Güncelleme Tarihi:
Böbrekteki tümörler benign (iyi huylu=kanser olmayan) ya da malign (kötü huylu=kanser) şeklinde olabilir. İyi huylu tümörler, kötü huylu tümörler kadar zararlı değildir.Böbrekteki tümörler benign (iyi huylu=kanser olmayan) ya da malign (kötü huylu=kanser) şeklinde olabilir. İyi huylu tümörler, kötü huylu tümörler kadar zararlı değildir.
Böbrek kistleri, iyi huylu tümörlere örnek verilebilir.
• Genellikle hayati tehdit oluşturmazlar.
• Tedavi edildiklerinde ya da cerrahi olarak alındıklarında tekrar oluşmazlar
• Çevre dokulara ve vücudun diğer organlarına yayılım göstermezler
Malign (Kötü huylu tümörler)
• Hayati tehdit oluşturabilirler.
• Cerrahi olarak alınsa bile tekrar büyüyebilirler
• Çevre dokulara zarar verebilir ve çevre dokulara geçiş gösterebilirler
• Vücudun diğer bölümlerine yayılım gösterebilirler
Böbrek tümörü hücreleri böbrekte oluşan kanserli dokudan ayrılarak yayılım gösterebilirler. Lenf damarları yoluyla çevre lenf nodlarına yayılabilirler. Ya da kan damarları yoluyla akciğerlere, kemiklere ya da karaciğere yayılım gösterebilirler. Yayılım gösterdikten sonra böbrek tümör hücreleri diğer dokularda tutunabilir ve bu dokularda yeni tümörler oluşturacak şekilde büyüme yapabilir. Buradaki büyüme yer aldığı dokunun normal aktivitesini bozarak zararlı hale gelir.
Böbrek tümörü için risk faktörleri
Böbrek kanseri tanısı konmuş bir hastanın kansere neyin sebep olduğunu merak etmesi çok doğaldır. Ancak biz doktorlar olarak çoğu zaman böbrek kanserine yakalanma sebebini açıklayamamaktayız. Aynı çevresel etkilere maruz kalan aynı şekilde beslenen iki insandan birinde tümör olabilir diğerinde ise tümör görülmeyebilir.Ancak biliyoruz ki bazı belirgin risk faktörleri böbrek kanseri oluşturmada önemli etkilere sahiptir. Aşağıda belirtilen risk faktörlerine sahip olan kişilerde böbrek kanseri gelişmesi daha sıklıkla görülmektedir.
• Sigara: Böbrek kanseri gelişimi için en önemli risk faktörlerinden bir tanesidir. Sigara içenler, içmeyenlere göre daha yüksek oranda böbrek kanserine yakalanmaktadır. İçilen süre uzadıkça böbrek kanserine yakalanma riski artmaktadır.
• Obezite: Böbrek kanseri riskini arttırmaktadır.• Yüksek kan basıncı: Uzun süre devam eden yüksek kan basıncı böbrek kanser riskini arttırmaktadır.
• Aile hikâyesi: Ailesinde böbrek kanseri görülen insanlar, normal popülasyona göre çok az artmış bir risk oranına sahiptir. Ancak bazı özel genetik durumlarda ailede birçok bireyde böbrek kanserine rastlanabilir.
• Von hippel lindau (VHL sendromu): VHL, az sayıda ailede görülen kalıtımsal bir hastalıktır. VHL genindeki değişiklikler nedeniyle ortaya çıkar. Bu gene sahip olanlar, böbrek kanserine yakalanma riskine sahiptir. Ayrıca gözlerde, beyinde ve vücudun başka yerlerinde kistler ve tümörler gelişebilir. Ailesinde bu sendrom görülenlerin VHL geni açısından test edilmesi gerekir.Böbrek kanserine yakalanan hastaların birçoğunda yukarıdaki risk faktörlerinden hiçbirisi bulunmaz. Buna ek olarak yukarıdaki risk faktörlerine sahip insanların birçoğunda da böbrek kanseri gelişmemektedir.Sigara içmeyi bırakmak, tedavi için çok önemlidir. Sigarayı bırakma ne zaman olursa olsun önemli faydalar sağlamaktadır. Böbrek kanseri olan insanlar, sigara içmeyi bıraktıkları takdirde ek bir kansere yakalanma risklerini azaltırlar (Akciğer, özofagus ve mesane kanseri gibi). Ek olarak kalp hastalığı ve akciğer hastalıklarına yakalanma riskini azaltırlar. Böylece tedaviye cevap daha başarı olmakta ve böbrek kanserinden kurtulma olasılığı artmaktadır. Şikayetleri, Bulguları: Böbrek kanserinde aşağıdaki belirtiler görülebilir.
