Bölgesel sansür dünyayı etkiliyor
Güncelleme Tarihi:
Deniz İNCEOĞLU
Oluşturulma Tarihi: Mart 23, 2011 00:00
Columbia Üniversitesi Rektörü Prof. Lee C. Bollinger, İstanbul Teknik Üniversitesi’nde bir söyleşiye katıldı. Basın ve ifade özgürlüğünün fikir liderlerinden Bollinger, “Türkiye’de uygulanan sansür, Avrupa’yı da, Amerika’yı da etkiliyor” dedi.
BASIN ve ifade özgürlüğünün fikir liderleri arasında gösterilen, Columbia Üniversitesi Rektörü Prof. Lee C. Bollinger, 21 Mart’ta İstanbul Teknik Üniversitesi Kampusu’ndaydı. Bollinger konuşmasında, bireylerin küreselleşmeden kaynaklanan karmaşık konularda bilgi sahibi olabilmeleri için özgür basından hizmet alması gerektiğini söyledi. İstanbul’daki konuşmasında, basın ve ifade özgürlüğünün ülke bazında değil, dünya çapında algılanması gereken bir olgu olduğunu belirten Bollinger şunları söyledi:
İnsan hakları risk altında
“Son olaylardan sonra bir ülkenin ekonomik krizinin tüm dünyayı etkileyebildiği fark edildi. Sansür de artık aynen bu şekilde işliyor. Etkileri, sadece uygulandığı ülkede kalmıyor. Örneğin Türkiye’de bir sansür uygulandığında bu, Avrupa’yı ya da Amerikayı da etkiliyor. Aynı sansüre, biz de maruz kalmış oluyoruz. Eğer bir gazetecinin hakları engellenirse, dünyayı anlamamızı sağlayacak bilgi akışı da engellenmiş olur. Bu hem insan haklarının, hem de bilgi akışının riskli duruma sokulmasıdır.”
İnternet, her şey değil
“ABD’de son beş yıl içinde önemli gazetelerden çok iyi isimlerin ayrıldığı görüldü. Kimileri ‘Nasıl olsa internet var onların eksikliğini hissetmiyoruz’ dedi. Ama bu büyük bir yanlış. Evet, sosyal ağlarda gündemi aktaranlar da bu işi kotarıyormuş gibi görünüyor. Buna şu benzetmeyi yapabiliriz. Yavaş yavaş üniversite olgusu ortadan kalksa, sanal ortamda eğitime başlanılsa aynı etki yaratılabilir mi... İşte bu durum medya için de geçerli. Sadece artık daha profesyonel ve değişime açık olmak gerek. İşi başkalarına bırakmak değil.”
İnsan hakları risk altında
“Son olaylardan sonra bir ülkenin ekonomik krizinin tüm dünyayı etkileyebildiği fark edildi. Sansür de artık aynen bu şekilde işliyor. Etkileri, sadece uygulandığı ülkede kalmıyor. Örneğin Türkiye’de bir sansür uygulandığında bu, Avrupa’yı ya da Amerikayı da etkiliyor. Aynı sansüre, biz de maruz kalmış oluyoruz. Eğer bir gazetecinin hakları engellenirse, dünyayı anlamamızı sağlayacak bilgi akışı da engellenmiş olur. Bu hem insan haklarının, hem de bilgi akışının riskli duruma sokulmasıdır.”
İnternet, her şey değil
“ABD’de son beş yıl içinde önemli gazetelerden çok iyi isimlerin ayrıldığı görüldü. Kimileri ‘Nasıl olsa internet var onların eksikliğini hissetmiyoruz’ dedi. Ama bu büyük bir yanlış. Evet, sosyal ağlarda gündemi aktaranlar da bu işi kotarıyormuş gibi görünüyor. Buna şu benzetmeyi yapabiliriz. Yavaş yavaş üniversite olgusu ortadan kalksa, sanal ortamda eğitime başlanılsa aynı etki yaratılabilir mi... İşte bu durum medya için de geçerli. Sadece artık daha profesyonel ve değişime açık olmak gerek. İşi başkalarına bırakmak değil.”