Güncelleme Tarihi:
Hacıbektaş İlçesi’nde cuma günü düzenlenen 50’nci Ulusal, 24’üncü Uluslararası Hacıbektaş-ı Veli’yi Anma Törenleri’nde Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’a yumruk atan Hüseyin Satı, İlçe Emniyet Müdürlüğü’ndeki sorgusunun ardından adliyeye sevk edildi. Satı, tutuksuz yargılanmak üzere serbest kalırken, kendisine yurtdışı yasağı ve haftanın 6 günü polis karakoluna gidip imza verme koşulu getirildi. Hüseyin Satı, adliye çıkışı gazetecilerin "Pişman mısınız?" sorusuna "Hayır pişman değilim" yanıtı verdi.
AVUKATI: PLANLANMIŞ BİR ŞEY YOK
Hüseyin Satı, avukatı Fatih Çifiçi’nin otomobiyle binerek ilçeden ayrıldı. Avukat Fatih Çiftçi ise, "Pişman olacak bir şey yapmadı" demekle yetindi. Satı’nın avukatı Çiftçi, "Planlanmış bir saldırı değil. Müvekkilim, demokratik hakkını kullanarak ve gazeteci olduğunu belirterek soru sormak istemiştir" dedi.
Çiftçi, gazetelerde yer alan ve saldırının birileri tarafından planlı iddialarının gerçeği yansıtmadığını söyledi. Avukat Çiftçi şöyle dedi:
"Savcılık makamı, müvekkilimi 'Adli kontrol’ talebiyle mahkemeye sevk etti. Mahkeme de, Adli kontrol dahilinde tutuksuz yargılanmak üzere serbest bıraktı. Müvekkilim, oturduğu mahalledeki karakola 6 gün imza verecek ve yurt dışına çıkamayacak. Saldırdığına dair görüntü yok. Müvekkilim sadece demokratik hakkını kullanarak İstanbul’a yapılacak yeni köprüye neden 'Yavuz Sultan Selim’ adının verildiğini sormak istemiş. Kuran, 'Abdestsiz namaz kılınmaz’ der. Siz ilk kelimeyi çıkartırsanız 'Namaz kılınmaz’ olur ki anlam tamamen değişir. Müvekkilimin durumu da böyle. Müvekkilim gazeteci olduğunu belirtmiş, soru sormasına izin verilmediği için 'O zaman neden buradasınız?’ demiştir. Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın dudağının patladığı yönünde açıklaması var. Ama bunun da müvekkilim tarafından yapıldığı belli değil. O arbede sırasında da meydana gelmiş olabilir. Zaten eylemin muhtemel cezasının üst sınırı 15 aydır."
BOZDAĞ “ŞİKAYETÇİYİM”
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ ise, uğradığı saldırı girişimiyle ilgili, "Ben bu işin arkasında kim varsa ortaya çıkarılmasını arzu ediyorum ve hesap vermesini istiyorum. O nedenle şikayetçiyim. Şikayetçi olmamın ana nedeni de benim insan onuruna sahip çıkmam, demokrasiye sahip çıkmamdır" dedi.
Bozdağ, Kanal 24 Televizyonu'nda katıldığı programda, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Mısır'da AA ve TRT muhabirlerinin gözaltına alındığını anımsatan Bozdağ, gazeteciliğin bir görev olduğunu, bu görevi yerine getirenlere yönelik yapılan engellemelere karşı da dünyayı ortak tavır almaya davet etti.
Hacı Bektaş-ı Veli etkinliklerinde uğradığı saldırı girişimiyle ilgili de açıklamalarda bulunan Bozdağ, saldırının o anda gelişmiş bir olay olmadığını kanaatinde olduğunu vurguladı.
“GÖREVLİ KARTINI KİM VERDİ”
Bozdağ, saldırgana "görevli" kartı verilmesini eleştirerek, "Siz bir ilçede etkinlik yapıyorsunuz, çok uzakta olan birisine 'görevli kartı' veriyorsunuz. Kim verdi bu görevli kartını, neden verdi? Belediye başkanı bana ziyarete geldi. 'Sarı basın kartı' nedeniyle verildiği söyledi. Sonra sarı basın kartı olmadığı anlaşıldı. Sarı basın kartı olmayan birine böyle bir kart veriliyor, o da çok ilginç başka bir durum. Tabii bütün bunlar soruşturma sonunda bir bir ortaya çıkacak" şeklinde konuştu.
"HİÇBİR VATANDAŞ, BAKANA BÖYLE BİR ŞEY YAPMAZ"
Törenlerin açılışında Hacı Bektaş-ı Veli'nin ruhuna ve fikrine uygun bir konuşma yaptığını ifade eden Bozdağ, şunları kaydetti:
"CHP'li Durdu Özpolat, saldırgana ismiyle hitap ediyor. Bir doktor, polisler darp etti diye sahte rapor veriyor. Halbuki darp falan yok. Sadece yakalanıp gözaltına alınma var. Polisin bir şey yapmadığını herkes gördü. Raporun sahte olduğu, hemen arkasında alınan kati raporla ortaya çıkıyor. Tabi onunla ilgili sahte raporla ilgili gerekli işlem yapılması lazım. Sonra Gökhan Günaydın, 'Hacı Bektaş-ı Veli etkinliklerinde yaka paça gözaltına alınan gazetecilerle birlikte emniyetteyiz' diye twitt atıyor. Siyasi görüş ne olursa olsun, eğer bir yerde suç varsa suç işleyen kişi suçüstü yakalanmışsa böylesi bir olay karşısında suçlunun ve suçun karşısında tavır takınamıyorsak o zaman insani, ahlaki ve hukuki değerlerden nasibimizi yeteri kadar almamış demektir."
“YUMRUK BANA DEĞİL MİLLETİMİZE ATILDI”
Saldırganın bazı psikolojik sorunları olduğunun iddia edildiğini ama bu haberlerin yönlendirme olarak gördüğünü dile getiren Bozdağ, "Bunlar bu işin plansız bir iş olmadığını gösteriyor. Hiçbir vatandaş kalkıp ülkede görev yapan bakana böyle bir şey yapmaz. Bizim insanımızın yapısı belli. Soruşturma süresinde bunun arkasında olanlar ortaya çıkartılacaktır. Bu yumruk bana değil milletimize, demokrasimize, hukukumuza Hacı Bektaş-ı Veli'ye, kardeşliğimize ve sevgiye atılmıştır. Ben bu işin arkasında kim varsa ortaya çıkarılmasını arzu ediyorum ve hesap vermesini istiyorum. O nedenle şikayetçiyim. Şikayetçi olmamın ana nedeni de benim insan onuruna sahip çıkmam, demokrasiye sahip çıkmamdır" ifadesini kullandı.