Güncelleme Tarihi:
Başbuğ’un kendisinin bile inanıp savcıya ifadesinde söylediği “Bunlar boru” sözleri için avukatı İlkay Sezer ısrarla, “Hayır, demedi” dedi. Bunun üzerine o basın toplantısının metnini defalarca okudum. Evet, o söz yoktu. Görüntüleri de izledim, hakikaten Başbuğ, “Boru” filan demiyor.
ESKİ Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ’un 29 Nisan 2009’da basın mensuplarının önünde yaptığı açıklama sırasında “LAW” silahları için kullandığı öne sürülen “Boru”nun hikayesi bu... Oysa Başbuğ böyle bir ifade kullanmadı ama Başbuğ’a yapıştı, onunla anılır oldu. Propaganda gücünün en etkin örneği olan “Boru” olayının öyküsü tam bir Aziz Nesin’lik hikaye. İşte yafta gibi İlker Başbuğ’a yapışan ‘Boru’nun öyküsü...
SOHBETTEKİ AYRINTI
Geçen hafta, Ergenekon davasının tutuklu sanığı 26. Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ’un Avukatı İlkay Sezer’in Nişantaşı’ndaki ofisindeyim. Davalarda olup bitenleri, devam eden hukuki süreci, geçmişte yaşananları konuşuyoruz. Kimi zaman soru cevap, kimi zaman da karşılıklı sohbet şeklinde devam eden bir görüşme oluyor. Sohbetin bir yerinde, soruşturmaların ilk evresinde Poyrazköy’de toprağa gömülü olarak bulunan mühimmatlara geliyor söz. İlker Başbuğ’un görev süresinde bu mühimmatların topraktan çıktığını söylüyorum, “LAW” larla ilgili İlker Başbuğ’un “Bunlar boru” şeklindeki değerlendirmesini hatırlatıyorum. Avukat İlkay Sezer hemen itiraz ediyor, “İlker Paşa, o gün ‘Boru’ demedi” diyor. Bense ısrarcıyım, “Olur mu kulaklarımla duydum. Bunlar, ‘boru’ dedi. İfadeyi net hatırlıyorum” şeklinde ısrar ediyorum. İlkay Sezer tebessüm ediyor; “Paşa o gün boru ifadesini kullanmadı” demekle yetiniyor. Uzatmıyoruz. Başka konuları değerlendirdikten sonra ofisten ayrılıyorum.
BORU DEDİ Mİ?
Dışarı çıktığımda ise kafamda hâlâ İlker Başbuğ’un “Boru” ifadesini kullanıp kullanmadığının yanıtı var. Acaba Avukat İlkay Sezer haklı olabilir mi? diye kendi kendime söyleniyorum. Bir süre sonra merakıma yenilerek bunu araştırmam gerektiğini düşünüyorum. Yapacağım araştırma çok basit. Poyrazköy’de 21 Nisan 2009’da toprakta yapılan kazıların ardından 29 Nisan 2009’da basının karşısına çıkan Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un o gün yaptığı konuşmanın metnini bulmak. Metni buluyorum. Defalarca okuyorum. Boru ifadesi geçmiyor. Sıra bu sefer görüntüleri izlemekte. Basın açıklamasının görüntülerini de izliyorum. Boru ifadesi yok. Peki İlker Başbuğ, o günkü konuşmasında “Bunlar boru” demediyse bu söz nerden çıktı? Merakım daha da artıyor. İlker Başbuğ’un açıklamalarının ardından yayınlanan gazete haberlerini tek tek taramaya başlıyorum.
HABER DE ÇIKMAMIŞ
Gerçekten de ilk günlerde çıkan haberlerde İlker Başbuğ’un ağzından yazılmış, “Bunlar boru” şeklinde bir haber yok. Ta ki 5 Mayıs 2009’a kadar. 5 Mayıs 2009 dönemin CHP Lideri Deniz Baykal TBMM’de partisinin grup toplantısında konuşuyor. Konuşmanın bir bölümünü ise LAW silahlarına ayırıyor ve “mermisi olmayan boru” ifadesini kullanıyor.
İşte o günden sonra ne olduysa oluyor ve bu sözler İlker Başbuğ’a mal ediliyor. Öyle ki, köşe yazarları, haberler vs hemen hemen LAW silahları ile ilgili kullanılan bütün haberlerde İlker Başbuğ’a ithafen, “Onlar silah değil. Boru” sözlerini söylediği adeta kar topu gibi başlayıp, çığ halini alarak devam ediyor. TSK tarafından kurulan/kurulması planlanan internet sitelerinde kara propaganda yapıldığı/yapılacağı iddiasıyla tutuklanan emekli Orgeneral İlker Başbuğ, ders kitaplarına konu olacak bir kara propagandanın hedefi haline gelmişti. Boru öykümüzün bundan sonraki sefahatı ise Aziz Nesin’in hikayelerine taş çıkartacak nitelikte. Bundan sonraki satırları okurken, kiminiz acı acı gülecek, kiminiz ise hayretler içinde bir propagandanın inanılmaz etkisini göreceksiniz. İlker Başbuğ’un “Boru” ifadesini kullandığı toplumun hafızasına o kadar kazınmıştı ki, siyasiler bile bu konuda açıklamalar yapacaktı.
