Bombacı kızkardeşini bulmak için örgüte girdi

Güncelleme Tarihi:

Bombacı kızkardeşini bulmak için örgüte girdi
Oluşturulma Tarihi: Haziran 09, 2007 10:14

İzmir'in Bornova İlçesi'ndeki Mansuroğlu semt pazarında, giyim eşyası tezgahlarının arka kısmındaki ağaca bağlanan bisiklete monte edilmiş bombanın patlaması sonucu, pazarcı Hatem Kaval'ın ölümüne, 17 kişinin de yaralanmasına neden olduğu iddiasıyla tutuklanan ‘Botan’ kod adlı Özkan Yaşar, ifadesinde örgüte kaybolan kızkardeşi Deniz Yaşar'ı bulmak için girdiğini, ancak bulamadığını söyledi.

Pazar yerindeki bombalı saldırıyı kendisinin gerçekleştirmediğini öne süren Özkan Yaşar, ifadesinde 8 ay önce örgüte katıldığını, PKK'nın İran'daki kamplarında askeri ve siyasi eğitim aldığını, örgütün özel kuvvetler birimine seçilerek ekonomik ve siyasi hedeflere yönelik eylem yapmak üzere 2 ay önce İzmir'e gönderildiğini söyledi.

9 kardeş olduklarını belirterek örgüte neden katıldığını anlatan Özkan Yaşar şunları söyledi:“Lise 1'deyken sınıfta kalınca okulu bıraktım. Mobilya işinde çalışmaya başladım. Rahatsızlanınca buradan da ayrıldım. Kemeraltı'nda çanta satmaya başladım. Bugüne kadar herhangi bir suçtan dolayı yakalanmadım ve gözaltına alınmadım. En küçük amcam G.Y., PKK terör örgütüne katılmaktan ceza aldı. 2002 yılı seçimlerinde İzmir Eski Çamlık'ta kurulan seçim bürosuna gidip gelmeye başladım, ancak DEHAP içerisinde aktif bir görev almadım. Babamın bir dönem DEHAP'tan milletvekili adayı gösterilmesi benim de bu partiye karşı sempati duymama neden olmuştu. Bu arada kızkardeşim Deniz Yaşar birden ortadan kayboldu. PKK'ya katıldığını düşünerek ben de onu aramaya başladım. Kız kardeşimin bu şekilde gitmesi çok zoruma gitmişti. Ben de bu nedenle PKK'ya katılıp kız kardeşimi bulmaya çalışacaktım. Bu kararı verdikten sonra arayış içine girdim.”

KIZ KARDEŞİNİ BULAMAMIŞ

İzmir'de 2005 yılında yapılan 1 Mayıs mitinginde Mazlum adlı bir kişiyle tanıştığını ve ondan kızkardeşini bulması için yardım istediğini, yardım edeceğini söylemesi üzerine birlikte, Van üzerinden 2006 yılı Kasım ayında İran'a gidip kampa katıldığını, burada askeri ve bomba eğitimi aldığını belirten Özkan Yaşar ifadesine şöyle devam etti:
“Tüm aramalarıma rağmen kız kardeşimi bulamadım. Kampta yaklaşık 5 ay kadar eğitim gördüm. Eğitim devresinde Abdullah Öcalan'ın cezaevinde avukatı ile yaptığı görüşme notları ağırlıklı olmak üzere, örgütsel siyasi eğitim aldık. Siyasi eğitim süresi bittikten sonra kamp sorumluları bizim askeri eğitim göreceğimizi belirterek silah ve bomba eğitimi verdi. Araçlara yönelik hazırlanan ‘basmalı bomba, basmalı çekmeli ve saatli bomba düzeneği konusununda eğitim aldım. Yılmaz kod adlı kişi bu eğitimden sonra İzmir alanında görevlendirildiğimi, oraya gitmemi daha sonra yanıma da bir arkadaşın geleceğini söyledi. Bana yakalandığımda ele geçirilen cep telefonu, sim kartı ve 500 dolar parayı verdi. Daha sonra bir kurye vasıtası ile beni Van'a gönderdi. Van'dan uçakla Ankara'ya, otobüsle de İzmir'e geldim. Ailemin yanında kalmaya başladım. Buraya geldiğimde yanıma herhangi bir malzeme getirmedim. Sadece Yılmaz tarafından verilen şifre kağıdı vardı. Döküman ve krokiler hiçbir suretle benim değildir. Ben her gün belli satte işimde oluyorum. Bu eylemi ben yapmadım. Yakalandığım günden 2- 3 gün önce Yılmaz beni kırsaldan verilen telefondan aradı. Belirtilen yere gitmemi istedi. Gittiğimde daha önceden kırsal alanda gördüğüm bir erkek gelip bana kırmızı bir poşet verdi. Ben de kendisine bunun ne olduğunu sordum. Kendisi, bunu almamı, daha sonra beni arayacağını söyleyip gitti. Yolda poşeti kontrol ettiğimde yumuşaklığından patlayıcı madde olduğunu anladım. Kampta her türlü bomba türünü ve maddelerini öğrenmiştim.”

