Güncelleme Tarihi:
ABD Başkanı Bill Clinton'un Türkiye ziyareti sırasında alınan olağanüstü güvenlik önlemleri kimileri tarafından ‘abartılı’ bulunurken, kimileri tarafından da ‘gerekli’ olarak nitelendi.
Clinton'un Türkiye ziyareti gerçekleşmeden günler önce gelen CIA ajanları, Başkan'ın gideceği yerlerin yanısıra gidebileceği yerlerde bile incelemelerde bulundular.
FREKANS BOZUCU ‘KALKAN’
Güvenlik önlemleri arasında en dikkat çekici olanı, Başkan'ın uçağı gelmeden Atatürk Havalimanı Devlet Konuk Evi'nin önüne yerleştirilen ‘kalkan’ adı verilen sinyal bozucu cihaz oldu. Her türlü patlayıcı yapımında kullanılan elektronik sistemlerle, telsiz ve telefon sistemlerini kilitleme özelliğine sahip cihaz, özel bir minibüsle alana getirildi. Clinton'un uçağı alana gelmeden kısa süre önce, aracın bagaj kapıları sonuna kadar açılarak cihaz çalıştırıldı. Bulunduğu alanı kolayca tarayabilen cihaz, uzaktan kumandalı plastik patlayıcı ile suikast girişimlerini başarısız kılıyor. Clinton'un konvoyunda 3'üncü sırada bulunan araç, hareket sırasında da frekans boğucu, bozucu dalgalar yayınladı. Bu nedenle konvoyda bulunanlar, araç yakınında cep telefonlarıyla konuşmakta güçlük çektiler.
HASTANE BİLE BELLİYDİ
Clinton'un programında bulunan deprem bölgesinde günler öncesinden araştırmalar yapan ajanlar, buraya 40 TIR çekerek, suikast ihtimaline karşı güvenlik çemberi oluşturdular. Sultanahmet, Ayasofya, Topkapı Sarayı çevresinde Türk polisinin yaptığı aramalara, ABD'li görevlilerin özel köpeklerle kapalı mekanlarda yaptığı aramalar eklendi. Bu arada Clinton'ın hastalanması halinde kaldırılabileceği yer olarak belirlenen International Hospital'da da günler öncesinden incelemeler yapan ajanlar, kalacağı katı ve yatacağı yatağı bile belirlediler.
ÇADIRKENTTE ETTEN DUVAR
Bill Clinton'un Ankara'dan geldiği çadırkentte konuşma yapacağı kürsünün çevresinde sıkı güvenlik önlemleri alınırken, Türk ve ABD'li korumalar kelimenin tam anlamıyla ‘etten bir duvar’ ördüler. Tören öncesi ve sırasında da askeri bir helikopter havadan denetleme yaparken, çadırkenti çevreleyen yüksek binaların üzerinde de keskin nişancılar görev yaptı. Çadırkent girişinde ise saat 11.00'deki ziyareti izlemek üzere saat 05.30'da İstanbul'dan yola çıkarılarak bölgeye getirilen basın mensupları, Türk ve ABD'li güvenlik görevlileri tarafından bir polis otobüsünün içinde tek tek arandıktan ve kimlikleri yeniden görüldükten sonra içeriye alındılar.
KANASLI KESKİN NİŞANCILAR
Clinton'ın, çadırkent ziyaretinden sonra geleceği İstanbul Atatürk Havalimanı, güvenlik önlemleri açısından tarihi günlerinden birini yaşadı. ABD'li görevlileri taşıyan 2 arazi aracı, havalimanına park ederek motorlarını kapatan uçağın yakınında durarak araç yaklaşmasını engelledi. Bir araç da uçağın iniş kapısının görüşünü kesecek şekilde durarak ölü noktaları en aza indirdi. Devlet Konukevi'ne hiçbir basın mensubu alınmadı. Atatürk Havalimanı apronunda ABD'li ajanlar gün boyu araçlarla devriye gezdi. Yer hizmet kuruluşu Çelebi'nin araçlarında birer ajan bulunarak güvenlik önlemlerine katkıda bulundu. Türk askerleri apronun uzak bölümlerinde nöbet tuttu. İstanbul Emniyet Müdürlüğü kadrosundaki özel timler havalimanının stratejik binalarının çatılarında uzun namlulu Kanas suikast silahlarıyla çevreyi kontrol ettiler. Bu nöbetçilerin hepsinin yanında birer ABD'li görevli bulundu. Suikast silahı olarak bilinen Kanas, tek atışlı, hedefi şaşmayan, uzun namlulu tüfek. Kanas'a, her atıştan sonra, yeni mermi yerleştirilmesi gerekiyor.
Clinton, karşılama töreninden sonra, arka arkaya duran ve her ikisinde de fors bulunan limuzinlerden önde bulunanına binerek alandan ayrıldı. Koyu renk camlı limuzinlerin birbirinin aynı olması dikkat çekti. Bu limuzinlerin hareket halindeyken sık sık yer değiştirdiği ve bu taktiğin, gözden kaçmış olası bir suikast ihtimalini yüzde 50 azaltmak amacıyla yapıldığı belirtildi.
