Güncelleme Tarihi:
Bakır ustası İnan Yıldırım, unutulmaya yüz tutan baba mirası mesleğini Tarihi Kemeraltı Çarşısı'ndaki atölyesinde yaşatıyor. Babasını kaybetmesinin ardından mesleğe başlayan İnan Yıldırım seri üretim olmadan, makinelerden uzak el emeğiyle bakırcılık mesleğini 27 yıldır sürdürüyor.
Büyük cami alemlerini, salep kazanlarını, büyük otellerin, restoranların servis sunum tabaklarını yaptığını belirten Yıldırım, "Şu an için İzmir'de bakır işçiliğine bağlı çoğu işi, başka usta yetişmediği için ben yapıyorum. Babam öleli 25 yıl oldu, o zamandan beri bakır işliyorum ancak babamın dükkanına daha önce işe başladığım için toplamda 27 yıldır bu mesleği yapıyorum.
Çocukluğumdan beri bu işe çok hevesliydim. Ancak babam muhakkak üniversite bitirmemi eğer üniversiteye gitmezsem dükkana sokmayacağını söylemişti. O yüzden Konya Selçuk Üniversitesi'nde veterinerlik okudum. Diplomayı aldım ama hiç kendi mesleğimi yapmadım" ifadelerini kullandı.
'ZAMAN VE EMEK ALAN İŞLERİ YAPIYORUM'
İşinin en önemli yanının bakırları tokmakla işlemek olduğunu belirten Yıldırım, "Elle işlediğim için bakırlar 1 milim ve üstü olmak üzere biraz daha kalın.
Bu ise yaptığım işin ömürlük olmasını sağlıyor. Örneğin camilerin alemleri veya üstleri şadırvanlar 200 yıla kadar kalabiliyor. İzmir'deki Tarihi Saat Kulesi'nin üstündeki alemleri, Menemen ilçesinin girişinde olan kemerlerin üstüne alemleri ve Tarihi Asansör'ün üstündeki alemleri ben yaptım. Kimsenin uğraşmadığı, zaman ve emek alan işleri yapıyorum. Çok büyük paralar kazanamıyorum ama severek yaptığımdan gönlüm hoş oluyor.
Şu an Amerika'ya, Tayland, Kamboçya, Almanya, Belçika, Hollanda gibi yurt dışından da siparişler alıyorum. Hayatımda hiç gitmediğim Dubai ve Katar'a da birçok iş yaptım. İnsanların bakır işlerinde 'İnan yapar, ona gidin' demeleri beni çok mutlu ediyor. İki oğlum var, birisinin bu işi yapmasını çok istiyorum" diye konuştu.
Artık bakır ustası yetişmediğini ve tek kaldığını belirten Yıldırım, "Eskiden, Kemeraltı'ndaki bakırcılar çarşısında tokmak sesinden konuşanların sesleri duyulmazdı. Ancak şimdi burada bir ben kaldım.
Ülkede de sayılı sayıda var. En büyük avantajım, işimi çok severek yapıyorum. Ömrüm yetinceye kadar ya da 60-70 yaşına kadar devam etmek istiyorum. İlçe belediyelerinden ve Büyükşehir Belediyesi'nin halk eğitim merkezlerinde eğitim vermem için öneri de bulundular. "Elimden geldiği kadar üstüme düşeni yaparım" dedim. Şu an 48 yaşındayım, Allah bana ömür verdiği sürece ya da 60-70 yaşına kadar işime devam etmek isterim" diye konuştu.