Güncelleme Tarihi:
Tosya Belediyesini ziyaretinde gazetecilerin sorularını yanıtlayan Bozdağ, "Hacı Bektaş-ı Veli etkinliklerinde yaptığı konuşma sonrası yerine geçerken bir kişinin saldırı girişimine maruz kalmasıyla" ilgili soru üzerine, söz konusu programa Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve hükümeti temsilen katıldığını söyledi.
İŞTE BOZDAĞ'A SALDIRI ANI / Foto Galeri
Hacı Bektaş-ı Veli'nin Türkiye'nin manevi mimarlarından olduğunu, fikirlerinin asıllardır insanlara yol gösterdiğini ifade eden Bozdağ, şunları kaydetti:
"Bu ortak değerden millet olarak besleniyoruz. Onların gönül hazinesinden ortaya koyduğu fikirlere bizim çok ihtiyacımız var. Dün yaşanan hadiseler Hacı Bektaş-ı Veli Hazretleri'nin felsefesinden, anlayışından, kabulünden ne kadar uzak kalan bir kişi tarafından yapıldığı açıktır. Hacı Bektaş-ı Veli'nin anlayışında sevgi, kardeşlik, birlik, yardımlaşma, incitsen de incitme anlayışı vardır. Böyle bir anlayışın içerisinden böyle bir hastalıklı yapının yetişmesi mümkün değildir. Maalesef Hacı Bektaş-ı Veli Hazretleri'nin ruhunu incilticek, onun felsefesine yakışmayacak eylemler oldu."
Bozdağ, yaşanan olayı Hacı Bektaş'ı sevenlere mal etmenin yanlış olduğunu vurgulayarak, "Kendisini Hacı Bektaş-ı Veli Hazretleri'ne yakın gösterip de ideolojik olarak yaklaşanlar var. Kendi iflas etmiş sol ideolojilerini Hacı Bektaş-ı Veli'nin felsefesi olarak lanse etmek isteyen çevreler de var. Bunu en iyi Hacı Bektaş-ı Veli'nin can dostları bilmektedir" diye konuştu.
"Kılıçdaroğlu, saldırıyı kınamadı"
Olayın nasıl yaşandığını anlatan Bozdağ, "Konuşmamı bitirdikten sonra kürsüden inerken orada 'neden buraya geldin' diye bir ses duydum. 'O sese doğru kafamı çevireyim' derken bir yumruk geldi. Bazı başka hareketler oldu. Korumalar ayırdı" dedi.
Bozdağ, etkinlikte CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'yla yan yana oturduklarını belirrterek, şöyle konuştu:
"Hadiseyi ben Kılıçdaroğlu'na anlattım. Sayın Kılıçdaroğlu, konuşmasında bu saldırıyı dile getirmedi. Saldırıyı kınayan yaklaşımın içinde olmadı. Ben beklerdim ki suç hali olan bir durum var, bir kişi Hacı Bektaş-ı Veli'nin ruhunu incitecek biçimde fiili saldırı yapıyor, bir bakanı darbediyor ve suçüstü yakalanıyor. Böyle bir hadise karşısında ana muhalefet partisi genel başkanının oraya çıktığında bu çirkin fiili oradaki heyetin huzurunda kınaması, eleştirmesi ve suçun karşısında tavrını net olarak ortaya koyması lazımdı, bunu yapmadı."
Biraz zaman geçtikten sonra gazetecilerin sorusu üzerine Kılıçdaroğlu'nun olayı kınayan açıklama yaptığını vurgulayan Bozdağ, "Ben isterdim ki sıcağı sıcağına sayın Kılıçdaroğlu buna tepki versin. Ben hatta kendisine saldırganın nereme vurduğunu da bizzat gösterdim ama yapmadı" diye konuştu.
