Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuklu sanıklar Ali Sayan, Alpaslan Özkan, İdris Nakçi ve tutuksuz sanık Mustafa Bayar ile avukatları katıldı.
Tutuksuz sanık Bayar, iddianamenin kendisine ulaşmadığını belirterek, savunması için süre isterken, diğer sanıklar, savunmalarında suçlamaları reddetti.
İddianamede, minibüste ele geçirilen telefonlardan birini kullananlar arasında yer aldığı belirtilen Alpaslan Özkan, olayı “komplo” olarak niteledi.
Daha önce tanıştığı Nakçi'nin geçen yıl acele SIM karta ihtiyacı olduğunu söylediğini anlatan Özkan, bunun üzerine Nakçi'ye kendi SIM kartını verdiğini ifade etti. Özkan, gözaltına alınmasının ardından SIM kartın bomba yüklü minibüste bulunduğunun kendisine söylendiğini belirtti.
Savunmasında, geçmişte bir gençlik merkezinde çalıştığını kaydeden Özkan, “polis olduğunu söylediği bazı kişilerin kendisiyle görüşerek, gençlik merkezine gelip gidenler hakkında para karşılığı bilgi vermesini istediklerini, ancak bunu kabul etmediğini” de öne sürdü.
-“ŞOK OLDUM”-İddianamede “terör örgütü PKK/KONGRA-GEL'e patlayıcı madde sağlamak, bu amaçla patlayıcı maddenin ülke içinde bir yerden başka bir yere naklini sağlamak, terör örgütüne üye olmak” suçlarından cezalandırılması istenen İdris Nakçi ise bomba yüklü minibüs bulunduğunu televizyondan öğrendiğini söyledi.
Minibüsün bulunmasından sonra eğitim gördüğü Eskişehir'den Diyarbakır'a gitmek üzere otobüsle yola çıktığını anlatan Nakçi, “Otobüs Ankara'da durduruldu.
Trafik polisleri sandım, ama beni gözaltına almak için durdurmuşlar. Bendeki SIM kartın bombalı araçta bulunduğunu söylediklerinde şok oldum” diye konuştu.
Araba kullanmayı bilmediğini ve Mercedes Vito tipi bir araca hiç binmediğini ifade eden Nakçi, “Bomba yüklü aracı kim yapmışsa lanetliyorum” dedi.
Nakçi, ayakkabısının altında patlayıcı kırıntıları tespit edildiğinin hatırlatılması üzerine, “Bu, Mars topraklarının, ayakkabılarımın altından çıkması gibi bir şey... Pantolonumun paçaları uzun olduğundan ayakkabılarımın altına geliyordu. Eğer patlayıcı varsa, pantolonumda da çıkmalıydı” ifadesini kullandı.
Gözaltına alındığında üzerinden 3 cep telefonu ve 5 SIM kart bulunmasının özel bir nedeni olmadığını kaydeden Nakçi, internetten tanıştığı kişilere farklı numaralar verdiğini, cep telefonlarının bazılarını ise çöpe dahi atsa kimsenin almayacağını ifade etti.
Nakçi, bombalı minibüsün bulunduğu günlerde Eskişehir'de olduğunu da söyledi.
-ALİ SAYAN-Ali Sayan da Nakçi ile dershane günlerinden beri arkadaş olduklarını ve zaman zaman görüştüklerini anlattı. ODTÜ'de öğrenci olduğuna işaret eden Sayan, birkaç kez Nakçi ile Eskişehir'den gelen bazı kişileri evinde misafir ettiğini anlattı. Bu kişilerden bazılarının, bölücü terör örgütüne katılmak üzere kırsala gittiğini sonradan öğrendiğini ifade eden Sayan, bombalı minibüsle ilgisinin olmadığını kaydetti.
Sayan, “Ben, minibüs bulunduktan yaklaşık 1 ay sonra tutuklandım. Bu süre içinde okula gidip, geliyordum. Eğer bir ilgim olsa, gizlenme teşebbüsüm olurdu” diye konuştu.
-TANIKLAR-Duruşmada tanık olarak dinlenen çok katlı otopark görevlisi Ahmet Gündoğan şunları söyledi:
“Saat 23.00 sıralarında minibüs geldi. Dördüncü kata çıkacaktı, ama çıkış yolu dar olduğu için arabayı sürttüğünü görünce şoföre 'Arabayı eğer sabah alacaksan, ikinci kata park edebilirsin. Çünkü bu kat yarın boyanacak' dedim. 'Sabah çıkacağız kardaş' şeklinde, dayı gibi konuşuyordu. Şoför kirli sakallı birisiydi ve araçta tek başınaydı. 30 yaşlarındaydı.
Gece el feneriyle parktaki araçları kontrol ederken, minibüse de baktım. Arkasında büyükçe bir koli vardı. Adamın sosyete pazarı esnafı olduğunu düşündüm.”
Gündoğan, sanıklardan Nakçi'nin kendisine şoförü anımsattığını, ancak “Kesin o” diyemeyeceğini ifade ederek, “Emniyet'teki resmi teşhisin ardından, söz konusu şoföre benzeyen en az 10 kişi gördüm” dedi.
Dinlenen bazı tanıklar ise 10, 11 ve 12 Eylül tarihlerinde İdris Nakçi'yi Eskişehir'de gördüklerini anlattı. Sanıkların avukatları da müvekkillerinin savunmalarına katıldıklarını belirterek, tahliyelerini talep etti.
Nakçi'nin avukatı Filiz Kalaycı, bomba yüklü minibüsün bulunmasının ardından, “bunun Ergenekon tarafından infial yaratmak amacıyla yapıldığına ilişkin
haberler çıktığını” anlatarak, “Olayın, Ergenekon soruşturmasıyla ilgili olduğunu düşünüyorum” dedi. Kalaycı, soruşturmanın bu yönde genişletilmesini istedi.
Kısa aranın ardından Mahkeme Heyeti Başkanı Hasan Şatır, sanık avukatlarının soruşturmanın genişletilmesi yönündeki talebinin reddine ve tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verildiğini belirterek, duruşmanın ertelendiğini açıkladı.
İddianamede, sanık Nakçi'nin, “terör örgütü PKK/KONGRA-GEL'e patlayıcı madde sağlamak, bu amaçla patlayıcı maddenin ülke içinde bir yerden başka bir yere naklini sağlamak, terör örgütüne üye olmak” eylemleri nedeniyle 19 yıl 6 aydan 37 yıla; Özkan, Sayan ve Bayar'ın ise “terör örgütü PKK/KONGRA-GEL üyesi olmak eylemleri” nedeniyle, 5'er yıldan 10'ar yıla kadar hapse mahkum edilmeleri isteniyor.