Güncelleme Tarihi:
BAŞKANLAR TEPKİLİ
“Biz makul olan ve normalde buluşmaya gayret ediyoruz. Bursa mitinginden sonra baro başkanlarımızla toplantı yaptık. YARSAV ve sendika başkanı da o özel toplantımıza katıldı. Hiçbir görüş beyan etmeyip, bizim kararımızdan sonra hakarete varan bir açıklama yaptılar. Çok yanlış bir tutum izlediler. ‘TBB’nin ve İstanbul Barosu’nun varlık sebebini sorgularız’ dediler. Biz bunu sorgulatmayız. Kendileri bizimle bu yolda yürümek istemediler. Böyle yol arkadaşlığı olmaz. Yolda arkadaşınızın ayağına kurşun sıkmazsınız. Güvenlik görevlileri eğitimsiz. İlk gün duyarlı kapıları kaleme göre ayarlamışlar. Oysa silaha, ağır metale göre ayarlamaları geriyordu. Bakırköy Adliyesi’nde ise hâkim ve savcıların misafirlerinin protokolden geçeceğine dair bir sıkıntı yaşıyoruz. Güvenlikte protokol olmaz. Hâkim ve savcılar da çantalarını X-ray’e koysunlar ve duyarlı kapıdan geçsinler. Bunu onur meselesi haline getirmek en başta vatandaşa haksızlık. Adliyelere her gün bu şekilde giren binlerce vatandaşa onursuz diyebilir misiniz?”
YARSAV Meseleye hukuk açısından bakıyoruz
Yargıçlar Sendikası Başkanı Mustafa Karadağ ise “Biz hâkim, savcı gibi avukata da güveniyoruz. Eğer baro bu kişilere güvenemiyorsa kefil olamıyorsa nasıl ruhsat verdi. O toplantıda da bunu söylediler ve dehşete kapıldık, açıklamayı da bu yüzden yaptık” dedi. YARSAV Başkanı Murat Arslan da “Biz kral çıplak dedik, bu da çıplak kralın tepkisidir” diye konuştu. Aslan şöyle devam etti: “Bu tartışmalar TBB ve İstanbul Barosu başkanlarının demokrasinin en karakteristik özelliği olan eleştiri kültürünü içselleştiremediklerini göstermektedir. Olaya hâkim, savcı, avukatların kavgası olarak bakmak doğru değil. Biz meseleye hukuk devleti kuvvetler ayrımı yargı bağımsızlığı ve savunmanın dokunulmazlığı ilkesi yönünden bakıyoruz. Güvenlik-özgürlük dengesinde tarafımızı hep özgürlükten yana tuttuk. Önceliğimiz özgürlüktür, bizim söylediğimiz çok nettir. Hâkim, savcı, avukat yargının eşit paydaşlarıdır. Biraz önce söylediğim ilkeler doğrultusunda adliyelere girişte üç meslek grubu, hâkim, savcı, avukatlar aranamaz. Çünkü bu üç meslek grubu da güven mesleğidir. Eğer ki devlet bu yargı mensuplarına güvenmiyorsa güvenebileceği hiçbir kurum makam organ kalmamış demektir. Bu hukuk devletinin iflası anlamına gelir.”