İdris EMEN
Oluşturulma Tarihi: Nisan 11, 2018 00:05
Kılavuz Kaptanlar Derneği Başkanı Saim Oğuzülgen, kazalara karşı Boğazlar’dan geçecek gemilere Süveyş, Panama kanallarında olduğu gibi standart getirilmesi gerektiğini söylerken, İTÜ’yle hazırladıkları ‘Istanbulmax’ projesini anlattı.
VITASPIRIT adlı geminin Boğaz’da yaptığı kaza kılavuz kaptan tartışmasını da beraberinde getirdi. Türk Boğazları Deniz
Trafik Düzeni Tüzüğü’ne göre Türk Boğazları’ndan uğraksız geçiş yapacak gemilerde kılavuz kaptan bulundurma zorunluluğu yok. Türk Kılavuz Kaptanlar Derneği Başkanı ve Bahçeşehir Üniversitesi Türk Boğazları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Saim Oğuzülgen, kılavuz kaptan bulundurmanın zorunlu hale getirilmesiyle gemilerden kaynaklı kazaların önlenemeyeceğini söylüyor.
KILAVUZ KRİTERLERİTürk Boğazları’yla ilgili 1936’da imzalanan Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin 2. maddesinde barış zamanında ticari gemilerin Türk Boğazları’ndan geçişi sırasında kılavuz kaptanlık hizmeti isteğe bağlı kılındı. 1936’da
İstanbul Boğazı’ndan geçen gemi sayısı günde 17 iken zaman içinde artış olunca geçişler için önlemler alındı. 6 Kasım 1998’de ‘Türk Boğazları Deniz Trafik Düzeni Tüzüğü’ uygulamaya konuldu. Tüzüğe göre Türk Boğazları’ndan uğraklı geçiş yapacak olan gemiler için kılavuz kaptan bulundurma zorunluluğu getirildi. Ancak uğraksız geçiş yapacak gemilerde kılavuz kaptan zorunluluğu yok.
Türk Kılavuz Kaptanlar Derneği Başkanı ve Bahçeşehir Üniversitesi Türk Boğazları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Saim Oğuzülgen uygulamayı “Bir gemi bizim Türk Boğazları dediğimiz bölgede Çanakkale veya İstanbul içindeki herhangi bir limana gidiyorsa ve bu limandan kalkıp dışarı çıkıyorsa kılavuz kaptan alma mecburiyetindedir. Onun haricindekiler eğer Karadeniz’den doğrudan Akdeniz’e veya Akdeniz’den doğru Karadeniz’e gidiyorsa ihtiyari kılavuz kaptan sistemi uygulanır. Yani kılavuz kaptanı gemi kaptanı isterse alır” diye anlatıyor.
BOĞAZLAR’A ÖZEL GEMİ Türk Boğazları’nda gemi kazalarının önlenmesi ya da yaşanacak kazalarda zararın en aza indirilmesi için çift makine dairesi olan gemilerin geçişine izin verilmesi gerektiğini söyleyen Oğuzülgen, “Kaza, arıza her zaman olabilir. Ama önemli olan bunun zararını en aza indirebilecek tedbiri alacak sistemi oluşturmak” diyor. Oğuzülgen’e göre çözüm Panama, Süveyş, Kiel kanallarında olduğu gibi Boğaz’ın koşullarına uygun gemi standartları belirlenmesinde: “Önerim 200 metrenin altında, çift makine ve çift pervanesi olan gemilere geçiş izni verilsin. Biri durursa bile diğer makine sayesinde gemi kontrol altına alınabilir. 200 metrenin üzerindeki gemiler için yeni tedbirler alınabilir.”
EN FAZLA 199.9 METREPanama, Kiel ve Süveyş kanallarının fiziki durumu göz önünde bulundurularak özel gemiler tasarlandığını söyleyen Oğuzülgen şu öneride bulunuyor: “Bu gemilere ‘Kielmax, Panamax, Suezmax’ ismi veriliyor. Bu kanallarda olduğu gibi Türk Boğazları’nın fiziki yapısı göz önünde bulundurularak gemiler yapılabilir. Biz de böyle bir proje üzerinde çalışıyoruz. Bu projeye ‘İstanbulmax’ ismini verdik. Projeye göre İstanbulmax gemisinin boyu 199.9 metreden uzun olmayacak. Geminin eni ise manevra kabiliyetine göre belirlenecek. Zaman içerisinde sadece bu geminin geçişine izin verilebilir. Proje gerekli olgunluğa ulaştığında yetkililere sunulacak. Şu anda üç üniversite, 3 araştırma merkezi ile 3 sivil toplum kuruluşu bu projenin üzerinde çalışıyor. Böyle bir geminin Boğazlar için zorunlu hale getirilmesi Montrö ve Türk Boğazları Tüzüğü’ne aykırı değil.”
SORUN GEMİNİN BOYU VE TONAJI İstanbulmax projesine dahil olduklarını ve projenin henüz fikir aşamasında olduğunu söyleyen İstanbul Teknik Üniversitesi Gemi İnşaatı ve Deniz Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Ergin de şu bilgileri paylaştı:
“Panama Kanalı gibi kanallardan geçecek gemilerin bir takım standartları var. Bu kanalların derinlikleri, genişlikleri sınırlı olduğu için kanallara uygun, oradan geçecek şekilde bir gemi tipi oluşturuluyor. Fakat İstanbul Boğazı o kanallarla karşılaştırıldığında geniş bir boğaz. Buradaki problem geminin boyu ve tonajı. Bu tarz gemiler belli sayıda manevra yapıyorlar. Hem Çanakkale Boğazı’ndan hem İstanbul Boğazı’ndan geçerken bu manevraların emniyetli olması için boylarının belli bir sınırlar içerisinde olması gerekiyor. Tartışma noktası bu. Bu İstanbulmax için düşünülen konu bu. İstanbulmax projesinin amacı, Boğazlar’ın daha emniyetli bir hale getirilmesi. Biz İTÜ olarak İstanbulmax’ın çalışma grubu içerisindeyiz. Bir takım kuruluşlar da bu ekibe katıldı. Bunun üzerinde beyin jimnastiği yapılıyor diyelim. Tabii böyle bir çalışma yaptığımız zaman bunu devletle paylaşmamız lazım. Çünkü bu devleti bağlayan bir husus.”
Prof. Dr. Ergin, İstanbulmax sınıfına dahil gemilere Boğazlar’dan geçiş sırasında bazı avantajlar verilerek bu tip gemilerin yaygınlaştırılabileceğini de söyledi.