Güncelleme Tarihi:
Bekir Bozdağ ziyaretlerde bulunmak üzere Bolu’ya geldi. Gerede Belediyesi’ni ziyaret eden Bozdağ, emniyette başlatılan operasyonuyla ilgili gazetecilerin sorularını yanıtladı. İstanbul merkezli 22 Temmuz günü emniyette başlatılan operasyonun, 17 ve 25 Aralık operasyonlarının intikamı olarak değerlendirilmesiyle ilgili soruya Bozdağ, "Bu soruşturma ile ilgili Türkiye’de farklı değerlendirmeler yapılıyor. Yapılmasına bir engel yok. Çünkü herkes bir cepheden bakıyor" dedi.
Bozdağ, dosyayı ve delilleri bilmeden, neyle nasıl hangi delillerle itham edildiğini bilmeden, insanlar hakkında, ya da soruşturma yapanlar hakkında veya soruşturma hakkında değerlendirme yapılmasını doğru bulmadığını belirterek şöyle dedi:
"O zaman diyecek ki bak dosyada şunlar var ve ona göre değerlendirme yapılıyor. Kaldı ki soruşturma gizli, tabi ki bir kısım medya burada haksızlık var, yanlışlık var, hukuka aykırı soruşturma yapılıyor diye soruşturmayı itibarsızlaştırmak için kampanya yürütüyor. Başkaları da başka yönden değerlendirme yapıyor. Soruşturma yürütülürken dosyayı bilmeden, delillere vakıf olmadan, gizli olan soruşturmalar üzerine değerlendirme yapılması sağlıklı sonuçlar doğurmuyor. Çünkü gerçekten bu değerlendirmeler gölgesinde soruşturma kalıyor, yargılama kalıyor, savcılara ve yargıya konu intikal ettiği zaman karar verecek hakimler töhmet altında kalıyor. Onun için de bizim bu süreçlerin sağlıklı yürümesi için yardımcı olmamız lazım."
Bolu Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz’ün twitter’dan paylaştığı mesajlarla ilgili soruyu ise Bozdağ, şunları söyledi:
"Cumhuriyet savcıları bir siyasi gibi konuşmamalıdır. Sadece savcı değil, herhangi bir yargı görevi yapanlar da konuşmamalıdır. Çünkü yargı görevini yapan insanların tarafsızlığına ve bağımsızlığına inanılmalıdır. Öyle bir noktaya onu konumlandırırlar. Şöyle düşünün ki bir cumhuriyet savcısı ülkedeki her gündemle ilgili siyasi partilerin yaptığı değerlendirmelerden daha ağır değerlendirmeler yapıyor, daha ağır eleştiriler yapıyor, bundan öte tehditvari bir üslup kullanıyor. Ülkesinin başbakanını öznesini ifade etmeden tehdit edebiliyor. Bu cüreti kendinde bulabiliyor. Bizim söyleyebileceğimiz şey, Zekeriya Öz iyi bir örnek oluşturmuyor.
Davranışları itibariyle bağımsız ve tarafsız bir yapı görevi yapma özelliğini bana göre yitirmiştir. Sevmediği, karşı olduğu kişiye karşı veya kişilere karşı öfkesini, nefretini, kinini söylemden öte yazılı eyleme döküyor. Sevmediği bir kişiyle ilgili önüne bir dosya gelmiş olsa neler yapabilir bunu tahmin edemiyorum. Ülkesinin başbakanına karşı böyle bir tavır içerisine giren bir kişinin sıradan vatandaşlar arasında itilaf olduğu zaman vay vatandaşın haline. Bunun için tarafsız ve bağımsız görev yapma niteliğini bana göre taşımıyor. Cumhuriyet savcısı gibi davranmalıdır. Zekeriya Öz yaptıklarıyla öyle bir davranış içerisinde değildir. HSYK bununla ilgili inceleme yapmak üzere toplantı yaptı. Bildiğim kadarıyla oradan bir karar çıkmadı. Tabi şu anda Düzce Cumhuriyet Başsavcılığı yaptığı kişisel suç olduğu için doğrudan bir soruşturma başlattı. Çünkü yargı göreviyle doğrudan ilgili değil bu yaptıkları. Yani kişisel bir suç, bir trafik kazası nasıl soruşturuluyorsa veya komşular arasındaki kavga nasıl soruşturuluyorsa bu da aynı soruşturma usulüne tabidir."