KUŞ UÇURTMADILAR
Clinton'un İstanbul ziyareti sırasında katıldığı DEİK (Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu) ve Türk-Amerikan İş Konseyi'nin verdiği öğle yemeği sırasında da Yıldız Parkı etrafından kuş uçurtulmadı. Yemeğin yendiği Milli Saraylar Daire Başkanlığı'na bağlı Şale Köşkü'nün iç kısmı 80'e yakın başkanlığa bağlı koruma görevlileri tarafından, dış kısmı ise İstanbul emniyeti tarafından korundu. İçeride ve dışarıda çok sayıda ABD'li görevli bulundu. Basın mensupları da yemeğin başlamasına yaklaşık 2 saat kala köşke getirilerek, bir odada bekletildi.
3 BİN POLİS
Clintonlar'ın daha sonra geldikleri Sultanahmet Meydanı'nda güvenlik önlemleri de bir önceki geceden alındı. Gece boyu güvenlik kontrollerini sürdüren görevliler, saat 05.00'de Özel Harekat timleriyle takviye edildi. Clintonlar'ın ziyaret saatinin yaklaşmasıyla birlikte meydandaki güvenlik güçlerinin sayısı 1000'i buldu. Meydanda görevlendirilen güvenlik güçleri arasında Çevik Kuvvet ekipleri ve Yunuslar'ın yanı sıra Terörle Mücadele birimleri ve bomba uzmanları da dikkati çekti. Meydanın önemli noktaları panzerlerle tutulurken, meydanı çevreleyen binaların çatılarına ve Clintonlar'ın ziyaret ettiği Sultanahmet Camii'nin minarelerine de Kanas tüfekli keskin nişancılar yerleştirildi. Emniyet yetkilileri, Sultanahmet Meydanı'nda görevlendirilen bin güvenlik görevlisinin yanı sıra Clintonlar'ın ziyareti ve AGİT zirvesi nedeniyle tüm İstanbul'da görevlendirilen güvenlik güçlerinin sayısının 3 bini aştığını bildirdiler. Bütün bu sıkı güvenlik önlemlerine rağmen, Bill Clinton'un uzun konvoyunda 2 de ambulans yeraldı. Açık alanlarda güvenliği sağlayan Türk güvenlik güçleri Clintonlar'ın ziyaret ettiği Ayasofya Müzesi, Yerebatan Sarayı ve Sultanahmet Camii gibi kapalı mekanlarda güvenlik kontrollerini Beyaz Saray güvenlik görevlileri ile işbirliği içinde gerçekleştirdiler.
TEK TEK ARANDILAR
Clintonlar'ın Ayasofya Müzesi ve Sultanahmet Camii'indeki ziyaretlerini izlemek için özel izin alan gazeteciler Beyaz Saray güvenlik görevlilerinin isteği üzerine kendilerini meydana götürecek otobüslere binmek üzere saat 12.00'de Sarayburnu'ndaki Sepetçiler Kasrı'na çağrıldılar. Gazetecilerin saat 12.00'de başlayan bekleyişi saat 16.15'e kadar sürdü. 16.30'dan 17.40'a kadar da Sultanahmet Meydanı'nda bekletilen gazeteciler Beyaz Saray güvenlik görevlileri tarafından tek tek arandı. Üstleri aranan gazetecilerin, fotoğraf makinaları, kameraları ve cep telefonları da bir suikast riskine karşı büyük bir titizlikle incelemeden geçirildi. Köpeklerle bomba araması da yapan Beyaz Saray güvenlik uzmanları gazetecilerin ancak uzun bir mesafeden kısa süre için çekim yapmalarına izin verdi. Alanda Türk ekipler 9 köpekle arama yaptılar. ABD'liler ise bununla yetinmedi, çevredeki kapalı mekanlarda da yine köpeklerle arama yaptılar.
OTEL KAPISINA X-RAY
Başkan Clinton'ın korumaları, kalacağı Conrad Otel'in kapısına yeni bir X-Ray cihazı kurdular. Otelin kapısındaki Türk polislerin denetimindeki X-Ray cihazının hemen yanına ABD'li görevlilerce kurulan cihaz uzun uzun ayarlandıktan sonra faaliyete geçti. Koruma ekibi iki cins köpeklerini de arasıra otelin karşısındaki parkta gezdirdi. Clintonlar otel giriş ve çıkışlarında garaj kapılarını kullandılar. Kapılar Türk ve ABD'li polisler tarafından denetim altına alındı. Havalimanından birlikte ayrılan Hillary ve Chelsea Clinton tek limuzinli bir konvoyla hareket ederken Clinton'un konvoyunda yine iki Limuzin yeraldı. Ailenin birlikte yaptıkları gezilerde de konvoyda iki limuzun bulundu. Clinton'un elektronik donanımlı koruma cipi ise konvoyda üçüncü sırada yeraldı.