan sonra dağcılarımızı aşağıya indirmek için çalışma başlayacak. 13 kişi daha ilave olarak bölgeye ulaştırmaya çalışıyoruz. Bu uzman arkadaşlarda, dağcıları geri dönüş için hazırladıktan sonra aşağıya indireceğiz. Biz devlet olarak buradayız ben buradayım ve dağcılarımıza zarar gelmeden çalışmaları yürütüyoruz" dedi. Vali Mustafa Toprak ailelerden sonra basın mensuplarına da açıklama yaptı.

AFAD'dan sorumlu Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş ve İç İşleri Bakanlığı ile de görüştüklerini söyleyen Toprak, "Bizim sıkıntımız helikopterin uçuşa engel bir havayla karşılaşması oldu. İl merkezinde bekliyor. Uzman dağcılara burada yoğun tipi olduğunu söylediler. Görüş mesafesinin 3 - 4 metre olduğunu söylediler. Ama şu anki hava durumu helikopter kaldırılmasına engel oldu. Jandarma Arama Kurtarma ekibi de Ankara'dan yine bölgeye geliyor" diye konuştu.

"PİKNİĞE GİDER GİBİ GİDİLMEZ"

Dağcıları da eleştiren Vali Mustafa Toprak, "Meteorolojik bilgilendirme yapıldı. Hiç yapılmıyorsa, valiliğimizin üç gün önce ilanına bakarsanız, bu da tüm basın yayın kuruluşlarında çıktı. Burada yoğun kar yağışının olacağı, dikkatli olmaları uyarılarında bulunuldu. Dağcılar belli bir saatte inmeyi planladılar, ama inemediler. Bu noktada özeleştiri yapmaları lazım. Böyle bir havada oraya çıkılmaz. Çıkıldığı sırada da, biri pikniğe gider gibi güneş altında gider gibi kıyafetle tedbir alınmadan gitmek olmaz. Onları oraya götüren organize eden kulübünde, söyleyecekleri olur sanırım. Dağcılığın bir spor olduğu söyleniyor. Eğer spor kastıyla 2 bin metreye çıkılıyorsa, o tedbirlerin de alınması lazım" dedi.

AİLELER ÇOK MUTLUYUZ

Yaklaşık 15 saat emekli albay Erdinç Işıklıgün'den haber gelmesini beklediğini söyleyen Merve Işıklıgün Ötgün, ilk olarak babasına telefondan ulaşıp kurtarılıp kurtarılmadıklarını öğrendi. Babasından kurtarıldıkları haberini alınca da gözyaşı döken Merve Işıklıgün Ötgün, "Çok mutluyum. Elbette ondan müjdeli bir haber aldığımız" için dedi.