Güncelleme Tarihi:
Gaziantep'in Oğuzeli ilçesi, ucu Suriye'ye varan kocaman Barak Ovası'nda yer alıyor. Ovaya adını veren Baraklar, sayısı 100 bine varan ve Türkiye'ye dağılmış bir Türkmen topluluğu. Uruş Köyü, nam-ı diğer Ezo Gelin Köyü de Barak Türkmenleri'nin yaşadığı, Suriye sınırına 15 kilometre uzaklıkta bir köy. Filmlere, türkülere konu olan talihsiz Ezo Gelin, Uruşlu. Uruşlular, mezarı Suriye'de kalan Ezo Gelin'i köylerine getirebilmek için resmi başvuruda bulunmuşlardı. Ezo Gelin'le anne tarafından yakın akraba olan Halef İşbilir, yıllardır Gaziantep merkezinde ticaretle uğraşsa da köyünden, geleneklerinden kopmamış. Öyle ki oğlu Resul'ü Gaziantep'teki bir düğün salonunda yapılacak törenle evlendirmeyi içine sindiremedi. Kız tarafının düğün salonu talebine karşılık ‘‘Hiç değilse Uruş'ta, Türkmen geleneğimize uygun bir tören yapalım, ardından şehir usulü düğünü de yaparız’’ dedi ve günler süren hazırlığa başladı. Halef İşbilir, geleneksel düğün ısrarını şöyle açıklıyor. ‘‘Kentleşmeyle birlikte ihmal ettiğimiz değerleri genç nesle aktarmak için.’’
BARAK'TA TOY DÜĞÜN
29-30 Mayıs günlerinde, Uruş Köyü tıklım tıklımdı. Kürep, Tilsevet, Beledin, Urumevlek, Direkli, Ülmen, Tutluca, Kılcan, Zammır ve Haral gibi komşu köylerden 3 bin Barak Türkmeni de düğüne katıldı. Yedi davulcu, yedi yedek davulcu ile yedi zurnacı, yedi yedek zurnacı ile Uruş'a geldi. Zurnalar, sahibinin yeteneğinin simgesi olan gümüşle kaplıydı. 29 Mayıs Cumartesi sabahı 06.00'da Uruşlular davul-zurnayla uyandı. Köy meydanı yüzlerce Barak'la dolmaya başladı. Halef İşbilir'in şartına uygun giysilerle elbette. Orta yaşın üstündeki kadınlar sandıktan çıkardıkları, gençler ve çocuklar annelerinin diktiği otantik Türkmen giysilerini giydiler. ‘‘Ahmediye’’ denilen başörtülerine de mevsimin en güzel ve kokulu çiçeklerini iliştirdiler. Yüzlerce yıldır belki de en sadık kaldıkları bu geleneği, kışın da plastik çiçek takarak sürdürüyorlar. Kadınlar böyleyken, erkeklerin yerel giysileri Arap etkisindeydi. Onlar da düğüne şalvar, yelek ve yağlıklarıyla (boyunlarına doladıkları örtü) katıldılar.
BARAK ALAYI
Konuklar için ‘‘Türkmen çadırı’’ adı verilen gölgeliklerin altına 2 bin plastik sandalye dizilmişti. Yer bulamayanlar da toprak damların üstünden, duvar diplerinden düğünü izlemeye başladı. Sabahın 10.00'undan geceyarısına kadar, yüzlerce kadın ve erkek el ele verip halay çektiler. Halay o kadar büyüdü ki ağır Barak ritmiyle meydanı dönmeleri bir saat sürüyor. Mangalda yakılan üzerlik, tütsü olarak gezdiriliyor. Oynayanları nazardan korusun diye. Traktörden icat edilmiş bir arazöz, sık sık meydanı suluyor. Sakalar da halay çekenlere ayran, su dağıtıyor. Arada davul ve zurnalar susuyor. Çünkü Barak havası söyleniyor. O kadar kahır ve acı dolu ki. Akşam oluyor, dolunay altında düğün devam ediyor. Aşka gelenler, yüzlerce hatta binlerce mermi sıkıyor göğe.
Türkmen geleneğinde gelinin köye at üstünde gelmesi gerekiyor. Ancak gelinin ailesi buna izin vermediği için gelinin kılığına girmiş bir erkek, at üstünde geliyor. Meydan kahkahalarla çınlıyor. ‘‘Haçiya’’ (Deve tüyünden dokunmuş giysi) giyen ‘‘Reis’’, atın dizgininden tutup getiriyor. Başından aşağıya paralar serpiliyor. Herkes gelinin kılığına bürünenin kim olduğu hakkında fikir yürütüyor. Saatler sonra anlaşılıyor ki Hüsküllü lakaplı Hüseyin Yılmaz'mış. Saatler 02.00'yi gösterirken kalabalık çekiliyor. Binlerce konuk, sessiz ve çabucak organize olan Uruşlular tarafından paylaşılıp evlere götürülüyor.
