Güncelleme Tarihi:
Boşanma davası süren çiftin 'köpek' davasında mahkemeden ret kararı
Taylan YILDIRIM/İZMİR (DHA) - İstinaf mahkemesine itirazda bulunan avukat Ayşe Esra Ünlü Polat, dilekçesinde, "Mahkemenin talep konusu olaya tatbik edilecek bir yasal düzenlemenin olmadığı gerekçesi ile haklı talebimizi reddetmesi usul ve yasaya aykırıdır" dedi.
Çeşme'de yaşayan ve oto aksesuar satışları yapan M.U., 5 yıl önce hayatını Ayşe U. ile birleştirdi. Mutlu evlilikleri olan çift, 3 yıl önce doberman cinsi 4 köpeği evlerinde beslemeye başladı. Çiftin bir süredir yaşadığı anlaşmazlıklar nedeniyle Ayşe U., mart ayında Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesi'nde boşanma davası açtı. Ayrıca Ayşe U.'nun talebi üzerine mahkeme heyeti, M.U. hakkında, ailenin korunması ve kadına karşı şiddetin önlenmesi için 7 ay süreyle evden uzaklaştırma cezası verdi. M.U., bu cezası sürdüğü sırada eşiyle birlikte baktıkları doberman cinsi 'Paşa', 'Şila', 'Foxy' ve 'Deyzi' isimli köpeklerini haftanın belirli günlerinde görebilmek için aynı mahkemeye başvurdu. M.U.'nun yaptığı başvuruyu değerlendiren mahkeme heyeti, talebi reddetti.
KÖPEKLERİ GÖRMEK İÇİN HUKUK MÜCADELESİ BİTMEDİ
Yerel mahkemenin verdiği bu karar sonrası M.U. ile avukatı Ayşe Esra Ünlü Polat'ın hukuk mücadelesi sona ermedi. İstinaf mahkemesine itirazda bulunan Polat, dilekçesinde 'Türk Medeni Kanunu'nun 1'inci maddesine atıfta bulundu. Avukatın itiraz dilekçesinde, şunlar kaydedildi:
"4721 sayılı 'Türk Medeni Kanunu' 1'inci maddesinde kanun, sözüyle ve özüyle değindiği bütün konularda uygulanır. Kanunda uygulanabilir bir hüküm yoksa hakim, örf ve adet hukukuna göre, bu da yoksa kendisi kanun koyucu olsaydı nasıl bir kural koyacak idiyse ona göre karar verir. Mahkemenin talep konusu olaya tatbik edilecek bir yasal düzenlemenin olmadığı gerekçesi ile haklı talebimizi reddetmesi usul ve yasaya aykırıdır. Evcil hayvanlarla boşanma sürecindeki çiftlerin şahsi münasebet tesisi ile ilgili bir hüküm olmadığı için yargılamayı yapan mahkemenin 'Türk Medeni Kanunu'nun 1'inci maddesini göz önünde bulundurarak örf ve adet hukukuna göre, bu da yoksa kendisi kanun koyucu olsaydı nasıl bir kural koyacak idiyse ona göre karar vermesi ve gerekçesini açıklaması gerekmektedir. Somut olayda ise yargılama yapan mahkemenin somut bir gerekçesi olmadığı gibi müvekkil aleyhine alınan koruma ve tedbir hükümleri ileri sürülmüştür."
'HAYVANSEVER OLARAK YAŞADIĞI ÜZÜNTÜYÜ ANLIYORUM'
Çiftin müşterek çocuklarının bulunmadığını ve kendisinin de hayvansever olduğunu vurgulayan avukat Ayşe Esra Ünlü Polat, şöyle devam etti:
"Tarafların her ikisi de hayvan sever olup doberman cinsi 4 tane köpek beslemektedirler. Müvekkilim hakkında haksız ve gerekçesiz bir şekilde müvekkil aleyhine koruyucu, önleyici tedbirlere hükmedilmesi nedeniyle evlat gibi sevmekte olduğu köpeklerini görememektedir. Medeni Kanunumuz, ayrılık sürecindeki çiftlerin müşterek çocukları için şahsi münasebet tesisi hakkında amil hükümler koymuştur. Fakat ortada yadsınamaz bir gerçek vardır ki birçok aile evcil hayvan beslemekte ve bu evcil hayvanlar hayatlarımızın bir parçası, ailenin bir ferdi durumuna gelmektedir. Gerek çiftler ve gerekse müşterek çocuklar evcil hayvanlarla duygusal bir bağ kurmakta günlük yaşamlarına besledikleri evcil hayvanlarına göre şekil vermektedirler. Medeni Kanunumuzdaki bu boşluk tarafların ekstra bir takım travmatik duygusal sarsıntılar geçirmelerine sebep olmaktadır. Davalı müvekkilim de yaşanan bu fiili ayrılık ve evliliğini kurtarma çabası içerisindeyken üzerine bir de evladı gibi sevdiği köpeklerini görememekte, koruyucu ve önleyici tedbirler nedeniyle müşterek konuta bırakın gitmeyi yakınından bile geçememekte, bu sebeple de fazlasıyla acı çekmektedir. Müvekkilimin bu hususta bir mağduriyeti söz konusudur, hem evliliğini kurtarma ve tekrar eski mutlu günlerine kavuşmak istemekte ve hem de bu yaşanan sıkıntılı süreçte en azından can dostları, evlat yerine koyduğu köpekleri ile belli gün ve saatlerde zaman geçirmek, özlem gidermek istemektedir. İki tane beagle ve bir sokak köpeği besleyen hayvan sever olarak müvekkilimin yaşadığı derin üzüntü ve hasreti gayet iyi anlamakla birlikte Medeni Kanunun tanıdığı bir takım haklardan müvekkilimin faydalanabilmesi gerektiği kanaatindeyim."