Bombadan habersiz gibi...

Bombalı saldırı gününü anlatırken de hain saldırıdan habersiz gibi konuştu: 

“Bilal, saat 13.00 sıralarında beni sinirli bir şekilde uyandırdı. ‘Hacı seni defalarca aramış, bir sürü mesaj atmış, neden cevap vermedin?’ diye kızdı. Hacı beni arayarak ‘Bilal’le hava almaya Taksim’e gidin’ dedi. Bilal, polis sorgusundan korktuğu için aracın önüne oturmamı söyledi. Atölyeden çıkarken biri içinde cips ve kola bulunan renkli bir poşet ile Bilal’in içerisinde yememiz için almış olduğu abur cubur bulunduğunu söylediği sırt çantasını alarak araca bindik. Taksim Meydanı’na yakın bir yere geldiğimizde Bilal’in telefonu çaldı. Hacı ile konuştuğundan emindim. Telefonu kapattıktan sonra ‘Benim acil bir işim çıktı, sen burada in. İşimi halledince yanına geleceğim’ diyerek araçtan inmemi, İstiklal Caddesi’ne gitmemi söyledi.

ÜSTTE CİPS, ALTTA BOMBA

Araçtan indiğimde Bilal bana ısrarla yanımızdaki sırt çantası ve beyaz poşeti almamı istedi. Almak zorunda kaldım. Bir dükkândan rimel aldım. Olayın gerçekleştiği banka oturdum. Yanımdaki kahverengi çantayı açtığımda çantada 6 paket kek, 3 paket cips ve altında beyaz renkli üç ayrı paket görmem üzerine bu paketlerin Bilal’in atölyeye getirip kendi giyim eşyalarının arasına sakladığı, atölyede kimse yokken dokunarak yumuşak bir maddenin sarılı olduğu paketin aynısı olduğunu anladım. Bu paketleri ilk gördüğümde uyuşturucu sanarak Bilal’e bir şey sormamıştım. 

GELİP TAKSİYİ ÖDEDİ

Patlamadan sonra koşarak Taksim’e çıktım. Taksiye bindim, atölyenin yakınındaki kafenin önüne kadar geldim. Hacı beni telefonla aradı. Bilal’i ve atölyeyi unutmam gerektiğini, yanıma bir şahsın gelerek her şeyi halledeceğini söyledikten sonra tarif ettiği kişi yanıma geldi, ücreti ödedi. Telefonumu istedi, alır almaz kapattı.”