Güncelleme Tarihi:
Alışverişe gitmek ama geri dönememek…
dershaneye gitmek ama geri dönememek…
dolaşmaya çıkmak ama geri dönememek…
askere gitmek ama geri dönememek…
bütün bunlar ne kadar sıradan ve hayatın bir parçası ve ekmek arası oldu bu ülkede öyle değil mi?
Hani gidipte dönmediğinizde kimse şaşırmıyor artık
Üzülüyorlar, kahroluyorlar ama şaşırmıyorlar….
çünkü her an bir patlamanın savurduğu bedeninizi usulca terk eden ruhunuz, aslında vedalaşmıştır sevdiklerinizle
siz evden çıkmaya karar verdiğiniz anda
Çünkü bindiğiniz aracın yanında patlayan bir bombanın,bastığınız kaldırımın eşiğinde pusuya yatan bir bombanın,ya da emin ellerde olduğunuzu sandığınız evinizin dibinde patlayan bir bombanın sizi onlardan,onları sizden koparma ihtimali her zaman vardır bu şehirde ya da bu ülkede
Dilerim bu hep ihtimal olarak kalır
Hepimizin kaderi, malum bir son haline dönüşmez
*
Dün yine bomba patladı Diyarbakır’da
Akşamüstü huzur içinde biraz şekerleme yapmak istedim
Ama şeker tadı gelmedi işte…
Patlamanın sesi ile yerimden fırladım
Ama şaşırmadım emin olun
Sadece alo dediğim için sevinç çığlıkları atan sevdiklerimin gözyaşlarını dindirmeye mi çalışacağımı yoksa patlama nerede olmuş, kim ölmüş, kim kalmış sorularını mı cevaplayacağımı bilemez oldum işte
dondum kaldım
düşünemedim
aklım da patlamıştı o bombayla birlikte
Ya arkadaşlarımdan biri geçiyorsa tam o sırada oradan…
Ya da eşim
Ya da herhangi biri…
Herhangi bir annenin kuzusu kısaca
İnsanları bırakın o arabanın altında yalanıp duran minik bir kediye bile takıldı aklım
savruk aklım,patlak aklım
*
Tanıdıklarımın sağ salim olduğunu öğrenince,
sağ salim olduğumu sevdiklerime ıspatlayınca,
başladım az önce benim için herhangi biri olan ama yerinde olabileceğim masum insanların yaraları ve giden canları için sızlanmaya
İşte ordan sonrası çekilmez oldu
Düğüm düğüm bir boğaz
tutmak zorunda olduğum bir öfke
taşırsam olmaz, tutsam olmaz bir öfke
*
Saat 16:55
Kulakları sağır eden bir ses
ardından siren sesleri
alevler
ağlayanlar,bağıranlar,yaralananlar,ölenler…
çığlıklar…
ve kazandığını sananların insani olmayan zafer(!) saatleri
Peki ya kaybettikleri…
İnsanlıklarını kaybetmek onlar için bir kayıpsa tabi
*
Her taraftan binbir söylenti
kulaklarını tıkayıp avaz avaz bağırası geliyor insanın
“susun”
diye
bu saatten sonra ne önemi var ki bunların
“susun nolur”
*
Evet ölmemiz gerekiyor maalesef
Doğanın kanunu
Allah’ın emri
Neye inanıyorsanız işte
Ama şekli bu olmamalı ölümün
Azraili onlar olmamalı
Bunu sindiremiyor içine insan ne yazık ki
Böyle adice bir tuzağa kapılıp,çaresizce değil…
Bu tuzağı kuranlarla hiç bilmedikleri “şereflice” bir çarpışmada ölmek varken
Bu tuzağın adını telaffuz ederek onları şereflendirmeyeceğim
Unuttum adlarını !
Ya da hiç tanımadım !
Ama onlar unutmasınlar bizleri
Önlerinde diz çöküp özür dileyekleri insanları…