SAVCI DA SORMUŞTU
Herkes İlker Başbuğ’un “Onlar boru” ifadesini kullandığı konusunda hem fikirdi. İş öyle boyutlara vardı ki 6 Ocak 2012’de İlker Başbuğ, İnternet andıcı soruşturması kapsamında savcı Cihan Kansız’ın karşısındaydı. O gün kendisine Cihan Kansız tarafından 46 soru yöneltildi. Emekli Orgeneral İlker Başbuğ’un ifadeleri 24 sayfada toplandı. İşin ilginç yanı; savcı Cihan Kansız’da İlker Başbuğ’un Law silahları için “Bunlar boru” ifadesi kullandığına inanmıştı. Sorularından biri de tam olarak buydu. İşte savcı Cihan Kansız sorgu sırasında bu soruyu tam da şöyle sordu; “Yapılan açık kaynak incelemelerinde 29-4-2009 tarihinde yaptığınız basın toplantısında Poyrazköy’den çıkan mühimmatları boş lav silahlarından ibaretmiş gibi gösterme gayreti içinde olduğunuz, boş law silahını göstererek delillerin bütünü hakkında kara propaganda yapmaya çalıştığınız, yaptığınız basın açıklaması ile ilgili ulusal medya organlarında çıkan haberlerde söz konusu law silahlarının “BORU” olarak nitelendiği bu tabiri sizin kullandığınız yönünde haberlerin yapıldığı tespit edilmiştir.”
KENDİ DE İNANMIŞ
Savcının ifade metnine de büyük harflerle yazılan “boru” sorusu inanılmazdı. Ama daha da inanılmazı oldu. O gün İlker Başbuğ kendisine sorulan o soruyu şöyle yanıtladı: “29 Nisan 2009 tarihinde karargâhta yapmış olduğum basın toplantısında, boş law silahları için ‘boru’ tabirini kullandığım doğrudur. Benim brifingdeki açıklamalarım kötü amaçlı değildir. Herhangi bir şekilde kara propaganda amaçlı bir hareket içerisinde olmadım. Benim burada komutan olarak Türk Silahlı Kuvvetlerini koruma refleksi içerisinde bu açıklamaları yaptım. Bu olaydan sonra el bombalarına ve lawlara özel numara verme çalışmasına başladık” İlker Başbuğ bile LAW silahları için “boru” ifadesi kullandığına inanmıştı.
Meğer ‘boru’yu Baykal söylemiş
GRUP toplantısında konuşan Deniz Baykal, “Bir de ortalıkta LAW silahı LAW silahı diye bir şeyler sanki büyük bir askeri tehdit teşkil edecekmiş gibi anlatılıyor, anlaşılıyor ki bazıları, özenle yeraltına gömülmüş mermisi olmayan boru, niye gömüldü kim gömdü? TSK ‘ben değilim’ diyor. ‘Buna benden
başka sahip olan devlet kurumları var’ diyor. Ne oluyoruz? Bu konu aydınlatılmalıdır. Bunlar topluma dehşet saçmak için mi? Yoksa bir terör örgütünün kullanmak için sakladığı, belli bir hiyerarşi doğrultusunda sakladığı bir cephanemidir? bunu bir anlayalım. O mudur Bu mudur?..”
Bilinçli bir suskunluktayım
ESKİ CHP Genel Başkanı Antalya Milletvekili Deniz Baykal, CHP Antalya milletvekilleri Osman Kaptan, Yıldıray Sapan, Arif Bulut ve Aydın Milletvekili Metin Lütfü Baydar ile Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Çetin Osman Budak ve yönetim kurulunu ziyaret etti. Baykal ATSO’da gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtsız bıraktı. Bilinçli bir suskunluk içinde olduğunu belirten Baykal, bu durumu, “Bunları daha sonra konuşuruz. Siz bir şeyler çıkacak bekleyişi içindesiniz ama bu konularda konuşmama kararımı tahmin ediyorsunuzdur. En azından şu ana kadarki uygulamamın farkındasınızdır. Bunun tesadüf olmadığını da biliyorsunuzdur” sözleriyle ifade etti. Deniz Baykal ve beraberindekiler, EXPO alanındaki incelemelerin ardından Antalya’da hafta sonu gerçekleşen yağışların etkili olduğu Serik ve Çandır bölgesinde incelemelerde bulundu. Çandır’da şiddetli yağıştan zemin katlarını su basan Şehit Öğretmen Mustafa Sadettin Küçük İlköğretim Okulu’nun da bulunduğu kamu binalarını gezen ve yetkilileri dinleyen Baykal, seralarda da incelemeler yaptı. Baykal, Serik ilçe merkezinde de sular altında kalan ve küçük çaplı maddi hasarın meydana geldiği Okutan Pasajı’nda esnafa ‘Geçmiş olsun’ dileklerini iletti. Emre BAYLAN/DHA