Güncelleme Tarihi:
Böylece Başbakanlık binasının inşaatının durması bekleniyordu.
Bir yandan da Başbakan, mahkeme kararına rağmen “Açılışı da yapacağım” demişti.
Boşuna değilmiş.
Ortaya çıktı ki, davanın böyle sonuçlanacağını tahmin eden, bakanlıkların bürokratlarından oluşan Koruma Yüksek Kurulu Başbakanlık binasının kılıfını hazırlamış.
16 Ocak’ta yapılan toplantıda imzasını attıkları ilke kararı davanın sonuçlandığı günün hemen ertesinde, 18 Şubat’ta Resmi Gazete’de yayımlandı.
Bu, ülkedeki tüm tarihi sit alanlarında kamu hizmet binalarının önünü açan bir ilke kararı.
Sırf AOÇ’deki Başbakanlık binasını kurtarmak için alınmış bir karar olduğu ortada.
Ve aslına bakarsanız bu ilke kararı, Başbakanlık binasını kurtarmak için Türkiye’deki tüm tarihi sit alanlarını da tehlikeye atıyor.
Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Baran Bozoğlu ilke kararıyla ilgili şunları söylüyor:
“Mahkeme 17 Şubat tarihinde tarihi sit kararını Başbakanlık binasının olduğu alan için tekrar yürürlüğe sokmuştu. Mahkeme kararının hemen ertesi günü, yani 18 Şubat tarihinde Resmi Gazete’de Yüksek Koruma Kurulu kararı çıktı. Fakat mahkemenin tarihi sit statüsünün iade kararı bize geç ulaştığı için biz bu düzenlemeyi kestiremedik. Şimdi anlam kazandı. Yani hükümet, mahkeme kararını içeriden öğrenip gerekli çalışmayı hemen yapmış. Bu durunda tarihi sit alanlarına her türlü kamu binası sınırsızca yapılabilir. Yani, sırf AOÇ’ye Başkanlık Sarayı yapılabilsin diye tüm tarihi sit alanlarımızda sınırsız bina ve tesis yapılaşmasının önü açılmış. Yüksek Koruma Kurulu ise bakanlıkların bürokratlarından oluşuyor. Yani bilim insanlarından değil. Rant politikalarının meşrulaştırılması bu bakanlık bürokratlarınca yapılıyor.”