Güncelleme Tarihi:
Kararda sanıklar hakkında “siyasal ve askeri casusluk” suçundan dava açıldığı, ancak elde edilen bilgilerin hangi ülkeye intikal ettirildiğinin tespit edilemediği belirtilerek, “Casusluk suçunun oluşumu için aranan şart, casus ile lehine casusluk edilen yabancı devlet arasında bir anlaşmanın mevcut olmasını gerektirir” denildi.
Aralarında eski TÜBİTAK Başkan Yardımcısı Hasan Palaz’ın da bulunduğu 13 sanık hakkında “siyasi ve askeri casusluk” suçlamasıyla Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi’ne dava açılmıştı. Mahkeme, 26 Haziran tarihinde firari üç sanık polis hakkında dosyayı ayırırken, sanıklar Sedat Zavar ve İlker Usta’ya “haberleşmenin gizliliğini ihlal” ve “devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme” suçlarından 7 yıl 6 ay hapis cezasına hükmetmişti. Mahkeme diğer bütün sanıkların beraatına karar vermişti.
NEDEN CASUS DEĞİLLER
Kararda sanıklar hakkında, “siyasal ve askeri casusluk” suçundan dava açılmasına rağmen bu suçtan cezalandırılmadıkları da vurgulanarak şöyle denildi:
“Casusluk suçunun oluşumu için aranan şartın casus ile lehine casusluk edilen yabancı devlet arasında bir anlaşmanın mevcut olmasını gerekli kılar. İddianamede, elde edilen bilgilerin hangi ülkeye intikal ettirildiğinin tespit edilemediği açıkça ifade edilmiştir. Mahkememizce kovuşturma safahatında soruşturmanın yürütüldüğü (ileride ana dava olacak) soruşturma dosyasına yeniden sorulmuş, alınan yazı cevabına göre bir ülkenin varlığının tespit edilemediği bildirilmiştir. Sanıkların eylemlerinin TCK’nın 328 maddesine (Siyasal ve askeri casusluk) uymadığı, ancak TCK’nın 327 maddesinde (Devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme) tanımlanan suça uyduğu açıkça anlaşılmıştır.
ÜLKENİN BAŞBAKANINI DİNLEME CÜRRETİ
Sanıkların yargılama safahatında gözlenen tavırları, yurt dışına kaçmaları ve diplomatik yoldan iade edilmeleri, kişilerin telefonlarını dinlemek ve gizli bilgileri yayma hususundaki iradeleri, özellikle ülkenin başbakanını dinleme hususundaki gayret ve cüretleri, bu konunun toplumda infial yaratacak nitelikte bulunmasının birlikte değerlendirildiği sanıkların cezanın alt sınırı ile ıslah olmayacakları hususunda hakimler kurulunda kanaat hasıl etmiş ve cezalarının alt sınır aşılmak suretiyle cezalandırılmaları cihetine gidilmiştir.”
CEZA CAİZ OLMAZ
Kararda, tüm suçlardan beraat eten sanıklar Mehmet Yüksel ve yardımcısı Zeki Bulut yönünde, “Atama makamlarının atadıkları alt görevlilerin kişisel sapmalarından sorumlu değillerdir. Aksi düşünce tüm makamların bağlı memurların eylemlerinden sorumlu tutulmalı gibi bir anlamsız bir sonuç doğurur. Bundan ötürü ceza yargısından kişinin suçlanması asla caiz değildir” değerlendirilmesi yapıldı.