"Neredeyse alnından öpmedikleri kaldı"
Başbakan Yardımcısı Bozdağ, CHP genel başkan yardımcıları Gökhan Günaydın ve Umut Oran ile parti meclis üyesi Durdu Özbolat'ın suçüstü yakalanan saldırganın yanına gittiklerini anlatarak, şöyle devam etti:
"Polisler saldırgana kelepçe takıp götürmek isterken 'biz kelepçe taktırmayız' diyorlar. 'Kelepçesiz götürelim' denildiği zaman da 'biz bu saldırganı vermeyiz' diyorlar. Polisler bunu alıp götürmeye başlayınca da koluna girip beraber karakola gidiyorlar. Bir ülkenin anamuhalefet partisinin genel başkan yardımcıları, parti meclis üyelerinin neredeyse tamamının olduğu bir ortamda bir bakana saldırı yapılıyor, saldırgan suçüstü yakalanıyor ve bu halde milletvekillerinin, genel başkan yardımcılarının, herkesin suçludan yana tavır koyması, onu himaye eden bir yaklaşım içine girmesi, olayın sıcağı sıcağına fevkalede yanlış olmuştur. Adeta neredeyse alnından öpmedikleri kaldı, saldırganın yanağını okşayan, kucaklayan..."
Türkiye'nin demokratik bir ülke olduğunu belirten Bozdağ, "Suç işleyen kişi sizin yakınınız, sevdiğiniz biri olabilir. Kamuyonun gözü önünde bir suç işlendiği zaman hukuka, demokrasiye inanan ve vicdan sahibi olan, ahlak sahibi herkesin bu olay karşısında tavır koyması lazım ama suçüstü yakalanan saldırganı himaye eden, koruyan yaklaşımlar içerisine girildi" ifadesini kullandı.
"Yakasında görevli kartı var, belediye tarafından verilmiş"
Bozdağ, saldırganın Kahramanmaraş'ın Pazarcık ilçesinden olduğunun söylendiğine dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Sarı basın kartı olduğu söyleniyordu, yokmuş. Şimdi, yakasında görevli kartı var, belediye tarafından verilmiş. Hacı Bektaş'ta bir etkinlik yapılıyor, burada hiç kimsenin tanımadığı adama belediye görevli kartı veriyor. 'Niye verdin' diye sorduğumuzda sarı basın kartı olduğu için verildiğini söylüyorlar. Basın kartı yok. Yani belediyenin basınla ilgili kısmında geçmişte çalışmış, Böyle bir şey olabilir mi? Görevli kartı verildiği için korumaların arasında, başka birisinin giremeyeceği alana giriyor, görevli olduğu için de kendisine karşı şüpheyle bakılmıyor. Görevli kartının verilmesi çok çok ilginç."
"Şikayetçi oldum"
Özbolat'ın darp fiilinin hemen ardından suçüstü yakalanan şahsın yanına giderek ismiyle hitap ettiğini dile getiren Bozdağ, "Olacak şey mi? Arkasından bir doktor, saldırgan kişi herhangi darp ya da fiziki muameleye maruz kalmadığı halde sahte rapor veriyor, 'saldırganı dövdüler' diye. Hukuki açıdan bu suçla ilgili her türlü takipi yapacağız, ben şahsım adıma şikayetçi oldum, şikayetimin de arkasında olacağım. Bu olayın arkasında kimler varsa, varsa birileri, onların da çıkarılması önemlidir" şeklinde konuştu.
Bozdağ, Türkiye'de hiç kimsenin suç işleme özgürlüğü olmadığını vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yapılan saldırı sadece benim şahsıma değil, milletin iradesine, demokrasiye ve hükümetimize yapılmıştır. Bu saldırıyı hukuktan, demokrasiden yana olanların kınaması ve saldırgana karşı tavır takınması lazım. Böyle bir konuda siyasi rekabet olmaz. Beni saldırıdan daha çok bu konu üzerindeki yaklaşımlar üzmüştür. Beni sevmeyen, AK Parti'yi sevmeyenler olabilir. Bir suç olduğunda, yasalar tasvip etmediği fiil olduğunda, bu da herhangi ispata hacet duyulmayacak derecede açık, net, herkesin gözü önünde cereyan ettiğinde vicdan terazisi doğru tartan herkesin alacağı saf bellidir ama CHP genel başkan yardımcıları büyük bir şefkat gösterdiler saldırgana, adeta okşadılar, neredeyse alnından öpmedikleri kaldı.
Orada o kadar insan olmasa 'belki beni de suçlarlar mı' diye endişe etmeye başladım. Bu davranışlarından dolayı CHP vekillerini bir kez daha kınıyorum, onları Türk milletine şikayet ediyorum."