Güncelleme Tarihi:
Berlin'de Türklerin yoğun olarak ikamet ettiği Kreuzberg ilçesinde Borçlulara Danışmanlık Merkezi'nde görev yapan danışman Kemal İlhan, Türkler arasında kredi borçlarının ilk sırada geldiğini, ikinci sırada yaş farkı gözetmeksizin cep telefonu borçlarının bulunduğunu, üçüncü sırada ise katalog üzerinden yapılan alışverişler nedeniyle meydana gelen aşırı borçlanmaların yer aldığını söylüyor. Türk erkekleri arasında işyeri açıp iflasa sürüklenen, bu nedenle aşırı borca girenlerin sayısı tahmini olarak epeyce kabarık.
Borçlu Türklere 15 yıldır danışmanlık yapan ve birçoğunu aşırı borç yükünden kurtaran İlhan, borçluların en çok hacizden korktuğuna dikkat çekiyor.
YÜZDE 41'İ GÖÇMEN
Kreuzberg Borçlulara Danışmanlık Merkezi'ne başvuranların yüzde 54'ü Alman vatandaşı, (Bunlara Alman uyruğuna geçmiş göçmenler de dahil), yüzde 41'i göçmen, yüzde 5'i AB vatandaşı. Danışmanlık merkezinde tutulan istatistiki sayılara göre borçluların yüzde 28'i bir meslek sahibi, yüzde 63'ü mesleksiz, yani vasıfsız işçi, yüzde 3'ü bir meslek öğreniyor, yüzde 6'sı yüksekokul okumuş. Başka bir sınıflandırmaya göre başvuranların yüzde 60'ı işsiz, yüzde 18'i emekli, yüzde 16'sı bir işyerinde çalışıyor, yüzde 5'i ise işyeri sahibi.
ACİL SORUNLAR
Kira, elektrik ve gaz borçları ‘acil sorunlar' olarak nitelendiriliyor. Zira evden atılma, elektriğin kesilmesi gibi durumlar söz konusu olabiliyor. Borçlu kişi Borçlulara Danışmanlık Merkezi'ne gelmişse hemen yardımcı olunuyor. Hartz 4 ile geçiniyorsa merkez bağlı bulunduğu JobCenter ile iletişime geçiyor. Merkez, Sosyal Yardım Dairesi'nden bir defaya mahsus olmak üzere maddi destek alınmasını sağlayabiliyor.
KADINLAR EŞLERİ TARAFINDAN BORÇLANDIRILIYOR
Türk kadınları işyeri sahibi eşleri tarafından borçlandırılıyorlar. Kadınlara bankalardan kredi çektiriliyor. Bazı kadınların okuma-yazması yok, o yüzden neye imza attığını dahi bilmiyor. Bazı erkekler eşlerini terk edip onları on binlerce borçla başbaşa bırakıyorlar. Bazı erkekler de anneleri, kızkardeşleri üzerine de işyeri açıyor ve onlara da eşlerine yaşattıkları acıyı yaşatabiliyor. Sonuç olarak Türkiyeli kadınlarda borç kurbanı olma durumu çok fazla. Bilindiği gibi evli çiftlerin kredi borcu varsa, ölüm halinde borç eşe miras kalıyor. Bu borçlardan çocuklar, torunlar da nasibini alabiliyor. Bu durumda mirası reddetme hakkına sahipsiniz, ancak bunu altı hafta içinde yapmak gerekiyor. Ancak burada dikkat edilmesi gereken bir nokta var: Mal varlığı varsa, kredi borcunu reddederken mal varlığını da reddediyorsunuz.
GENÇLER İHMALKAR DAVRANIYOR
Gençlerde daha çok internet üzerinden yapılan siparişler sonucu borçlar birikiyor. Ya da genç toplu taşıma araçlarına biletsiz binmiştir, yakalanmış ve kesilen para cezasını ödememiştir. Bu ceza ödenmediği için meblağın üzerine faiz binmiş ve altından kalkılamayacak duruma gelinmiştir. Gençlerde bir de kendi evlerine taşınınca aşırı borçlanma olayları görülüyor. Mesela, ‘sonra öderim' diye gaz, elektrik parasını ödemeyip paralarını başka şeyler için harcıyorlar ve o para bir türlü ödenemiyor, birikiyor, birikiyor ve büyüyerek sonuçta gençlerin altında kalkamayacağı yekûna yükseliyor.