‘CAN KAYBIYLA SONUÇLANAN EYLEMLERİ YAPIP ÜSTLENMEYECEKTİ’

Kendisiyle birlikte gözaltına alınıp ikisi tutuklanın diğer 4 sanığın örgütsel konumu hakkında bilgisi olmadığını da ileri süren Özkan Yaşar, PKK terör örgütünün sözde ateşkes sürecini bitirdikten sonra özelikle metropollerde bombalı eylemler gerçekleştireceğini açıkca tüm örgüt mensuplarına deklare ettiğini belirterek şöyle konuştu:
“Türkiye içerisinde tüm kamu kurum ve kuruluşlar başta olmak üzere devleti zaafiyete uğratacak tüm yapılar ve kişiler hedef olarak belirlenmişti. Bu amaçla örgüt bombalı eylemlerin önemli olduğunu, geliştirilen sürecin de bu temelde olacağını, metropollere gönderilen tüm örgüt mensuplarına açıklamıştı. Örgüt, destek veren ülkelerin kendilerini halen kan akıtan, savaşan bir oluşum olarak görecekleri kaygısıyla gerçekleştirilen bombalı saldırılar sırasında can kaybıyla sonuçlanan eylemleri üstlenmeyecekti. Ancak bu tür eylemler artarak devam edecekti.”

Yakalandığında ele geçirilen av tüfeğinin babasına ait olduğunu, kömürlükte poşet içerisinde bulunan barutun ise kendisinin olduğunu söyleyen Yaşar “Barutun içerisine kömür tozu, kükürt ve kibrit ucu koyarak karışım yaptım. Daha sonra bu karışımın yanıp yanmadığını merak ettim. Amacım halk tipi patlayıcı olarak bilinen maddenin etkili olup olmadığını anlamaktı” dedi.

PATLAYICIYLA BİRLİKTE YAKALANMIŞTI

Polisin yaptığı operasyonda, Özkan Yaşar ile birlikte kentte kendisine lojistik destek sağlayıp saklanmasına ve barınmasına yardımcı olduğu belirlenen 52 yaşındaki Ayhan Azgın, 33 yaşındaki İbrahim Örüş, 23 yaşındaki Hüseyin Aktaş, 22 yaşındaki Serkan Yıldırım, yakalanmıştı. Özkan Yaşar'ın saklandığı Serkan Yıldırım'ın evinde ve diğer zanlıların kaldıkları yerlerde bomba arama köpekleriyle yapılan aramada, televizyon dolabına gizlenmiş 1 kilo 640 gram RDX içeren plastik patlayıcı, 1 kilo 300 gram nitrat ve klorat iyonları içeren el yapımı patlayıcı, 3 elektrikli fünye, 1 tabanca, 1 kurusıkı tabanca, 2 av tüfeği, 3 şarjör, 34 fişek, 1 bomba yapımını anlatan kitap, 4 cep telefonu, 7 sim kart, 1 kilo 100 gram barut, örgütün propagandasını içeren kitap ve yayınlarla 2 kroki ele geçirildi. İşlemleri tamamlanan 5 kişiden Özkan Yaşar ile İbirhami Örüş ve Serkan Yıldırım sevk edildikleri adliyede mahkemece tutuklanmış, diğerleri serbest bırakımıştı.


BİSİKLETLİ SALDIRIDA BİR KİŞİ ÖLMÜŞTÜ 

12 Nisan'da meydana gelen olayda, her cumartesi günü kurulan, Mansuroğlu Semt Pazarı'nın, giyim eşyalarının bulunduğu bölüm tarafındaki girişte, saat 09.18'de, tezgahların arka kısmında bulunan Metin Oktay Spor Kompleksi'ndeki bir ağaca bağlanan bisiklete monte edilmiş bomba patlamıştı. Büyük bir gürültünün duyulduğu ve esnafın henüz satış yapmak için tezgahları açtığı sırada meydana gelen patlamada, çevredeki işyeri, ev ve otomobillerin camları kırılmış, maddi hasar meydana gelmişti. Patlamada, yaralanan 18 kişiden Ege Üniversitesi Hastanesi'ne kaldırılan üniversite mezunu pazarcı Hatem Kaval, yaşamını yitirmişti. Diğer yaralılar ise tedavilerinin ardından taburcu edildi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!