BoÅŸanmadan önce çocuklarla konuÅŸun

Çiftlerin boşanma kararı almaları halinde bunu mutlaka çocuklarınada açıklamaları gerektiğini vurgulayan Uzman Psikolog Alanur Özalp, ''Boşanma kararı alındıysa bu karar eyleme geçmeden önce çocuğa açıklanmalı. Bu açıklamayı çocuğa en yakın kişi yapmalı. Zamanı çok iyi ayarlanmalı. Çocuk yeni okula başladığı zaman ya da hayatında bir değişim olduğu zaman bu açıklanmamalı. Ayrıca bu karar çocuğa üzgün bir şekilde, ağlamaklı anlatılmamalı'' diye konuştu.

Anne babasının ayrılacağını öğrenen çocukların hissettiklerini ve reaksiyonlarını da dile getiren Özalp, şöyle devam etti:

''Boşanma çocukları örseler, etkiler. Çocuk paniğe kapılır, korkar. Özellikle küçük çocuklar 'Bana kim bakacak, aç mı kalacağım' diye panikler. Yatağını ıslatmayan bir çocuk ıslatmaya başlayabilir. Kekemelik ortaya çıkabilir ya da çocukta psikolojik problemler oluşabilir.

Çocuklar genellikle 'ben bir yaramazlık yaptım, gürültü yaptım  yada çok fazla oyuncak istedim' gibi düşüncelerle kendini suçlayarak, 'benim yüzümden oluyor bu işler, keşke o kadar oyuncak istemeseydim' diye düşünüyorlar.''

6 yaşın üzerindeki çocukların boşanma olayından çok daha fazla etkilendiğine işaret eden Özalp, ''Ergenlik dönemi çok hassas bir dönem. Bu dönemde çok dikkatli olunması gerekiyor. En çok intiharların olduğu dönem, ergenlik dönemi. Bu dönemde annesiyle babasının ayrı olması ya da boşanmak üzere olması çocukları paniğe sokuyor'' dedi. 

Özalp, bu dönemde çocuğun yeni hayatına adapte olabilmesi için profesyonel yardım alınması gerektiğine dikkat çekti.
  Â
AYRILMALARINI Ä°STEMÄ°YORLAR
  Â
Çocuk Psikoloğu Şeniz Pamuk da, sadece boşanmanın değil, öncesininde çocuklar üzerinde etkilerinin bulunduğunu belirterek, ''Araştırmalar, yine de hiçbir çocuğun çok şiddetli kavgalar da etseler anne babasının ayrılmasını istemediğini gösteriyor'' dedi.

Pamuk, boÅŸanmaya çocukların yaÅŸa göre farklı tepkiler gösterebildiÄŸini de belirterek, ''2.5-3 yaşındaki bir çocuÄŸa 'biz artık anlaÅŸamıyoruz, ayrılıyoruz' dediÄŸiniz zaman, çocuk çok ÅŸidettli tepkiler gösterebilir, aÄŸlayabilir, öfke nöbeti geçirebilir, altını ıslatmaya baÅŸlayabilir'' diye konuÅŸtu.Â

Çocuğun yaşı ilerledikçe etkilenme derinliğinin arttığına da dikkat çeken Pamuk, ergenlik döneminde ise çocukların tepki göstermediğini ancak ''kadın-erkek ilişkilerini'' sorguladığı bir dönem olduğu için  ''en güvediği çatının yıkıldığı'' hissine kapıldığını vurguladı.

Okul öncesi ve ilköğretim çağlarındaki çocuklarda ''anne babayı tekrar biraraya getirme fikri''nin yoğun olduğunu  belirten Pamuk, genelde bu çocukların anne ya da babasına 'rüyamda sizi sarılırken gördüm' gibi ifadeler kullanabildiğini ifade etti.

Pamuk, bu dönemde çocukların ''kaybetme'' korkusu da yaşadıklarını belirterek, ''(Babam gitti. Acaba annem de gider mi?) korkusu nedeniyle bir süre iyi çocuğu oynamak, bir süre öfkelerini, isteklerini bastırıp çok ideal bir çocuk tablosu çizmek gibi durumlar gözlenebilir'' dedi.

Boşanmadan önce kararın alındığı zaman anne ve babanın  çocuğa kendini güvende hissettiği bir ortamda kararı açıklanması gerektiğini anlatan Pamuk,''Çocuğa 'Senin annen ve babanız ama karı koca olarak artık pek anlaşamıyoruz. Bunun sen de farkındasın. Artık  iki evin olacak. Senin her zaman annen ve babanız. Seni her zaman çok seveceğiz, ama artık karı koca olmayacağız' diyerek gerçekler anlatılmalı'' diye konuştu.