HACİZ BİLDİRİSİ UYKUSUZ BIRAKIYOR
Borçlar ödenmeyince haciz gündeme gelebiliyor. Posta kutusundan haciz bildirisini alan borçlular için o andan itibaren hayat adeta cehenneme dönüyor, huzursuzluk daha da derinleşiyor, uyku bozuklukları yaşıyorlar, kabuslar görüyorlar. Hacizde bir sıkıntı yok. Haciz memuru eve gelir, alabileceğim değerli bir eşya var mı diye bakar ve gider. Haciz bu ülkede büyük bir problem değildir.
DANIŞMANLIĞA GEÇ GELİYORLAR
Borçlu insanlar danışmanlığa sorunlar dağ kadar büyüyünce geliyorlar. Bir dönem ‘kendim hallederim' diye düşünüyorlar ve borç sorunlarını bir biçimde çözmeye çalışıyorlar ama çoğunlukla başaramıyorlar ve çareyi Borçlulara Danışmanlık Merkezleri'ne gitmek yerine başka yerlerde arıyorlar. Merkeze geldiklerinde iş içinden zor çıkılır bir hal almış oluyor. Tüm bu borçlu insanlara borç konusunda başınız ağrımaya başladığı ilk andan itibaren bize gelin diye tavsiye ediyoruz. Berlin'de, bağlı bulunduğunuz belediye sınırları içinde bulunan danışmanlık merkezlerine başvurup yardım isteme hakkına sahipsiniz.
BORÇLULAR UTANIYOR
Borçlular yardım istemeye utanıyorlar. Hangi ulustan olursa olsun utançlarından yerin dibine giriyorlar. Borçlar korkulara yol açıyor, hastalıklara sebebiyet verebiliyor ve hatta insanı intihara bile sürükleyebiliyor.
KİŞİSEL İFLAS BİLDİRİMİ
Borçlular kişisel iflas bildiriminde bulunabiliyorlar. İflas davası açılıyor. Sonuç tabii kişinin durumuna göre değişiyor ama normalde borçlar 6 yılda temizleniyor. Şimdi üç yıla düştü ancak borcun yarısını ödediğiniz takdirde bu mümkün oluyor. Artı mahkeme masraflarını da ödemek gerekiyor. Mahkeme masrafları bin 500 ile 2 bin 500 Euro arasında değişiyor.
Bir de alacaklılarla anlaşma imkanı var. Bu da kişinin durumuna ve yaşına bağlı olarak şekillenebiliyor. Örneğin, yaşlı borçlular için sembolik bir biçimde borçların yüzde 3'ünü 5'ini ödeyerek borçlardan kurtulmak mümkün. Burada tabii yaşlılık, hastalık durumları dikkate alınıyor. Bazıları geliyor, ‘şu kişinin borçlarını 150 Euro, 300 Euro ödedikten sonra sildirmişsin. Benimkileri de sildir' diyor ama bu herkes için geçerli olamıyor.
TEŞEKKÜR ZİYARETİNE GELİYORLAR
Yardımcı olabildiğimiz birçok borçlu borçlarından kurtulduktan sora teşekkür ziyaretine geliyor. Hayatları düzene girmiş oluyor. Çocukların dersleri bile düzeliyor. Başvuranların yüzde 90 ila 95'ine başarılı bir şekilde yardımcı olabiliyoruz. Başarılı olamadığımız durumların çoğunda borçlunun kendisi sorumludur. İlgilenmemiştir, biz iletişim kurmak istememize rağmen arayıp sormamıştır. Tabii bu durumda bizim de elimizden bir şey gelmiyor ama bir kişi ciddi ciddi borçlarından kurtulmak istiyorsa bu mümkün. Bazen buraya aynı soyadını taşıyan dedeler, torunlar, akrabalar geliyor. Birinin derdine çare olunca, diğerlerine tavsiye ediliyoruz. Biz Kreuzberg-Friedrichshain İlçesi'nde ikamet eden borçluların sorunlarını çözmekle yükümlüyüz ama bize başka semtlerden de geliyorlar ya da telefon ediyorlar. Ne yazık ki zaman kapasitemiz yetmediği için bazen çok istesek de onların sorunlarının çözümünde etkili olamıyoruz.