• İdrarda kan görülmesi (idrar çay rengi, pas renkte ya da koyu kırmızı olabilir)• Sırt bölgesi sağ ya da sol tarafta geçmeyen ağrı olması• Hastanın ya tarafında ya da karnında bir kitle belirginleşmesi
• Sebebi olmayan bir şekilde normalden fazla kilo kaybı olması
• Yüksek ateş
• Aşırı yorgunluk hissiYukarıda sayılan belirtiler, böbrek kanseri nedeniyle olabilir ya da başka sağlık problemleri nedeniyle olabilir. Örnek olarak; enfeksiyon ya da böbrek kisti aynı belirtileri yapabilir. Bu belirtilere sahip olan hastaların doktora başvurması varsa böbrek kanserinin, kanser yoksa da aynı belirtilere sebep olan diğer hastalıkların ortaya çıkmasına ve tedavi olmasına olanak tanıyacaktır.
Tanısı ve Tedavisi İçin Neler Yapılmalıdır?
Eğer böbrek kanserini düşündüren belirtileriniz varsa doktorunuz sizi detaylı bir incelemeye alacaktır. Fizik muayene yapılabilir. Aşağıdaki testlerden bir tanesi ya da birkaç tanesi istenebilir.
• İdrar analizi: Laboratuvarda idrar içerisinde kan ya da başka hastalık belirtileri olup olmadığı açısından değerlendirilir.
• Kan testleri: Laboratuvarda kan birçok madde açısından test edilir. Bunlardan özellikle kreatin, böbrek kanserinde önemli bir gösteridir. Kanserin teşhisinden çok böbrek alınmasının hastaya zarar verip vermeyeceğine karar verme aşamasında önemlidir. Böbrek yetmezliği durumlarında böbreğin değil tümörün alınması öncelik kazanır.
• Ultrasonografi: İnsanlar tarafından duyulmayan ses dalgalarıyla çalışan özel bir cihazdır. Organlara gidip geriye yansıyan ses dalgaları bilgisayar tarafından algılanarak organların şekli belirlenir. Böbrek kanseri tanısında ultrasonografi başarılıdır ve önemli bir yer tutar.
• Bilgisayarlı tomografi (BT): Çeşitli yönlerden hastanın birçok kez röntgen filminin çekilmesi ve bu filmlerin bilgisayar tarafından düzenlenip komplex görüntülerin ortaya çıkarılmasıyla çalışır. Kontrast madde (idrarın radyolojik olarak görüntülenmesini sağlayan bir madde) hastaya verilebilir. Böbrek kanseri tanısında bilgisayarlı tomografi en önemli tanı aracıdır. Kanserin boyutu, etraf lenf bezlerinde ve böbrek damarlarında tümöral yayılma olup olmadığı ve karın içinde başka yerlerde tümör olup olmadığı belirlenir.
• Manyetik rezonans (MRI): Bilgisayara bağlı dev bir mıknatıstan oluşan MRI, idrar yollarının ve çevre lenf bezlerinin görüntülenmesinde önemli katkılar sağlayabilir. Kontrast madde verilmesi MRI’da da gerekebilir. Ancak tomografide verilen kontrast maddeye göre yan etki olasılığı daha azdır.
• IVP: Son yıllarda bilgisayarlı tomografi teknolojisindeki gelişmelerle birlikte IVP böbrek kanserinde tanı aracı olarak kullanılmaktan çıkartılmıştır.
