Boncuk hálá yasta

Sarıyer'de geçtiğimiz günlerde denize uçan otomobilde yaşamını yitiren Melike ve Çiğdem adlı iki kız kardeşin 7 yıldır yanlarından ayırmadıkları köpekleri Boncuk, bir daha hiç göremeyeceği sahiplerinin kokusuyla yaşıyor.

Parfümeri dükkanı işleten 24 yaşındaki Melike Çelik ile 23 yaşındaki kız kardeşi Çiğdem Çelik, hayat dolu iki genç kızdı. Melike, Kıbrıs Girne Amerikan Üniversitesi öğrencisi Melih İyigün nişanlıydı, Çiğdem ise Marlboro Bölge Temsilcisi Tanzer Özcan'la... Evlilik hayalleri kuran 4 genç birlikte vakit geçiriyor, eğleniyor, gençliklerinin tadını çıkarıyordu. Onlarla birlikte mutlu olan biri daha vardı: Melike ile Çiğdem'in Terrier cinsi köpekleri Boncuk...

Melike Çelik, Boncuk'u 1992 yılının Haziran ayında bulup beğenmişti. Nişantaşı'nda alışveriş yaparken gözüne ilişmişti, 3 aylık Terrier cinsi köpek. Onu almak için parası yetmeyince, annesini arayıp ‘‘Hemen buraya gel, harika birşey buldum’’ diye yardım istemişti. O günden sonra Boncuk, evin neşesine neşe katmış, iki kız kardeşin dostu, sırdaşı, bekçisi olmuştu...

8 Şubat 1999 gecesi, Çelik Ailesi'nin evinde yemek yenildi. 4 genç, saatler 01.00'i gösterdiğinde, Melih İyigün'ün 34 DNP 75 plakalı otomobiline binerek yola çıktı. Ancak, halk arasında ‘‘kazıklıyol’’ olarak bilinen Çetin Emeç ve Demokrasi Şehitleri Caddesi üzerinde yolun buzlanması nedeniyle kaza yaptılar. Yoldan çıkan otomobil önce kaldırımı, sonra da demir direkleri aşarak kıyıdaki restoranlarla yol arasından denize uçtu. Boğazın soğuk sularına gömülen gençlerin cesetlerini dalgıçlar çıkardı. Çevre sakinleri kazıklıyolu trafiğe kapatarak, protesto gösterisi yaptı.

UNUTULMAYAN ACI

Sarıyer, talihsiz kazada yaşamını yitiren 4 genç için günlerce gözyaşı döktü. Ama çevresindeki ağlaşan insanlarla birlikte acı çeken biri daha vardı. 7 yaşındaki Terrier cinsi Boncuk, büyük bir sevgiyle bağlandığı Melike ile Çiğdem'in öldüğünü, köpeklere has bir içgüdüyle anlamıştı.

İnsanların dünyasında ‘‘Zaman her şeyi unutturur’’ derler. Çiğdem ve Melike için de böyle oldu. Bir süre sonra insanlar acılarını içlerine gömdüler, gündelik yaşantılarına döndünler. Boncuk ise günllerce acı acı havladı, yemeden içmeden kesildi...

Boncuk, Melike ile Çiğdem'in odasına kimseyi sokmadı. Kendisini teselli etmeye gelenleri de umursamadı. Kızlarını kaybeden baba Zafer Çelik, boncuğu da kaybetmek istemedi, veterinere götürdü. Boncuk, 10 gün kaldı hastanede. Serumlarla yaşatıldı. En sonunda veteriner, Boncuk'un yaşaması için tek bir yol olduğunu söyledi:

‘‘Bu köpeğin hayatta kalması çok zor. Ancak onların kokusunu hissettiği sürece yaşayabilir. Onu odadan, evden sakın uzaklaştırmayın...’’

Boncuk, o günden bu yana yaşamını artık hayatta olmayan iki sahibinin odasında sürdürüyor. Melike ile Çiğdem'in kokusu varolduğu sürece Boncuk da yaşayacak.

Hukuk savaşı başlatacaklar

Hayatlarının baharında trafik canavarına yenik düşen çocuklarının acısı, aileleri gün geçtikçe perişan ediyor. İki kızını telli duvaklı gelin yapmanın hayallerini kurarken, kara toprağa veren baba Zafer Çelik, isyan ediyor. Zafer Çelik, belediyenin üzerine düşeni yapmadığını belirtiyor:

‘‘Kazıklıyol, Boğaz Köprüsü statüsündedir. Onun için her türlü önlemin alınması gerekir. Ancak arada yüzlerce kaza olmasına rağmen belediyenin aldığı hiçbir tedbir yok. Yol buz tutmuş, ancak tuzlanmamış. Böyle şey olur mu? İnsan canı bu kadar ucuz mu? İşin peşini bırakmayacağım. Başka canların yanmaması için elimden gelen her şeyi yapacağım. O yol kapanacak. Buranın halkı kapatacak...’’

Uzman gözüyle: Onları asla unutmaz

Köpek Eğitmeni Cihan Özyağmur, Boncuk'un durumunu şöyle değerlendirdi: ‘‘Köpekler grup halinde yaşarlar. Evcilleştirilmeleri kedilerden daha kolay ve kalıcıdır. Boncuk'un 7 yıldır yaşadığı bir ailesi var. Onun için aile her şeyden önemli. Onu hem korur, doyurur hem de sever. Aile reisi ise her şeyin üstündedir. Köpek ona tam itaat eder. Eğer ona çok iyi davranıyorsa aşık olur. Yokluğu her şeyin sonu demektir. Ömrü boyunca unutamayacağı bir acıdır. Köpek, 4 aylıkken ailesini tanır. 4 ay geçtikten sonra başka birilerine de verilse ailesi, ilk tanığıdır. Boncuk için yapılması gereken şey, birkaç köpekle aynı ortamda tutulmasıdır. İnsanları yitirdiği için hemcinsleriyle avunabilir...’’