KÖY JÜRİSİ
Pazar, düğünün son ve en görkemli günü. Sabah erken saatlerde herkes toplanmaya başlıyor. Meydan girişine resmi plakalı araçlar park ediyor. Oğuzeli Kaymakamı Cemal Hüsnü Kansız, İl Kültür Müdürü Vahap Alagöz'de gelenler arasında. Devlet Bakanı Mustafa Yılmaz'da Uruşlu. Hükümet çalışmaları nedeniyle gelemediği için kendisini temsilen başkasını gönderiyor. Bugün, ‘‘Baş çekme’’ yarışması da yapılacak. Jüride İl Kültür Müdürü ve Türkmen köylerinden sevilip sayılan yaşlılar bulunuyor. Anons üzerine baş çekmede iddialı olanlar el ele tutuşup Barak halayına başlıyorlar. Herkes sırayla halayın başına geçiyor. Baştaki iki kişi, birbirine bağladıkları iki yağlığı tutuyor. Halaydakiler, davul ve zurnacılar bunun altından geçiyorlar. Yarışmacılar maharetlerini sergiledikten sonra sıra, ilk üç dereceyi paylaşanların anonsuna geliyor. Birinciliği, 80 yaşındaki Uruşlu Mahey kazanıyor. Oğuzeli Kaymakamı Cemal Hüsnü Kansız, yoğun tezahürat eşliğinde Mahey'in yakasına bir Cumhuriyet altını takıyor.
GEÇMİŞ İLE BUGÜN
Birden binlerce kişi ayaklanıyor. Köy girişine doğru yöneliyor. Koyu renkli lüks otomobille gelin geliyor. Davullar, zurnalar coşuyor. Gelin, mavi tuvaleti, altın takılarıyla ışıltılar saçıyor. Ailesi, tüm ısrarlara karşılık gelinin otantik Türkmen giysilerini giymesine de karşı çıkmış. Gelin Suna ve damat Resul İşbilir, kendileri için ayrılmış masaya oturuyorlar. Kalkıp halaya katılmaları sevinçle karşılanıyor. Otantik giysili Türkmen kadınlarının arasında asri giysili gelin, hoş bir zıtlık oluşturuyor. Tuvaletinin uzunluğu nedeniyle ayak uyduramıyor. Alkışlar arasında masasına geri dönüyor.
Güneş iyice yükselip gölgeler küçüldüğünde düğün yemeğine sıra geliyor. Damadın babası Halef İşbilir, önceki akşam 10 koyun kestiriyor. Geleneksel usullerle İki kazan nohutlu patlıcan yemeği, 2 kazan fasulye cıvığı, üç kazan firik (henüz olgunlaşmamış yeşil buğday) pilavı, üç kazan da et pişiriliyor. Bazlama ekmek ve ayran eşliğinde düğün yemeği yeniyor. Yemekten sonra gelin ve damada armağan verecekler sessizce sıraya giriyor. Üç bakır tepsi altın ve yabancı parayla doluyor.
Baraklar kimdir?
Gaziantep, Barak Türkmenleri'nin yoğun yaşadığı bir ilimiz. Resmi rakamlara göre Karkamış ilçesinde 35 köyde, 3 bini merkez 10 bini köylerde; 13 bin Nizip merkezde olmak üzere 31 köyde 4 bin, Oğuzeli'ne bağlı 17 köyde 7 bin, Gaziantep merkezde 15 bin Barak Türkmeni bulunuyor. Ortaasya'dan gelen Baraklar'ın bir kolu, 1520 ve '93 Rus Harbi'nde Antep ve çevresine yerleştiler. Anlatıldığına göre tam 84 bin çadırla geldiler. 4 bin çadır da yanlarında getirdikleri çalgıcılar içindi.
Parfüm niyetine taze çiçek
DÜĞÜN YEMEĞİ
10 koyun kesiliyor. Geleneksel usullerle iki kazan nohutlu patlıcan, üç kazan fasulye cıvığı, üç kazan firik (henüz olgunlaşmamış yeşil buğday) pilavı, üç kazan et pişiriliyor. Binlerce bazlama, ekmek ve ayran eşliğinde düğün yemeği yeniyor.
GÜL VE ZURNA
Yedişer yedekli davul ve zurnacılar, yörenin en usta müzisyenleri. Zurnalar, sahibinin maharetinin ödülü olarak gümüşle kaplanmış. Düğüne kız çocukları da geleneksel Türkmen giysileriyle katıldı.
BARAK DÜĞÜNÜ
Gaziantep'in Oğuzeli ilçesine bağlı Uruş Köyü, Barak Türkmenleri'nin yaşadığı, geleneklerini sürdürdüğü bir köy. Kadınlar yüzlerce yıllık bir Türkmen geleneğine göre, güzel kokmak için başlarına taktıkları taze çiçekleri soldukça yeniliyor. Kadınlar gül, zakkum ve kır çiceklerini tercih ediyor.
OTANTİK VE ÇAĞDAŞ
Gaziantep'te yaşayan Uruşlu Halef İşbilir, binlerce kişinin ağırlandığı geleneksel bir Türkmen düğünü yaptı. Ailesi Türkmen gelinliği giymesini kabul etmeyince, gelin düğünün aykırı ve asri istisnası olarak ortada dolaştı. Gelin, başı çiçekli, otantik giysili Barak kadınlarının arasında mavi tuvaletiyle kentlilikle geleneklerin el ele vermesini simgeliyor.
KIŞIN PLASTİK ÇİÇEK
Orta yaşın üstündeki kadınlar sandıktan çıkardıkları, gençler ve çocuklar annelerinin diktiği otantik Türkmen giysilerini giydiler. ‘‘Ahmediye’’ denilen başörtülerine de mevsimin en güzel ve kokulu çiçeklerini iliştirdiler. Yüzlerce yıldır belki de en sadık kaldıkları bu geleneği, kışın da plastik çiçek takarak sürdürüyorlar. Gençlerin, gelenekleri öğrenmek için bütün kurallarıyla canlandırılan Türkmen düğününde hálá yaşayan en önemli gelenek, kafalardaki çiçek.