• Biyopsi: Kanser olduğundan emin olmak için organlardan doku örneği alınmasına biyopsi denir. Bazı durumlarda böbrek kanseri için tanı kesin olmadığında biyopsi yapılması önerilmektedir. Böyle durumlarda ciltten ultrasonografi ya da tomografi eşliğinde ince bir iğne böbreğe ilerletilerek böbrek dokusundan biyopsi alınır. Patolog tarafından bu biyopsi içerisinde kanser hücresinin olup olmadığı incelenir. Böbrek biyopsisi uygulaması zor, doku örneklemesi başarısı düşük bir yöntem olduğundan genel kabul görmemektedir. Böbrekteki radyolojik olarak şüpheli olan kitlelerin tamamıyla çıkartılması tedavi başarısı açısından daha olumlu sonuçlar vermektedir.
• Cerrahi: Böbrekte kanser olduğunda böbreğin bir kısmı ya da tamamı çıkartılır ve patolog tarafından böbrek kanserinin tipi anlaşılır.Bir hastada böbrek kanseri teşhis edildiğinde tedaviye karar verebilmek için öncelikle kanserin ne kadar yayıldığını anlamak gerekir. Bu çalışmaya tümör evrelemesi adı verilir. Tümör evrelemesi de tümörün cm olarak büyüklüğü ve etraf dokulara yayılımı olup olmadığı değerlendirilir. Bu verileri elde edebilmek için bazı testlerden yararlanılır.
• Kan testleri: Hastaların kanlarında yer alan bazı maddelere bakılması gerekebilir. Böbrek kanseri olan hastalarda kanda kalsiyum ya da LDH seviyelerinde yükselme olabilir. Karaciğere yayılım olup olmadığına bakmak amacıyla karaciğer testleri istenebilir.
• Akciger grafisi: Akciğer grafisi sayesinde böbrek kanserinin akciğere yayılımı olup olmadığı tespit edilmeye çalışılır.
• Tomografi: Tomografi ile tümörün boyutu, lenf bezlerine yayılımı olup olmadığı, akciğerlere ve vücudun başka yerlerine yayılımı olup olmadığı değerlendirilir.
• MRI: MRI, böbrek tümörünün kan damarlarına yayılıp yayılmadığını göstermek amacıyla kullanılır.Kanser, ilk olarak kaynaklandığı yerden vücudun başka bir bölgesine yayılım gösterdiği zaman yayılan tümörler orijinal tümörlerle aynı özelliklere sahiptir. Örnek olarak; eğer böbrek kanseri, akciğere yayılım gösterirse akciğerde yer alan tümör hücreleri aslında böbrek kanseri hücreleridir. Bu durumda hastalığa akciğer kanseri değil metastatik böbrek kanseri adı verilir. Tedavisi akciğer kanseri gibi değil böbrek kanseri gibi yapılır.Aşağıda böbrek tümörünün evrelendirme şekilleri sıralanmıştır:
• Evre 1: Bu evrede tümör, 7 cm’den daha küçüktür. Tümör sadece böbrek içerinde yer alır başka organlara yayılım göstermemiştir.
• Evre 2: Tümör, 7 cm’den büyüktür ancak böbrek dışındaki organlara yayılım göstermemiştir.
• Evre 3: Tümör herhangi bir büyüklükte olabilir. Lenf bezlerine geçiş göstermiştir ya da çevredeki kan damarlarına yayılım göstermiştir.
• Evre 4: Tümör, böbrek etrafındaki yağlı dokuya ya da fibroz kapsül dokusuna yayılım göstermiştir. Aynı zamanda kanser etraf lenf dokularına ya da akciğer, karaciğer ve kemikler gibi diğer organlara yayılım göstermiş olabilir.
Tedavi
Böbrek kanserine yakalanan bir hastada en önemli tedavi seçeneği cerrahi tedavidir. Cerrahi dışı tedavilerin özellikle kemoterapi ve radyoterapinin böbrek kanseri tedavisinde etkinliği ne yazık ki çok azdır. Cerrahi tedavi dışında targeted ve biyological terapi adı verilen tedavi seçenekleri vardır. Hastaya bu tedavi seçeneklerinden bir tanesinin uygulanmasına karar verilir.